12 Eylül 1980 darbesinin 41. Yıl dönümü…

Darbenin yıl dönümü dolayısıyla Türk Ocakları Elazığ Şube Başkanı Vahit Dabak açıklama yaptı.

DABAK: DOKUZ IŞIĞA DOKUZ TUĞ OLMUŞLARDIR

Başkan Dabak açıklamasında, “Bugün menfur 12 Eylül 1980 Darbesi’nin 41. yıldönümü… 41 yıl önce bugün darbe yaparak milleti güzel günlere kavuşturacaklarını söyleyenlerin, karanlıkları gençlerimizin üzerine yağdırdıkları günün miladıdır. Ülkemiz üzerinde kara planlarını harekete geçiren dıştaki ve içteki şer odaklarına karşı vatan ve mukaddesatını savunmak gayesiyle ortaya atılan milliyetperver Ülkücü gençlerimiz 12 Eylül’ün kara düzeniyle haksız isnatlarla karanlık zindanlara düşmüş, usulsüz mahkemelerle hakketmedikleri cezalara maruz bırakılmışlar idam sehpalarına çıkartılarak Dokuz ışığa Dokuz Tuğ olmuşlardır. Mustafa Pehlivanoğlu, Ali Bülent Orkan, İsmet Şahin, Ahmet Kerse, Selçuk Duracık, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, Cevdet Karataş, Cengiz Baktemur. Ülkü Şehitleri olarak tarihe şerh koymuşlardır. Yaşanılan acılar, çekilen çileler ve dökülen gözyaşları adına milletimizin bu kara günü unutmasına imkân yoktur. Günümüzde de darbe zihniyetine bürünerek bu millete pranga vuracağını sananlar dün olduğu gibi bugünde yanılmaktadırlar. Milletimizin bekası vatanımızın güzel günleri için o gün canını ortaya koyan idam sehpasına çıkan Ülkücüler dün olduğu gibi bugünde milletimizin sinesindeki güçlü yerini korumaktadırlar” ifadelerini kullandı.

DABAK: TÜRK MİLLETİNİN AZİM VE KARALILIĞINI DA KANITLAMAKTADIR

Vahit Dabak, “Türklükle hemhal olmuş milliyetçilik nazariyemize hiçbir darbenin işlemeyeceğine, fikrimizin ilelebet Türklüğü ayakta tutmak için her türlü tehdide karşı payidar olacağına şüphemiz yoktur. Geçmişte milletimizin önünde siper olarak geleceğimize isimlerini kahraman olarak nakşeden ülkü devlerinin bedenlerinin kaybolduğuna ama ruh muhtevalarının bu milletinin dimağında çakılı olduğuna şahidiz. O civanmertleri her eylül ayında hatırlamak, hatırlatmak ve isimlerini hayırla yad etmek boynumuzun borcudur. 12 Eylül’le sadece demokrasi ve milli irade hiçe sayılmamış, Türk milliyetçileri de acıyla sınanmaya çalışılmıştır. Vatanı için serden geçen, suçu sadece vatanını milletini ve devletini sevmek olan milliyetçilerin verdiği imtihanın güçlüğü akıllara ziyandır. Esasında imtihandan ziyade milliyetçilerin sindirilmesinin hedeflediği bu kara gün, Türk milletinin azim ve karalılığını da kanıtlamaktadır. Zira mücadeleden kaçmayan, direnen, azmederek bayrağı göklere çeken, milliyetçi irade; Türk vatanının ilelebet teminatıdır. 12 Eylül’de Türklükle yoğrulmuş milliyetçi cephenin maruz kaldıklarıyla teselli olan zihniyeti; bir kez daha düşünmeye iten, mücadele azminin bugün de devam ettiğini, herkes bilmelidir. Bu kara gün, öncesinde ve sonrasında hayatını kaybetmiş, şehadet şerbetini içmiş, bütün ülkü devlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.“Ne mutlu Türk’üm diyene” şeklinde konuştu.