Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında makam koltuğunu Halit Hoca İmam Hatip Ortaokulu 5. Sınıf öğrencisi Kerem Berk Çiçek isimli çocuğa devretti.

Elazığ valiliğindeki programa Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk de katıldı.

“ELAZIĞ’IN BÜYÜKŞEHİR OLMASI İÇİN PROJELER TASARLAYACAĞIM”

Vali Kaldırım’dan koltuğu devralan Kerem Berk Çiçek, “Elazığ’ın büyükşehir olması için projeler tasarlayacağım. Elazığ’ın bence büyükşehir olması lazım. Elazığ iyi bir şehir ama daha çok gelişmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Çiçek, Halit Hoca İmam Hatip Ortaokulu’nda akıllı tahta olmadığını söyleyerek akıllı tahtanın okulda olması gerektiğini söyledi.

Ayrıca Çiçek, futbol sahasının da okulda olması gerektiğini söyledi.

“OTOBÜS DURAKLARINDA DURAK KÜTÜPHANELERİ OLABİLİR”

İl Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk, Vali Kaldırım’ın makam koltuğunda oturan Kerem Berk Çiçek’e, “Yeni valimizden bir isteğimiz var?” diyerek, Elazığ Her Yerde Okuyor kampanyasına ne gibi destekleri olacağını sordu.

Çiçek de, “Otobüs duraklarında durak kütüphaneleri olabilir” diyerek projesini dile getirdi.  

GÜRTÜRK, MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ OLARAK ÇİÇEK’TEN İSTEKTE BULUNDU

Ayrıca Gürtürk, Milli Eğitim Müdürü olarak yeni vali Kerem Berk Çiçek’e okul bahçelerinin belediye tarafından köpüklü suyla temizce yıkanmasını istediklerini söyledi. Çiçek ise, “Olur” diyerek söz verdi.  

“ÇOCUKLAR BU ÜLKENİN GELECEĞİ, EN ÖNEMLİ VARLIĞIMIZ”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında, makamını çocuklara devreden Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım yaptığı konuşmada, “Çocuklar bu ülkenin geleceği, en önemli varlığımız. Çocuklarımızı kaliteli, donanımlı, eğitimli, çok okuyan, ahlaklı, erdemli, Elazığ’a yakışır, Türkiye’ye yakışır bir fert olarak yetiştirmemiz lazım. Gelecekte bu koltuklarda siz oturacaksınız. Kiminiz idareci, kiminiz doktor, kiminiz işadamı olup vatana, millete, ülkeye katkı sağlayacaksınız. Sadece okullarda ders dinleme değil okullarda akıllı tahtalara, teknolojiye, çağımızın gerektirdiği imkanları kullandırmalıyız. Aynı zamanda sosyal faaliyetlere, sportif faaliyetlere imkan vermeli. Okul bahçeleri, spor alanları, yaşam alanları her yönden iyi kaliteli donatılmalı. Çocuklarımıza layık, onları en iyi şekilde yetiştirebilecek şekilde olmalı” diye konuştu.   

“İMAM HATİP OKULLARINA GEÇMEYİ ARZU EDERDİM”

Valilik koltuğuna oturan Kerem Berk Çiçek, Vali Kaldırım’a “4. sınıfı bitirip 5. Sınıfa geçmiş olsaydınız, İmam Hatip Ortaokulunu tercih eder miydiniz?” sorusunu yöneltti.

Vali Kaldırım da, “Tabi tercih ederim. Bizim temel önceliğimiz dedelerimizin, şehitlerimizin, gazilerimizin bize emanet o0lraka bıraktığı bu ülkeyi daha ileri götürmek, daha çok çalışmak, iyi yetişmek, vatana millete iyi birer fert olmak. Bunun bir yönü kendini iyi yetiştirmekle, çağımızın bilgileri ile donanmakla, bilimleri donanmakla, çağı yakalamakla ikincisi de ahlaklı, erdemli bir tolum yetiştirmekle oluyor. İmam Hatiplerimizin de en büyük gayesi hem manevi yönden hem de ilimlerle donatılmış nesiller yetiştirmek. İki alanda da başarılı olduğumuz zaman bu ülke istediği, arzuladığı hedeflere ulaşacaktır. Hem manevi yönden milli değerlerle, ahlakla, erdemle, çok övündüğümüz şahsiyetlerimizle özellikle Elazığ insanımızda gördüğümüz kaliteli bizi biz yapan değerlerle çocuklarımızı yetiştirmek için İmam Hatipler kuruldu. Faaliyette bulunuyor, eğitim öğretimde bulunuyor. Diğer alanlarda da dünya ile rekabet edebilecek, muassır medeniyetler seviyesine çıkmak için insanımızı en kaliteli, en donanımlı şekilde yetiştirmek için kurulmuş güzide okullarımız. Özellikle günümüzde hem Elazığ’da hem Türkiye’de örnek okullar. Çok kaliteli de insan kaynağı yetiştiriyorlar. Bu açıdan bütün öğrenciler gibi ben de İmam Hatip okullarına geçmeyi arzu ederdim” şeklinde konuştu.

“BAŞARIYI GETİREN TEK KAYNAK İNSANIMIZI KALİTELİ, İYİ YETİŞTİRMEK”

Vali Kaldırım konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim hem Türkiye hem Elazığ olarak birinci önceliğimiz eğitim. Eğitimden kasıt kaliteli insanlar yetişmesi, çocuklarımızın çok iyi yetişmesi, donanımlı yetişmesi ve ihtiyaç duyduğumuz alanlarda yetişmesi, çok okuyan nesiller yetiştirmek. Milli manevi değerlerle teçhiz edilmiş nesiller yetiştirme. Bizim temel önceliğimiz, hedefimiz bu ülke olarak en büyük kaynağımız, güvencemiz bizi geleceğe taşıyacak olan, dünyada hedefleri olan bir ülke olarak dünya insanlığına, medeniyetlerine hizmet edecek konuma gelmek için en önemli kaynağımız insan kaynağımız. Bunu da sağlamanın yolu çok kıymetli, eğitim camiamızla, öğretmenlerimizle birlikte eğitimi her zaman birinci öncelik haline getirip hem mekanları hem okulları en iyi şekilde donatıp çağımızın ihtiyaç duyulan bütün teknolojileriyle donatıp çocuklarımızı da ona erişebilir şekilde getirip aynı zamanda eğitim kadromuzun ve kalitemizi güçlendirip, çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek. Bugün milli gelirimizden ayrılan paya baktığımızda ülkemizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Bakanlarımızın eğitime ne kadar önem, değer, kıymet verdiğini görüyoruz. Bu hem ülke için hem dünya gelişmiş ülkelerin eğitime ayırdığı paya baktığımız zaman bizim ne kadar önem verdiğimizi ve son dönemlerde ne kadar büyük aşama kat ettiğimizi çok iyi görüyoruz. Bunun sonuçlarını da çok iyi görmekteyiz. Şu anda bir Zeytin Dalı Operasyonunda tamamen milli ve yerli teçhizatla, silahlarla mücadele ediyorsak, dünyada bu konuda muhtaç değilsek bunu bizim kaliteli, iyi yetişmiş, iyi eğitim verilmiş insan kaynağımızla yapıyoruz. Onların ürettikleri, onların AR-GE’sini yaptıkları. onların geliştirdikleri mühimmatla, silahla, gurur duyduğumuz İHA’larla, tanklarla, bunlarla yapıyoruz. Bu sadece bu alanda değil milli araç projemiz var. O da inşallah başarılı olacak. Bütün alanlarda yerli, mili üretime geçiyoruz. Bu başarıyı getiren tek kaynak da insanımızı kaliteli, iyi yetiştirmek. Biz insanımızı böyle yetiştirmeye devam ettiğimiz sürece eğitime ilk öncelik yaptığımız sürece, hem öğretmenlerimiz hem öğrencilerimiz en iyi şekilde yetiştirdiğimiz onlara gerekli önemi, ehemmiyeti verdiğimiz sürece, milli manevi değerlerle buluşturduğumuz sürece başarılı olacağız ve dünyada parmakla gösterilen önder, hedeflerine ulaşmış bir ülke haline geleceğiz.”

VALİ KALDIRIM: EDEBİYAT ÖĞRETMENİ OLMAK HAYALİMDİ

“Benim en büyük hedeflerimden biri de öğretmen olmaktı” diyen Vali Kaldırım, “Ben edebiyatı çok severim. İlkokul, ortaokul yıllarımdan beri edebiyatla iştigal eder, kitap okurum. Öyle bir hedefim, niyetim vardı. Nasip olmadı. İdareci olduk. Farklı bir alanda görev yapıyoruz. Öğretmen olsaydım öncelikle kendime bakardım. İnsan kendini ne kadar kaliteli yetiştirir ne kadar donanımlı yetiştirir ne kadar kendini özelikle güncel konularla iştigal ederek güncel tutarsa, günün çağın gerisinde kalmazsa hem kendisi için faydalı olur hem de öğrenciler için, ders verdiği çocuklar için faydalı olur. Önce insanın kendini çok iyi, donanımlı yetiştirmesi lazım. Öğretmenlerimize de özellikle tavsiyemiz budur. Çok okusunlar, güncel gelişmeleri, çağdaş gelişmeleri, bilimdeki, sanattaki, edebiyattaki farklı alanlardaki gelişmeleri, kendi alanlarıyla ilgili gelişmeleri çok iyi takip etsinler. Çok hızlı bilgi üretiliyor. Çok hızlı bilgi yayılıyor. Geride kaldığınız zaman zamanın gerisinde kalmış oluyorsunuz. Ülkemizdeki, dünyadaki gelişmeleri kaynakları çok iyi takip etsinler. Kendilerini dolu dolu, zinde tutsunlar ve öğrencilerin gerisinde kalmasınlar. Eskiden bilgi kıymetliydi. Günümüzde de kıymetli. Bilgi toplumundayız. Eskiden kütüphanelerden, ansiklopedilerden aldığımız bilgiyi bugün bir tuşla, akıllı telefonlarla anında ulaşabiliyoruz. Aslında o açıdan öğrenci ve öğretmenin çok bir farkı yok. Bazen öğrenci öğretmenin de önüne geçebiliyor. Kaynak çok. Bilgiye ulaşmak da çok. Öğretmenlerin kendi alanında çok iyi ihtisas sahibi olmaları, çok iyi güncellemeleri gerekir. Biraz da üretmeleri gerekir. Edebiyatçıysa yazması, şiir üretmesi, edebi eserler üretmesi, kimyager ise kendi alanında başarılı olması, örnek insan olması gerekir. Kendini üreten bir kişiye dönüştürmesi, tolumda örnek olması gerekir. Biz de öğretmenin ayrı işlevi vardır. Öğretmen sadece gelip tahtada ders anlatan kişi değildir. Aynı zamanda çevresine, toplumuna katkısı olan, faydası olan kişidir. Diğer ülkelerde olduğu gibi sadece gelip dersini anlatan değil bulunduğu ortama, çevreye katkı sağlayan insanlardır. Hem çevreyle hem ailelerle hem veliyle sıkı bir ilişki, diyalog var. Bunu artırmaları, kendilerini yenilemeleri en büyük arzumuz, isteğimiz. Edebiyat öğretmeni olmak hayalimdi ama kader yolumuzu bu şekilde çizmiş. Ama bırakmadım, bu şekilde devam ettiriyorum” dedi.

“BİZİM HEDEFİMİZ SİZLERİN BİZDEN DAHA BAŞARILI OLMANIZ”

Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk’ün çok güzel bir kampanya başlattığına değinen Vali Kaldırım, “Elazığ her Yerde Okuyor kampanyası birçok ile örnek oldu. İllerde okuma kampanyaları başlattı. Bu sadece Elazığ’a değil Türkiye’ye fayda sağladı. O açıdan bunun bir anlamı var. Elazığ her yerde okuyor. Durakta da okusun. Kahvehanede de okusun. Seyahat ederken minibüste de okusun. Dağda da okusun. Cumhurbaşkanımız Siirt’te çobanlık yapan bir öğrenciyi bugün 23 Nisan resepsiyonuna davet etti. Orada kızımız sürüleri otlatırken aynı zamanda kitap okuyordu. Farkında olmadan kameralara yakalandı. Dolayısıyla her ortamda okumak, kendi alanında okumak, anlamlı okumak, milli manevi yönümüzü, iştigal ettiğimiz alanda bizi güçlü kılacak, değer katacak şekilde okumak gerekir.  Bu açıdan bu kampanya çok güzel kampanya. Çok da başarılı oldu. Çok da karşılık buldu. Herkes sahiplendi. Görüyorum, sizler, aileleriniz okuyor. Çok güzel bir şey bu. Bu yönümüzü geliştirdiğimiz sürece inşallah o zaman herkes, her fert öğretmen olacak. Topluma, ülkesine, milletine faydalı olacak. Yarın sizler de bizim yerimize geleceksiniz. Bizim hedefimiz sizlerin bizden daha başarılı olmanız. Daha kaliteli, donanımlı olmanız. Bizi geçmeniz. İnşallah öğretmenlerimizle, okul idarecilerimizle ve öğrencilerimizle birlikte olacaktır. Öğretmenlerimiz de öğrencilerimiz de okuyor” ifadelerini kullandı.

Son olarak Vali Çetin Oktay Kaldırım, çocuklara ödüllerini verdi.