Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Kerem Aydınlar Camii'nde cuma namazının ardından açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

"Dışişleri Bakanımız ona haddini bildirdi"

Fakat Dışişleri Bakanımızla yaptıkları görüşmede ise maalesef iş çok daha farklı bir zemine kaydı. Tabii Dışişleri Bakanımız, Dendias'ın bu davranışları, tutumu karşısında ona haddini bildirdi. Daha yumuşak da olamazdı. O da zaten millet olarak, ülke olarak bize yakışmazdı. Gereken yaklaşımı, değerlendirmeyi yapmak suretiyle işi bitirmiş oldular. Tabii bunu biz doğru bulmuyoruz. Yani bir taraftan bir uyum süreci olsun, bir taraftan Türkiye-Yunanistan arasında ben kendisine de söyledim, yani aramıza başkalarını sokmayalım, Avrupa Birliği, şu, bu, bunlar girmesin. Biz iki komşu ülke ve tarihi itibarıyla da çok farklı yaklaşımları olan, sıcak ilişkileri olan iki ülkeyiz.

150 bin civarında soydaşımız Batı Trakya'da yaşıyor. Bunlar bir şeyi ifade ediyor. Aynı şekilde sizin bizimle olan bağlantılarınız devam ediyor. Bakın dün İstanbul'a geldiniz Sayın Patrik ile görüşmeniz oldu ve buradaki Rum vatandaşlarımızın temsilcileriyle görüşmeleriniz oldu. Bunlar bizim için olumlu yaklaşımlar fakat nedense siz bizim 150 bin soydaşımıza maalesef Yunanistan'da gerekli vatandaşlık ilgisini göstermiyorsunuz. Göstermediğiniz gibi oradaki başmüftülük olayında, hala başmüftüyü kalkıp siz kendiniz atıyorsunuz. Bir defa oradaki başmüftüyü sizin atama hakkınız Lozan'a göre yok. Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Biz patriği atamıyoruz. Kim atıyor patriği? Sen Sinod Meclisi atıyor. Sen Sinod Meclisi'nin de oluşması ancak bizim vatandaşımız olmaları halindedir. Bakın bunlar vatandaşlık noktasında da sayısal olarak düşmüştü.

Biz bunlara vatandaşlık verdik ve sayı 7'ye falan düşmüştü, tekrar sayıyı tamamladılar, belli sayıya geldi. Şimdi Sen Sinod Meclisi patriği seçiyor. Yunanistan'da da bizim başmüftümüzü kim seçecek? Oradaki bizim müftülerimiz, imamlarımız, vesaire onlar seçmesi lazım ama ne yazık ki Yunanistan buna tahammül edemiyor ve bizim oradaki müftülerimize, imamlarımıza böyle bir yetkiyi vermediği gibi, kendi memuruymuş gibi, sanki kendi din görevlisiymiş gibi bunları atama yoluna gidiyor. Bunlar bir defa aramızdaki uluslararası hukuka da aykırı ve aramızdaki ilişkilerin zedelenmesine de bir neden teşkil ediyor. Bunun düzelmesi lazım ama maalesef kaç yıldır gelen, giden bütün yönetimlerle bunları konuşmamıza rağmen hiçbir netice alamadık. Temenni ederiz ki bundan sonra alırız dedik ama maalesef bunlarda öyle bir hava yok.

Çiftçinin elinde kalan patates, soğan ve çeltik

Sayın Kılıçdaroğlu'nu herhalde artık tanımışsınızdır. Bir önceki açıklamada farklı, bir sonraki açıklamada daha farklı. Bay Kemal biz seni artık tanıdık, biliyoruz. Şu anda benim çiftçimin elinde bu noktada soğan, patates kaldıysa ki bunu da yaptığım il başkanları toplantısında teşkilatım 'Şu anda vatandaşımızın elinde 1 milyon 250 bin ton patates, 300 bin ton soğan kaldı.' dediler. Trakya'dan da yine Edirne İl Başkanım, 'Şu anda çeltik noktasında Trakya'da sıkıntımız var.' dediler. Hemen daha toplantı bitmeden Toprak Mahsulleri Ofisimle bir görüşme yaptım.