Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Salgının önüne geçemezsek çok daha can alıcı tedbirler almak zorunda kalabiliriz. Milletimizden sabır ve destek bekliyoruz. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet edersek diğer tedbirlere gerek kalmaz.

(Yerli aşı)

Yerli aşı çalışmalarında iyi bir aşamaya geldik. En geç nisan ayında uygulamaya geçmeyi umuyoruz Aşı çalışmalarının siyasi ve ekonomik hırslara kurban edilmemesini her platformda dile getiriyoruz. Kendi aşımızı da dünyanın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz.

Ülkemizin hak ve adalet eksenli attığı adımların itibar suikastına uğraması haksızlıktır. Bu kampanyaları kimin, niçin yürüttüğünü biliyoruz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Biz kendi milli güvenliğimizi sağlamaya çalışıyoruz. Bölge istikrarının yükselmesi için çalışıyoruz.

(Barış Pınarı bölgesine sızma girişimi)

Dün Barış Pınarı harekatı bölgesiz 17 terörist sızma harekatına kalkıştı. Bunlar kahraman komandolarımız tarafından öldürüldü. Komandolarımızı milletim adına gözlerinden öpüyorum. Bu yiğitçe attıkları adım ilk değil son da olmayacak

(Türk kargo gemisine hukuksuz arama)

Doğu Akdeniz'de sağduyulu davranmamıza rağmen gemimize saldırı oldu. Bunun uluslararası hukukta yeri yok. Bunun kaptanı bir Yunan. Sivil mürettabatı da onlar malesef taciz etti. Bunlar video kayıtları ile tespit edildi. Gerekli olan yerlere gönderildi, gönderilecek.

(Azerbaycan'ın Ermenistan zaferi)

Azerbaycan toprağı olan Karabağ'da Ermeni işgali ülkemizin katkıları ile sona ermiştir. Dün akşam Putin ile bu konuları etraflıca görüştüm. Bu görüşme ile de ne gibi adımlar atabiliriz bunları konuştuk. Rusya, Türkiye, Azerbaycan olarak bölgede barışı egemen kılma adımlarını atmış oluyoruz. Bunu daha da genişletme ve geliştirme şansımız var. Bu geliştirme ve genişletme faaliyetlerini de Putin ile görüştük. 4. ve 5. ülkeleri de katmakla buradaki süreci başka bir boyuta getirebiliriz.

 (İslam düşmanlığına tepki)

Sorunları İslam düşmanlığıyla aşmaya çalışanlar krizleri daha da derinleştirmekte suçlu İslam veya Müslüman değil dünyaya hakim olan çarpık düzendir.

Salgınla mücadele tedbirlerini üretim ve istihdamı etkileyecek şekilde uyguluyoruz. 83 milyon olarak hep birlikte hareket etmeliyiz. Olağanüstü dönemler olağanüstü çabalar gerektirir. İşte böyle bir dönemden geçiyoruz.

(Ekonomi ve hukukta reform)

Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat, istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bütçe görüşmelerinin ardından bu doğrultuda kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz. En kısa sürede Meclis'e getireceğiz. Bütçe sonrası paketler halinde sunacağız. Hukuk reformlarının da hazırlıkları sürüyor. AK Parti reform ve değişim odaklı siyasi devam edecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş en büyük reformlardan biriydi.

 Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi, bu ittifak asla gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir. Cumhur İttifakı, Türkiye’nin en geniş tabanlı 'siyasi dayanışma' örneğidir. Bu ittifakın tek amacı ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye'nin hedefine ulaştırmaktır. Asırlık sıkıntıları, asırlık ihmalleri ortadan biz kaldırdık. Gizli veya açık pazarlık üzerine kurulmadı.

Milletimize sözümüz olan İnsan Hakları Eylem Planını ekonominin temeli olan güven iklimini de arttıracak şekilde genişleterek en kısa sürede son halini vereceğiz. Bu çerçevede yapılan hazırlıkların insan haklarıyla ilgili tüm kesimler yanında ekonomi yönetimi ve iş dünyasıyla da istişare ederek grubumuz vasıtasıyla Meclisin takdirine sunacağız."

2005'teki Diyarbakır'daki konuşmamda söyledim. 'Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Varsa bunu ben çözeceğim' dedim ve bu sorunu çözdük. Güneydoğu'da çukurları açan kimlerdi? Biz de kayyumlarla buraları düzenledik. Artık bambaşka Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Siirt var. Biz barış için geldik. Biz bu millete hizmet için varız. Nerede terör, terörist varsa bunların başını ezmek için varız.

Bir taraftan adalet diyoruz. Bu kadar ölen maalesef dağa kaçırılan o yavruların anneleri Diyarbakır'daki HDP binası önünde oturan annelerin hakkını kim iade edecek? Devlet niye var? Biz bunun için varız. Daha da ileri gidip bu teröristlerden birinin yazdığı kitabın okunması tavsiye edilmesi beni rencide etmiştir. Bizim ömrümüz inançları, kökenleri, kıyafetleri, meşrepleri aşağılayan faşist anlayışla mücadele etmekle geçti.

Birilerinin Türkiye'de hiçbir şey yapılmıyormuş gibi davranmasını kabul edemeyiz. Aksi takdirde evlatları dağa kaçırılan annelerin yüzüne bakamayız.

Yargıtay üyelerine sesleniyorum. Anayasanın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa benim dışındakileri de muhattap alıyor. Gerekenleri niye yapmıyorsunuz? Bu talimatlar verilirken niçin gerekeni yapmıyorsunuz? Bunu söylemek zorunda kaldım. Atılan adımlar karşısında yargının sessiz kalmasını kabullenemiyorum.

Karşımızda hakareti siyaset sanan tek parti faşizmi artıkları ve onların peşinden gidenler var. Sen öğretmenlerimize saygısızlık yapsan da hakaret etsen de öğretmenler bizim başımızın tacıdır. Bu sefil zihniyet ülkenin utanç kaynağı haline gelmiştir.