17 Ağustos 1999 depreminin 19. Yıl dönümünde anma programı Elazığ’da ilk defa gerçekleştirildi.

AFAD İl Müdürlüğünün ev sahipliğinde gerçekleştirilen program ilk olarak İzzetpaşa Cami’sindeki mevlit okutulmasıyla başladı. Akşam namazı sonrasında İzzetpaşa Camisi’nde günün önemini belirten bilgilendirme yapıldı ve mevlit okutuldu.

20.30’da AFAD ve Kızılay, UMKE ve İtfaiyenin Müdahale araçlarının 15 Temmuz Meydanı alanında konumlandırılması – halkı afetler konusunda bilgilendirmek amacıyla stant açıldı. 15 Temmuz meydanında temel afet bilinci tanıtım filmleri gösterisi, ilk 72 saat broşürleri dağıtıldı. Ardından AFAD, Kızılay, UMKE, 112, 155, 156 ve İtfaiye’nin müdahale araçları ile şehir merkezinde konvoy düzenledi.

Program anma ve saygı duruşunun ardından sona erdi.

“TESPİTLERİNDE HALA SIKINTI YAŞANDIĞI, TAMAMLANAMADIĞI BİR GERÇEKTİ”

Programda konuşan İl Müdürü Osman Pıhtılı, "Gerek ilk müdahale boyutunda, gerek koordinasyon boyutunda, gerek insani yardımların, arama-kurtarma faaliyetlerinin ve ihtiyaç olabilecek her türlü barınma, beslenme, güvenlik, sağlık aklınıza gelebilecek her türlü boyuttaki ihtiyaçların karşılanmasında çok ciddi sıkıntılar yaşadığımız hepimizin malumudur. Gece 03.02'de gerçekleşen depremde ilk arama - kurtarma çalışmasının 07.30'da gerçekleşmişti. O günler de, Anadolu Otoyolu'nun 18 gün sonra devreye girebilmişti, hayatını kaybedenlerin kayıt altına alınamadan yakınlarına teslim edilmiş, çadır stoklarının yeterli olmamış, depremzedelere ilk bir hafta boyunca sıcak yemek verilememiş, depremin 10. gününde enkaz altında çıkarılamayan insanlar vardı. "Depremin 50. günündeki verilere baktığımızda. Depremin 50. gününde de hala barınmayı, beslenmeyi sağlayamadığımız, eğitim ve öğretim noktasında ne zaman başlayabileceğine dair en ufak bir planlama ve öngörü noktasında, ciddi anlamda bu planlama ve öngörüyü yapamadığımız; sağlık hizmetlerinde yine son derece yetersiz kaldığımız ve kamu binalarındaki hasarların bile tespitlerinde hala sıkıntı yaşandığı, tamamlanamadığı bir gerçekti” ifadelerini kullandı.

“GECE GÜNDÜZ TÜRKİYE'NİN AFET YÖNETİM SİSTEMİ, MODELİNİ ÇALIŞIYORUZ”

İl Müdürü Osman Pıhtılı, "Bu sıkıntı ve acıların büyüklüğünün temel sebeplerinin başında biz toplum bilinci olarak Afet bilincine hiçbir alanda hazır değildik. Kurumlar afet öncesi ve sonrası hazırlıksız ve koordinasyonsuz ve her kurum kuruluş STK kendi alanı içinde ayrı çalışmak da idi. Bu aksaklıkları ortadan kaldırmak için devletimiz tarafından daha etkin bir afet yönetimi ve kurumlar arası koordinasyon için 2009 yılında AFAD Afet ve Acil Durum Başkanlığı kurulmuştur. Kurumun faaliyete geçmesinin hemen arkasından 3 ay sonra ilimizde 08 Mart 2010 tarihinde Karakoçan Başyurt depremi yaşandı bu depremde de 42 vatandaşımız kaybettik yaklaşık 7.000 civarında yapı hasar görmüştü. Daha sonra 2011 yılında Van depremi meydana geldi bu büyük afetlerde Marmara depreminden farklı olarak AFAD ilk anlarda yaraları sarmaya başlamıştı ve 8 ay gibi kısa sürede insanlar kalıcı konutlarına taşınmaya başladı. Ancak Türkiye'nin artık yara saran değil, yara almamaya çalışan bir ülke, bir devlet olması gerekiyor.  Bu neden ile yapılanma noktasında biz AFAD olarak gece gündüz Türkiye'nin afet yönetim sistemi, modelini çalışıyoruz. Bu neden ile hayatlar kurtarmak için her yere ulaşmak tüm gücü seferber etmek tüm birimlerin uyum içinde çalışmasını sağlamak her an her duruma hazır olmak için çalışıyoruz. Hazırsanız bir an bile beklemez, bir an bile gözünüzü kırpmazsınız, zor diye bir şey olmaz vaz geçmezsiniz, herkese her durumda yardım edersiniz, hayatlar kurtarır hayatlara dokunursunuz. Hiçbir yer uzak olmaz eğer hazırsanız. AFAD olarak biz hazırız Türkiye nin ortak gücünü harekete geçiren afet müdahale planları, acil durum senaryolarımız ile organizasyon ağımız, lojistik alt yapımız, afet tehlike haritalarımız ile eğitimlerimiz ile ülkemiz ve dünya için hazırız. Biz istiyoruz ki toplum bilinci olarak tüm Türkiye afetlere hazır olsun” şeklinde konuştu.

“KORKU TABLOLARIYLA YAŞAMAMAMIZ GEREKİYOR”

Pıhtılı, "Tek tehlikemiz deprem değil elbette, diğer insan kaynaklı ve teknolojik kaynaklı afetlere de dikkat çekmek isterim. Şu anda bütün kamu kurum ve kuruluşlarını, bütün STK'ları birlik olmaya, bu işin içine katmaya çalışıyoruz, ayrıca medyayı da ekibin bir parçası olarak görüyor ve bu bütünlüğü sağlamak zorundayız. Tüm afetlerde Tek bir yürek, tek bir ekibe dönüşüyor olmamız gerekiyor. Çünkü Afet yönetimi birlikte çalışmayı gerektirir. Tek başına AFAD'ın değil, tüm kurum ve kuruluşların birlikte çalışması, işbirliği yapması esastır. AFAD başkanımız Sayın Dr. Mehmet Güllüoğlu’nun ifadeleri ile ‘Afet yönetiminin aynı zamanda duygu yönetimidir. Korku tablolarıyla yaşamamamız gerekiyor. Korkmadan, telaşlanmadan ama aynı zamanda durumun vahametini kavrayarak adım atmalıyız.’ 584 binlik bir nüfusu barındıran ilimizde tarihsel açıdan bakıldığında afetlere açık bir coğrafya içinde yaşıyoruz. Yine başkanımızın ifadeleri ile “Afetler ne zaman olacağını bilmediğimiz ama olacağını mutlaka bildiğimiz durumlar. Yarın mı yaşanacak, 20 sene sonra mı bilmiyoruz ama nihayetinde afet yönetimi bir zaman yönetimidir. Doğru zamanda doğru işi yapmazsak sonra yapacağımız yatırımın kıymeti azalıyor ve çok daha büyük maddi manevi kayıplara neden oluyor. Bu vesile ile biz Tüm Türkiye HAZIR OLUNCA ya kadar 17 Ağustos`u unutmadık, unutturmayacağız” dedi.