Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Dilovası Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde Thyssenkrupp Asansör Türkiye fabrikasının açılış töreninde konuştu.

Işık, Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olduğunu ifade ederek, genç nüfusa sahip ülkeler için büyüme ve istihdam konusunun çok önemli olduğunu söyledi.

İstihdamın büyük bölümünün hizmet sektöründen sağlandığını ama imalat sanayinin sürdürülebilir istihdamın olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Işık, Türkiye'nin sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesi için imalat sanayisinin hiçbir şekilde ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.

"Türkiye 10 yılda 9 milyon yeni istihdam üretti"

Başbakan Yardımcısı Işık, AK Parti iktidarında en çok önem verdikleri konulardan birinin imalat sanayisinde Türkiye'nin yerli ve milli üretimini arttırmak olduğunu vurguladı.

"Bizim yabancı-yerli ayrımımız yok. Türkiye'de yatırım yapan her şirket bizim için Türk şirketidir. Türkiye'ye yatırım yapan, parasını bağlayan herkes bizim için bu toprakların insanıdır. Bizim kalkınmamıza, refahımıza, gelişmemize destek veren şirketlere yabancı gözüyle bakmanın akılla mantıkla bir izahı olamaz. Onun için biz özellikle bu ülkeye yatırım yapan herkesi kendi şirketimiz ve kendi insanımız olarak görüyoruz."

Akıllı yapılan yatırım herkesin kazandırdığını anlatan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu noktada da bizim üzerimize düşen görev, arkadaşlarımızın önündeki her türlü engeli kaldırmak ve onların daha fazla yatırım, daha üretim için daha fazla motive olmalarını sağlamak. Bu noktada son 10 yılda bir küresel ekonomik krize rağmen bu anlayış sayesinde biz Türkiye'de 9 milyon yeni istihdam ürettik. Türkiye 10 yılda 9 milyon yeni istihdam üretti. Avrupa Birliği'nin toplam 28 üyesinin ürettiği istihdam 5,2 milyon. Neredeyse Avrupa'daki 28 ülkenin ürettiği istihdamın 2 katına yakın bir istihdamı Türkiye tek başına üretti. Biz bunu üretmek zorundayız. Artık yaşlı bir nüfusumuz yok. Kendi insanımıza iş bulmak bizim görevimiz. 2017'nin tamamında G-20'de birinci, OECD'de İrlanda'dan sonra ikinciyiz. Dünyanın en hızlı büyüyen birkaç ülkesinden biriyiz. Bu fevkalade önemlidir. Büyümenin getirdiği bazı yan etkiler var ama yan etkiler var diye büyümeyi ihmal edemeyiz. Elbette o yan etkilerin bertaraf edilmesi için alınması gereken kısa, orta ve uzun vadeli tüm tedbirler alınıyor, alınacak. Bunda hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Kısa vadede hangi tedbir alınması gerekiyorsa alınıyor, alınacak. Orta ve uzun vadede hangi tedbir alınması gerekiyorsa alınacak."

"Ar-Ge'ye en cömert teşvikleri veren ülkelerden biriyiz"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, büyümenin Türkiye için getirdiği handikaplardan birinin cari açık olduğuna dikkati çekerek, cari açıkla ilgili kısa vadeli tedbirlerin alındığını, zamanı geldikçe yapılan tüm çalışmaların kamuoyuyla paylaşılacağını, orta ve uzun vadede cari açığı kapatmanın yolunun yerli ve milli üretim olduğunu belirtti.

Türkiye'de yükte ağır, pahada hafif ürünler yerine yükte hafif ama pahada ağır ürünler üretmek durumunda olduklarını aktaran Işık, "Bunun da yolu sürekli Ar-Ge ve inovasyondur. Hükümetimiz bu konuda çok önemli adımları attı, önemli kanun değişikliklerini yaptı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığım dönemimde Ar-Ge Reformu'nu hayata geçirdik. Ar-Ge ve inovasyon konusunda Türkiye şu anda dünyanın en cömert ülkelerinden biri. Artık hiçbir sanayicimiz 'Ar-Ge'ye şu teşvik yok, Ar-Ge'ye bu destek verilmiyor.' diyemez çünkü dünyanın bu konuda en cömert teşviklerini veren ülkelerden biriyiz. Bu sayede de Ar-Ge merkezleri sayısı hızla yükseliyor" değerlendirmesini yaptı.

"Biz riskleri fırsata çeviren iyimser insanlarız"

Başbakan Yardımcısı Işık, Türkiye'nin aslında dünyanın merkezinde olduğuna işaret ederek, bu coğrafyada bulunmanın getirdiği riskleri fırsata çeviren iyimser insanlar olduklarını aktardı.

"Onun için 2008 dünya finansal krizini Türkiye çok küçük sıyrıklarla atlattı, hatta bunu fırsata çevirmeyi başardık. Bugün bölgemizdeki gelişmeleri Türkiye fırsata çevirecek. Artık küresel anlamda başlayan ve şu anda kendini ticaret savaşları olarak gösteren Amerika-Çin rekabetini de Türkiye fırsata çevirecek ve özellikle bölgemizde yaşanan gelişmeler Türkiye'nin ne kadar kilit bir ülke olduğunu ortaya koydu. Türkiye kendi istikrarını korursa ki inşallah koruyacaktır, bu konudaki risklerin tamamını fırsata dönüştürecek potansiyele de güce de iradeye de sahiptir."