Erdoğan: Sivil Toplumda Hizmet Eden, Gençlere Burs Veren Kim Varsa Başımızın Tacıdır

Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan ve çok sayıda Anadolu kanalının ortak canlı yayınıyla izleyicilerle buluşan “Anadolu Soruyor” programının konuğu Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan oldu. Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, “Bugün benim mal varlığımdaki ekonomik durumum iyidir. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir” dedi.

Erdoğan: Sivil Toplumda Hizmet Eden, Gençlere Burs Veren Kim Varsa Başımızın Tacıdır

Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin nabzını tutan “Anadolu Soruyor” programının konuğu Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan oldu.

Başkan Erdoğan; Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, Kon TV Genel Müdürü Mustafa Tatlısu, Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yavuz Bakır ve Kanal Fırat ve Kanal E Televizyonları Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık’ın sorularını yanıtladı.

“YAPTIĞIMIZ İŞLERİ KÜLTÜR İHYASI DİYE ÖZETLEYEBİLİRİZ”

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “2 bin 500 çocuğa ulaşacağız. Burslu eğitim vereceğiz inşallah. Buradaki eğitimlerin yanında Türk Müziği eğitimi vereceğiz. Biz burada Türk müzik tarihinin zenginliğini çocuklarımıza kazandırmak istiyoruz. İstiyoruz ki yeni bestekarlar yetişsin, yeni icracılar yetişsin. İkinci sınıfta çocuklar enstrüman seçimi yapıyorlar. Ut, klasik kemençe, tambur, ney, kanun bu enstrümanları çocuklar hocalarıyla beraber oturuorlar öğreniyorlar. Kültür bakanlığı sanatçıları burada bizimle beraber. Çocuklarımız hakikatten kendi çaplarında beste yapabiliyorlar. Sanatçılar da burayı çok beğeniyorlar. Burası aslında bir okuldan çok bir kültür sanat müzesi. 13 tane hücre diyebileceğimiz müzik odamız var. Orada ayrı ayrı dersler alınabiliyor. Yaşayan kültürümüzü ihya etmek için çalışıyoruz. Yaptığımız işleri kültür ihyası diye özetleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“BİZİM İŞİMİZ SİYASET DEĞİL”

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, “Ben seçerek, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olan, 20 yıldır Cumhurbaşkanı olan dünyadaki mazlum insanların oğlu olmayı ben seçmedim. Ben gurur duyarım ayrı mesele. Onun ülkesinde, döneminde yaşamak benim için bir fırsat. Vakıf insanı dediğiniz zaman bulunduğumuz yerden dikkat çekebilir miyim diye düşünüyorum. Biz ciddi bir vakıf medeniyetinin temsilcileriyiz. Bizler güçlendirilmesine yönelik, şeffaf olmaya yönelik neler yapabiliriz çalışmaları yapıyoruz. 51’e dayanan geleneğin mirasçılarıyız biz. İlim Yayma Cemiyeti olarak. Biz tabi ki bu hizmetleri devam ettireceğiz. Bugün ulaştığımız öğrencinin vizyonu, iddiası, kalitesi 70 yıl öncesine kadar çok yükseklerde. Buraları kuran buralara emek veren insanlar; bu toprakları bize vatan yapan insanlar buralara özen göstermiş insanlar ve bu vakıfları kurmuşlar. Biz istemez miyiz en parlak çocuklarımız iyi yetişsinler. Dışarının da bilgisini alsınlar ama gelip ülkemizde yaşasınlar. Burada bizim ülkemize hizmet etsinler. Bizim vakıf insanlıksa yapmaya çalıştığımız bunlar. Allah yardımcımız olsun Siyasetçi ailenin içinde olmaktan dolayı da bir çok sorun oluyor. Kurumlarımız siyasi bir şekilde gösterilmeye çalışılıyor, siyasi hedef haline getiriliyor. Bizim işimiz siyaset değil ama” şeklinde konuştu.

“SİVİL TOPLUMDA HİZMET EDEN, GENÇLERE BURS VEREN KİM VARSA BAŞIMIZIN TACIDIR”

Başkan Bilal Erdoğan, “Terörist; toplumla ilgili hayallerini, hedeflerini, amaçlarını kamu malına ve insanlara zarar vererek kumpastalar kuran kişilerdir. Sivil toplumda kendi uzmanlık alanındakiyle siyasete yön vermeye çalışabilir. Birlikler vardır, kooperatifler vardır. Kendi hedefi neyse siyaseti odur. Bizde eğitimle ilgili işler yapıyoruz. Siyasetle paylaşırız, kamuoyuna açıklarız. Gençlerle ilgili çalışmalarımız var. Toprağı vatan yapan değerler var. Niye bu Anadolu? Niye bu vatan? Niye bunları konuşuyoruz. Sanıyor muyuz ki bizi biz yapan şeylerden soyutlandığımız zaman burası vatan olmaya devam edecek. Sivil toplumu hedef alan terör eylemleri niye TÜGVA’yı hedef alıyor? ‘Burada Bilal Erdoğan’ın ilişkisi mi var? Dur ben oraya bir şey diyeyim’ diyerek burayı hedef alıp siyaset yapmaya çalışıyorlar. Sivil toplumda hizmet eden, gençlere burs veren kim varsa başımızın tacıdır” dedi.

“ÇOCUKLARIN MANİPÜLE EDİLMESİ İLE İLGİLİ BATIDA ÇOK CİDDİ BİR BOMBARDIMAN VAR”

TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “Gençlerimize burada Türk müziğinin aşağı yukarı 800’lü yıllara varan tarihi nasıl gelişmiş, nerelerden bu günlere gelmişi anlatıyor. Bu müzeye gelen çocuk bu müzeyi gördüğü zaman bizim Türk sanat müziği deyip yüzüne bakmadığımız şey ne kadar zenginmiş diyerek etkileniyor. Bizim kontrolümüzün üzerinde çok baskın olan Batının kamuoyu üzerindeki etkileri en çok çocukları hedef alıyor zaten. Her şeyde kendi kültürel öğelerini çocuklara veriyor. Çocuk onlardan etkilendiği için Batının müziğine akıyor. Lisedeki çocuk ‘tabi ki Batı gelişmiş, onların sanatı bizden iyi’ diye düşünüyor. Biz bir zenginliğin mirasçılarıyız. Okursun, öğrenirsin, geçersin. İslam dünyasının önemli noktasındaki Anadolu ve namzet önemlidir. Gençler bunu görüyorlar. Gençler bunu görünce medeniyet ihyasını görünce bağlanıyorlar. Ben gençliğimizin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Son 300-400 yılda böyle bir nesil Anadolu’da olmamıştır. Bu nesil Türkiye’nin 21. Yüz yıla damgasını verecek nesildir. Bu çocukların manipüle edilmesi ile ilgili Batıda çok ciddi bir bombardıman var. Ben gençlerden çok ümitliyim” diye konuştu.

“HERKE ESKİ KÜLTÜRLERİN KAYBOLMASININ İNSANLIK İÇİN KAYIP OLDUĞUNUN FARKINDA”

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Erdoğan, “2012 yılında okçular vakfında başladığımız çalışmayla biz geleneksel okçulukla başladık. Bu geleneksel okçuluğu yaparken 2015 yılında Kırgızistan’dan bir ekip geldi. Dediler ki ‘biz bir Dünya Etnospor Federasyonu kuralım siz başına gelin.’ Benim buna sahip çıkmamdaki şey kültürel ihya oldu. Federasyonun hedefi dünyadaki büyün sporların ihyası. Dünyadaki bütün sporların var olmalarını tetiklemeye çalışıyoruz. Onların da kendi kültürleri var. Büyük spor endüstrisi karşısında yaşayamadılar. Cirit’imizi kıl payı kurtardık. Geleneksel okçuluğumuzu uçurumun kenarından aldık. Federasyon kuruldu. 5 binin üzerinde lisanslı sporcuya ulaştık. İlk 20 içine girdik. Araya salgının girmesi 2 sene etkinlik yapmamızda önemli düşüş oldu. İnsanlar ilk defa bazı sporları bizimle gördü. Yağlı güreşlerimiz inanılmaz bir trendde. 65 federasyon kuruldu. Bunların içinde 1 tane geleneksel spor vardı. Şimdi 4 tane oldu geleneksel spor dalı. Artık Batı medeniyetinin bayrağı başkasına devredeceği bir döneme giriyoruz. Avrupa’dan dahil üyelerimiz var. Herke eski kültürlerin kaybolmasının insanlık için kayıp olduğunun farkında. Normalde stadyumlar, kapalı spor salonları büyük yatırımlar. Ama geleneksel spor tesisleri öyle değil. Biz burada ahşaba önem veriyoruz, ahşaba önem veriyoruz. Bize bir yeşil alan lazım, bir salon lazım. Kolay yapılıyor” diye ifade etti.

“BİZİM KÜLTÜR TARİHİMİZİN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ VAR”

TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Erdoğan, “Artık aile mefhumu yok olmaya başladı Batı’da. Dünya gerçekten yeni bir medeniyet, yeni bir hayat, sosyal yapılanma anlayışına muhtaç. Bununla ilgili bizim kültür tarihimizin büyük zenginliği var. Daha çok insanın bununla ilgili duyarlılık oluşturmasını sağlamak için bir araç” dedi.

“BENİM DEVLETLE İŞİM YOK”

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, “Tabi ki zaman zaman kendimi şöyle teselli ediyorum ‘kişi kişiyi kendi gibi bilir’ derler. Medya diye bir şey var. Magazin diye bir şey var. Allah tecessüsü yasaklıyor bize. Gizliyi araştırmak, başka insanlara haddinin ötesinde ilgi göstermek diye. İnsanlarda bu var. İnsanlar Cumhurbaşkanının ailesini, oğlunu konuşurlar. İngiltere Kraliyet ailesini herkes konuşuyor. Ben ilk gelirime lise son sınıftayken başladım. Orada bir süre çalıştım. O zaman biz kat sayı mağduru olduğumuz için okulu asıyorduk o zaman şantiyeye gidiyorduk. Amerika’ya gittim sonra. Orada para kazanmak için değil ama çeşitli aktiviteler yaptım. Dünya Bankası’nda 2 yıl çalıştım. Doktoraya başladığımda asistanlık yaptım. Ders asistanlığı yaptım. Bunun üzerine de dövizle askerlik yapma hakkı elde ettim. Bunu da yaptım. 3 yıldan fazla yurt dışından fazla çalışan kişilere tanınan bir hak. Bunu sordum da; ben başbakanın oğluyum. Gidip askerlik yapsam uygun olur mu diye. Dediler bu hak kimde olsa kullanır. Sonrasında bir lokanta işine girdik lisedeki arkadaşlarımla birlikte. Bugün benim mal varlığımdaki ekonomik durumum iyidir. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Aile üyeleri olarak inşaat işleri olan devletle işi olmayan, ihaleye girmeyen yerimiz var. Bu şekilde hamt olsun kendimize gelecek gelirlerimiz var. Benim gıda ilerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Zamanımın çoğu vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor” ifadelerine yer verdi.

“2008 - 2009 KRİZİ HENÜZ BİTMEDİ”

TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Erdoğan, “Krizler sürekli devam ediyor. Tabirimi maruz görün; Kaşarlandı diyorlar, dirençli diyorlar. Özellikle 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında 2008 - 2009 krizi henüz bitmedi. O kriz sürüyor. Salgın geldi krizi besledi, savaş geldi krizi besledi. Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor. Bir sürü birlik kurulmuş. Şimdi Birleşmiş Milletler bir karar alamıyor, sorunları çözemiyor. UNESCO’dan Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar hepsinin temelleri çatırdıyor. Türkiye’de özellikle savaş devreye girince enerji maliyetlerinden ötürü etkilendik. Türkiye geçen sene sübvansiyon yaptı. Sübvansiyon yapıldığı zaman da vatandaş anlamıyor. Bu böyle gitmeyecek dedi ‘vatandaşa biz bunu yansıtacağız’ dedi. Buna vatandaşın tepki göstermesi gayet normal. Bu yaşadığımız ekonomik kriz ve devamının Türkiye için bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Bu fırsattan biz Türkiye olarak güçlenerek çıkabiliriz. Nedir? Başımızdaki iktidarın bunları çözebilecek, geçmişte de çözmüş olması. Güçlü bir lider olması, kriz döneminde başarmış bir liderimiz olması. Bu olsaydı bizim de boştu zaten. Allah’ın izniyle Tayyip Erdoğan kimsenin açta açıkta kalmasına müsaade edecek bir lider değil. Ben bunu oğlu olarak söylüyorum. Nasıl ki salgın döneminde vatandaşlara yardımlarda bulundu. Diğer ülkeler ekonomilerini soğutma yçnünde ilerlerken Türkiye ihracat yönünde ilerliyor. Bir geri çekilme, sonrasında atak evresine gidileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“GENÇLERİMİZ İDDİA SAHİBİ TÜRKİYE’Yİ TERCİH EDİYOR”

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Erdoğan, “Daha çok sorumluluk yüklüyr. Bunu hangi gence sorsan zorluk der. Rahat olmak ister, kimsenin tanımamasını, bilmemesini ister. Biz hep tanınarak yaşadık. Ben Tayyip Erdoğan’ın oğlu olduğum için değil, onun döneminde yaşadığım için şanslı hissediyorum kendimi. Siyaset; bir ülkenin önünün açılması demek. Gençler bu anlamda çok şanslı. Gençler yurt dışına gitmek görmek, gezmek ve işe girmek istiyorlar. Bir genç bana geçen gün dedi ki ‘gönderin gitsin görsünler, öyle geri gelsinler.’ Sanıyor musunuz ki Almanya’da 3 bin Euro kazanan biri burada 50 bin lirayla yaşayan gibi yaşıyor mu? burada 50 bin lira olan geliri zengin. Ama orada 3 bin Euro alan kişi zorla geçiniyor belki de. Bir gencimiz gitsin, Amerika’da tam burs kazanacak şekilde başarı yaptın, gelsin ülkesine hizmet etsin Selçuk Bayraktar’lar gibi, ülkemize hizmet etsin. Sosyal bilimlerde ciddi bir literatürümüz var aslında. Osmanlı döneminden bugüne çevrilmeyen halen okunmayanlar var. Osmanlı bu Batılılaşmayı nasıl yaşamadı? O gün ki şartları bizim bilmemiz var. Gençlerimiz iddia sahibi Türkiye’yi tercih ediyor” şeklinde konuştu.

“GENÇLER TELEFONLA TANIŞTIKTAN SONRA ÖZGÜR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR”

Başkan Bilal Erdoğan, “Bugünün gençlerine ver sorumluluğu, ver imkanı her şeyi yapıyor. Bu bir imtihan dönemi gençlik için. Dünya tarihinde iletişim ilk defa nüfus ediyor bireylere. Gençler telefonla tanıştıktan sonra özgür olduğunu düşünürken köle oldurtmaya çalışıyorlar bunu anlasalar yeter. Biz dinamizme yapma etme diyerek durdurmaya çalışırsak unutun 22. Yüz yılın gelişen ülkesini. Türk dünyası Sovyetlerin dağılmasından bu yana birbiriyle irtibatlı. Dolayısıyla dünya göçebe oyunları Eylül ayının sonunda İznik’te gerçekleştirilecek. 80 civarında ülkenin katıldığı bir oyun olacak. Ülkeler arası hukuku geliştirmede bu oyunlar güzel bir rol oynadı. Oynamaya da devam edecek” dedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner137