Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan TRT Haber’le birlikte 50 Anadolu Kanalı’ndan ortak yayınlanan “Anadolu Soruyor” programının canlı yayın konuğu Adalet Bakanı Abdulhamit Gül oldu.

Adalet Bakanı Gül, aralarında Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık’ın da olduğu gazetecilerin sorularını cevaplandırarak önemli açıklamalarda bulundu.

GÜL: BİZİM YAKLAŞIMIMIZA GÖRE GEÇ GELEN ADALET, ADALET

Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Akbıyık’ın Yargıda Hedef Süre uygulamasına cevap veren Adalet Bakanı Gül, “Bu konu özellikle bizim yargıya yönelik vatandaşlarımızın ne gibi beklentileri var dediğimizde iki ana başlık çıkıyor. Bir çok mesele var ama 1 yargıya güven, 2 yargının iş yükünün fazla olması, bundan dolayı davaların uzaması. Bizim yaklaşımımıza göre geç gelen adalet, adalet değildir. Herkes bunu kabul ediyor ve devletin temeli de adaletle inşa olur. Peki bu davalar niye gecikiyor? Niye uzuyor? Bunun ideal bir makul bir süresi var mı? bu konularla ilgili bakanlığımız uzun yıllardır çalışmayı yaptı. Hem Hakim Savcılarımıza hem avukatlara hem taraflara bu konunun uzmanlarıyla ilgili savcılık bir konuyu diyelim ki A meselesini, B meselesini bir yaklaşık kaç günde bitirmesi makul bir süredir diye tüm verilerle bir çalışma yapıldı ve ortaya yüzlerce soruşturma türüyle ilgili savcının önündeki konuya göre bir konuyla ilgili mesela “kasten adam öldürme” kaç günde makul bir sürede yargılanır diye bir şey çıktığında ortaya bir takım hedef süreler çıktı. Bu hedef süreleri belirledik. O hedef süre gelince Hakim Savcı içinde elindeki işi bitirecek, bırakacak mı? elbette devam edecek yeni delil bulmuş, yeni tanık çıkmış yani aman hedef sürem bitiyor yargının çabuklaşması davanın çabuklaşması değil, davanın adil ve makul bir şekilde sonuçlanmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

GÜL: BURADAKİ AMAÇ SKORA OYNAMAK DEĞİL

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Buradaki amaç bir skora oynamak değil. Amaç; bu konuda hem Hakimler Savcılar Kurumumuz, hem ilgili tüm kamuoyu bir konuyla ilgili denetime ve artık bu konuyla ilgili duruşmayı 7 ay, 8 ay verdi o yüzden mi gecikti? Personel mi eksik? Kanun mu bu konuyla ilgili ihtilafla ilgili bir kanun ihtiyacı mı var? tüm bunlarla ilgili hepsini laboratuvar gibi göreceğiz. Şimdi 1 Ocak’tan itibaren vatandaşlarımız dava açtığında bu hedef süreyi görebilecek. 1 Ocak itibariyle açılan davalarla ilgili ama onlara da olumlu, dolaylı bir etkisi olacaktır. Şimdi savcımızın önüne dosya geldiğinde “kasten adam öldürme” dosyasını savcımız inceliyor, soruşturuyor. Ortalama süresi 627 gündü. Şimdi hedef süre Savcılarımız ve bu konuyla ilgili 150 günde hedefi var. 627 gün neresi? 150 gün neresi? Ama 150 gün oldu ben bu kadarı buldum diye de kapanmayacak. Elbette deliller yeni çıkacak, bu yeri gelecek duruma göre 300 gün olur, 400 gün olur ama bir fikir vermesi adına, orada bir aksaklık olduğunda savcı eksikliği olabilir, biz oradan hakim savcı alımı noktasında yargı mensubu ihtiyacı vardır” şeklinde konuştu.

GÜL: TÜM BUNLARI GÖRME İMKANIMIZ OLARAK

Bakan Gül, “Personel eksiktir, oturup belki daktilonun başında başka bir teknik anlamda eksiklik mi var? ya da o konuyla ilgili bir kanun gerekiyordur tüm bunları görme imkanımız olarak. Uzadığında da biz bu konuyla ilgili bir eksikliğimizi görmüş olacağız. “Cinsel saldırı” şu anda ortalama Türkiye’de savcılarımızın ortalama görme süresi 243 gün. Ama şimdi hedef süre de 120 güne bu hedef sürenin inmesi yine hedefleniyor. “yağma” suçuyla ilgili bir savcı soruşturmayı ortalama 316 günde tamamlıyor. Ama şimdiki hedef; 90 gün. Bir “zimmet” soruşturmasını 1102 gün ortalaması şimdi 300 güne inecek. “dolandırıcılık” vatandaş ‘ben dolandırıldım’ diye savcının önüne geldiğinde şu anda 922 gün sürüyor ortalama süre. Hedef süremi,360 gün. Bu tabi daha az da olabilir, daha fazla da” dedi.

GÜL: NÖBETÇİ ECZANE GİBİ NÖBETÇİ NOTERLİKLE İŞLEMİNİ YAPACAK

Adalet Bakanı Gül, “Nöbetçi noterlik uygulamasına çalışıyoruz. İnşallah vatandaşlarımız bunu reform bölgemizde de açıklayacağız. Noterlerimiz bir anlamda vatandaşlarımız adalet hizmeti anlamında önemli bir kapı. Biz birçok işi de yine noterliğe devrettiğimiz için, işte “trafik tescil” gibi bir çok işi oraya da devrettik. Bu konuyla ilgili memur hafta içi mesaisi var, hafta sonu bir iş yapsa diyelim ki ‘araba alacak’ çıkıp orada bir noter olsa anında satan adam parasını alı, öbürü de arabasına biner, çoluğu çocuğuyla gider. Yurtdışından bir yatırıcı geldi şirket devralacak. ‘Cumartesi geldi, Pazar akşamı dönecek’, ‘bizde noterler kapalı bu işi noterde yapmamız lazım ama kapalı’ diyemeyeceğiz. Bunu noterimiz açık, ne işlem yapılacaksa vekalet verecek, avukat diyelim ki memur ya da hafta içi çalışıyor işçi, köyde çiftçi. Hafta sonu var. Bir Cumartesi’si var. Cumartesi notere gidebilecek, Pazar notere gidebilecek. Nöbetçi eczane gibi nöbetçi noterlikle işlemini yapacak, tespitini yapacak” diye konuştu.

GÜL: ÇOCUĞU İCRANIN KONUSU OLMAKTAN ÇIKARABİLMEK

“Çocukların icra yoluyla alınması” konusundaki soruyu yanıtlayan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Bizim yaklaşık bir yıldır üzerinde somutlaştığımız, tüm bakanlıklar hükümeti olarak çalıştığımız bir konu. Tabi çocuk olunca en güzeliyle en hatasız şekliyle yapmak lazım. Şimdi orada temel olarak bizim yaklaşımımız çocuğun üstün yararı. Bu konuyla ilgili işte en doğrusu yine çocuğumuzu üstün yararını koruyacak şekilde aile bakanlığımızla da konuşuyoruz. Bunun bir sistem üzerine son artık bir netlik kazandıktan sonra yakın zamanda bu önerilerimizi tabi ki kanun meclisinin taktirindedir. Ama biz teknik olarak bu ihtiyaçları son haline getirdik, burada temel yaklaşımımız çocuğu icranın konusu olmaktan çıkarabilmek” ifadelerine yer verdi.