Elazığ şehir merkezine 20. Kilometre uzaklıkta yer alan Büyük Beyzade Ali Rıza efendinin oğlu eski Müftü ve Milletvekili Mehmet Nuri efendi tarafından yaptırılan Beyzade Konağı ve havuzbaşı geçmişten günümüze kalan önemli konaklardan biri.

O DÖNEMDE KULLANILAN EŞYALAR BİLE DURUYOR

Mimarisiyle görenleri kendisine hayran bırakan konak 1896 yılında inşa edilmiş. Konağın içerisinde ise halen o dönemden kalan eşyalar kullanılıyor.

Her taşında ayrı bir işleminin olduğu konak şimdiler de sahip çıkılmayı bekliyor. Elazığ’ın turizmi ve tarihi için önemli bir eser olan Beyzade Efendi Konağı; Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık’ın hazırlayıp sunduğu “Gündem” programında masaya yatırıldı.

Araştırmacı – Yazar Sedat Çağlayan’ın konak hakkında bilgiler verdiği program büyük ilgiyle takip edildi.

ÇAĞLAYAN: HARPUT’TA BÖYLE BİR KONAK YOK

Sedat Çağlayan, “Harput’ta böyle bir konak yok. Hepsi yıkılmış bir vaziyette. Elazığ’da da kalmamış. Fakat konağın giriş kapısı; kemerli, büyük, yüksek içerisi büyük bir avlu. Kemerler sanat şah eseri. O dönemde birbirlerine kurşunlarla bağlanmış vaziyette taşlar. Taşların hepsi işlemeli. Harput tabiri ile “taka dedikleri” dolaplar var. Onlar bile hep taş oyması. Muhteşem bir yer. Tam Sarını Köyü’nde. Elazığ’dan 20 kilometre ötede. Şimdi Altınkuşak dedikleri Sarını Köyü. Orada eski müftülerimizden Beyzade Efendi’nin oğlu ve 2 dönem de milletvekilliği yapmış Mehmet Nuri Efendi tarafından yaptırılmış. Konak; 2 dönümün yeri. Bin 800 metrekare yer üzerine inşa edilmiş. Merdivenler falan hepsi sal fakat hazindir ki duvarlarda çatlamalar var” ifadelerini kullandı.

ÇAĞLAYAN: BİNA 125 SENELİK

Araştırmacı-Yazar Çağlayan, “Bir sanat şaheseri. Orada taşlarla “taka” dedikleri dolap kısımları bile hep yekpare. Kendi imkanlarıyla yapmışlar. Osmanlı kaydında bir havuz başında bir de içerideki havuz başında yapım tarihi vardı; 1312 yılı. Yani 1896’da inşa edilmiş. 125 senelik bir konak. Taşlar hep işlemeli. Kürünlerin hepsi işlemeli. Su akan kısımların hepsi işlemeli. Yukarıda terasımsı yer var. Büyük odalar var. Oradaki fotoğraflarda konağı yaptıran Mehmet Nuri Efendi var. Yanında da kardeşi Hacı Bahattin Efendi var oradaki fotoğraflarda. 2 kardeşler zaten. Biri Mehmet Nuri Efendi biri Baha Efendi. Hamza bey’de Mehmet Nuri Efendi’nin evladı. Bina 125 senelik” şeklinde konuştu.

ÇAĞLAYAN: VERİLEN BİR BERAT VAR

Araştırmacı – Yazar Sedat Çağlayan, “Sultan Abdulhamid Han tarafından kendilerine verilen bir berat var. Eski el yazması Kur’an-ı Kerimler ve hem Mehmet Nuri Efendi’nin babadan intikal eden kitaplığı hem de Hacı Baha Efendi okumaya çok hevesli ve konağının bütün odaları kitap dolu. Bir kısmı konakta muhafaza ediliyor. Hacı Baha Efendi fotoğraf çektirmeyi istemezmiş. Konakta Mehmet Nuri Efendi’nin karyolası var. Pirinçten işlemeli” dedi.

ÇAĞLAYAN: BÜYÜK ÇAPTA BİR RESTORASYONUN OLMASI GEREKİYOR

Beyzade Efendi’nin kullandığı kokular da yine konağın içerisinde muhafaza edildiğini ifade eden Sedat Çağlayan, “Büyük Beyzade hacı Ali Rıza Efendi’nin o dönemde kullandığı kokular var. Halen duruyorlar. Çok da güzel kokuyorlar. Mübarek zatın kullandığı kokular. Su içtiği tas orada bulunuyor. Mübarek zatın cübbesi var. Aile tarafından saklanmış. Eşyaların yüzde 80’i o dönemden kalan eşyalar. Mehmet Nuri Efendi’nin. Oradaki sandıklar falan hepsi o dönemin eserleri. Birkaç tane örtü var. Onlar da Büyük Beyzade Hacı Ali Rıza Efendi’nin hanımı tarafından verilmiş eşyalar var. Konak restorasyon olursa; bu eşyalar orada sergilenir. Büyük çapta bir restorasyonun olması gerekiyor. Çünkü duvarları çatlamış vaziyette” diye konuştu.

ÇAĞLAYAN: HARPUT’TA DA AYAKTA KALAN KONAK YOK

Yazar Sedat Çağlayan, “Harput’ta şu anda ayakta kalan konak yok. Bir tane girişteki Sağır Müftü’nün konağı Mahmut Nedim Efendi’nin. Belediye tarafından satın alındı, restorasyon yapıldı. Fakat aslına peki uygun olmadı. Arka tarafta da Sunguroğulları’nın evi güya restorasyon yapıldı. O da aslına uygun olmadı. Diğer Harput’ta da ayakta kalan konak yok. Hüseyinik’te bir iki tane konak var. Onlardan da Hüseyinik’te, Meclis İdare Başkatibi Nihat Bey’in ve Faik Bey’in konağı var. O da yıkıldı yıkılacak. Onun da durumu hoş değil. O da böyle işlemeli, taşlı, kemerli. Alt avlular hep taş kemer. Bunlara valilik, belediye, il kültür müdürlüğü, sayın milletvekillerimiz el atarsa çok iyi olur” ifadelerine yer verdi.

ÇAĞLAYAN: ÇİÇEK SAKSILARI BİLE İŞLEMELİ

Çiçek saksılarının dahi işlemeli olduğunu belirten Sedat Çağlayan, “Çiçek saksıları bile işlemeli. Kahve ocakları var. Kahve ocağı taşları 3-4 yerde var. Hepsi işlemeli. Havuza akan suyun taşları işlemeli. Büyük bir kemer. Kemerin altında büyük şadırvanısı bir taş. Su içerisinden fışkırıyor. Hep işlemelidir. Kürünler, su yolları hepsi işlemeli. Lale motifli, çiçek dizaynlı şeyler” şeklinde konuştu.

AKBIYIK: BURASI ÇOK İYİ DEĞERLENDİRİLEBİLİR

Zeki Akbıyık ise konağın turizm açısından kullanıla bileceğini; kürsü başı etkinliklerinin yapıla bileceğini belirtti.  Akbıyık, “Bunlar bir değer. Burası çok iyi değerlendirilebilir. Burada kürsübaşı yapılabilir. Dışarıdan misafirlerimiz geliyor. Burada mahalli yemekler yapılabilir. Restoran olarak da kullanılabilir. Ciddi bir şekilde turist çekeriz. Mesela ben geçen hafta Malatya’ya gittim. Malatya’da eski Malatya var. İnanın hiçbir şey yok. Ama turizmi iyi kalabalık. Üzüldüm ben” dedi.

ÇAĞLAYAN: BU KONAĞA ŞU ANDA ELAZIĞ’DA TEK DİYEBİLİRİM

Sedat Çağlayan, “Sayın valimizin, milletvekillerimizin artı belediye başkanımızın, il kültür müdürümüzün burayı görmeleri lazım. Bu konağı görmeleri lazım. Çünkü şu anda diğer konaklar yıkılmış. Bazı köylerde bildiğim konaklar yıkılmış. Harput’taki konaklar yıkılmış. Elimizde bir tek bu kalmış. Bu da eğer iki gün sonra yıkılırsa ‘ah vah’ etmeyelim. Üzülmeyelim, ağlamayalım. Şimdi nasıl Harput’un evlerine ağlıyoruz? Fotoğrafları bakıyorsunuz diyorsunuz ki ‘keşke bu mahalle ayakta kalsaydı.’ Ama hazindir, hepsini yıkmışız. Buralar deprem görmemiş, sel felaketi görmemiş, yangın olmamış. Elimizle yıkmışız. Bu konağa şu anda Elazığ’da tek diyebilirim” diye ifade etti.

VİDEO