Danıştay 8. Dairesi'nin 'Öğrenci Andı' ile ilgili kararına Eğitim Bir Sen Elazığ Şubesi tepki gösterdi. Eğitim Bir Sen Başkanı İbrahim Bahşi, Danıştay 8. Dairesinin idarenin takdir hakkını hiçe sayarak, hukuki denetimin dışına çıkıp, hiçbir pedagojik ve bilimsel verilere dayanma ihtiyacı duymadan öğrenci andı hükmünü iptal ettiğini iddia etti.
“ÖĞRENCİ ANDINI KALDIRAN YÖNETMELİK HÜKMÜNÜ İPTAL ETMİŞTİR”
Eğitim Bir Sen Başkanı İbrahim Bahşi, “2013 yılında toplumun büyük sorunlarının beklentileri üzerine hukuk devleti olmanın ve demokratikleşmenin bir gereği olarak andımız kaldırılmış ve sivilleşme adına önemli bir kazanım elde edilmiştir. Geleceği baskıcı, militarist totaliter zihniyetin ürünü olan öğrenci andının kaldırılmasına toplumsal barışın ve uzlaşının sağlanması, demokratik bir Türkiye’nin inşası adına Eğitim-Bir-Sen olarak bizde destek vermiştik. Ancak Danıştay 8. Dairesi İdare’nin takdir hakkını hiçe sayarak hukuki denetimin dışına çıkıp hiçbir pedegojik ve bilimsel verilere dayanma ihtiyacı duymadan ilköğretim okullarında öğrenci andını kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmiştir. Pedagojik ve hukuki hiçbir dayanak görmediğimiz gerekçeli kararda ülke gerçekliği ve toplumsal mutabakat bir yana uluslararası hukuk ve anayasa dahil görmezden gelinmiştir” ifadelerini kullandı.
Bahşi, “Danıştay vermiş olduğu kararda temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, darbe dönemi anayasalarıyla şekillenen eski Türkiye’nin ezberli gerekçe olarak sunmuş, hukukun evrensel ilkelerini göz ardı ederek toplumsal birliğe ağır bir darbe vurmuştur. Dayatmacı, ayrımcı, dışlayıcı Türkiye’nin taraf olduğu başta çocuk hakları sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşmeye ve doğal hukuka aykırı eski Türkiye’nin en önemli vasfı olan toplum mühendisliğinin tezahürü farklılıkları yok sayan hatta zor kullanarak değiştiren tek tipleştirme politikasının esas alındığı, militarist toplum kurma ürünü olan andımızın tekrar hortlatılması sonucunu doğuracak bu kararı kabul edemediğimizi dile getiriyoruz. İtiraz merciinin adaleti ve hukuku tesis edeceğine olan inancımızı koruyoruz. Bu karar ülkemizde son 15 yıldır insan hakları ve demokrasi alanında gerçekleştirilen atılımların ve kazanımlarının idarenin hukuki denetimini yapmakla yükümlü yargı mensuplarınca hala benimsenmediğini içselleştirilemediğini göstermektedir. Andımızın arka planında hiçbir bilimsel ve pedegojik gerekçe bulunmadığını 1930’lu yılların totaliter rejimlerine öykünmenin çirkin bir tezahürü ortaya koyan bu tespit bugün dahil geçerliliğini ve canlılığını korumaktadır” şeklinde konuştu.
“HUKUKA AYKIRI KARARA TEPKİSİZ KALINMAMALI”
İbrahim Bahşi, “Milli Eğitim Bakanlığının savunmasında Danıştay’ın söz konusu kararına adeta mesnet oluşturacak bir tarzda öğrenci andının okunmasının fiziki zorlukları dile getirileceğine, andımızın uygulamasının kaldırılmasının haklı gerekçeleri nitelikli ir şekilde yer alabilirdi. Kanaatimizce andımızın kaldırma kararıyla ilgili olarak o dönem zarfında ortaya konulan gerekçeler andımızın uluslararası hukuka aykırılığı kaldırılması sonrasında toplumsal barışa yapmış olduğu katkı totaliter dönemlerin bir uygulaması olarak bugünün dünyası ve Türkiye’sine uygun olmadığı gibi gerekçeler ve de yasal gerekçeler çok detaylı bir şekilde savunmada da bir manifesto gibi yer alabilirdi. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Milli Eğitim Bakanımıza 2013’te verdikleri bu kararın arkasında durma çağrısı yapıyoruz. Bu konuda sorumluluk siyasi iradenindir. Danıştay’ın aldığı ideolojik nitelikteki bu karar öncelikle toplumsal barışa ve siyasi iradeye yönelik bir girişimdir. Bu anti demokratik ve evrensel hukuka aykırı karara tepkisiz kalınmamalı, andımızın kaldırılması kararının arkasında durulmalı, insan hakları ve demokrasi alanında elde edilen toplumsal kazanımlar kararlılıkla korunmalıdır” dedi.
Eğitim Bir Senin inadına andımızı buraya yazıyorum.Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!