Elazığ’ın Maden ilçesinde yaklaşık 3 bin kişinin yaşadığı Camikebir Mahallesi'nde heyelan riski nedeniyle 510 ev ve iş yerinin boşaltılmasıyla ilgili karar verilmişti. 

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, konuyla ilgili açıklamalar ve yeni önerilerde bulundu.

EROL: YENİ BİR ÖNERGE VERDİK

Maden ilçesiyle sorunları hem mecliste hem basında gündeme getirdiğini belirten Milletvekili Gürsel Erol, “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile gündeme getirdiğimiz sorunun çözümüyle ilgili, yeterli olmayan bir bakış açısından kaynaklı basın toplantısını yapma kararı aldık. Maden ilçesi çok köklü bir tarihe sahip olan, Osmanlı döneminde belediye olan, dünyada silah sektöründe kullanılan 2 maden bakır işletmesinin olduğu ilçelerden birisi. Birisi ABD’de çıkartılan diğeri de Maden ilçesinde çıkartılan bir bakır işletmesi. Burası 2 binli yıllarda özelleştirdikten sonra resmen farklı bir uygulama ile işletme mantığının yalnızca kar amaçlı bir mantığa çevrilerek işletildiği bir maden haline getirilmiş. Bu madenin yanlış işletme politikalarından kaynaklı aynı zamanda madenin kar amaçlı politikalarından kaynaklı şuanda Maden ilçesi büyük bir risk altında.  Bunu ben meclis gündemin gündeme getirerek aynı konunu daha detaylı ve geniş araştırmasıyla ilgili araştırma komisyonu önergesi verildi. Bu önerge ilk etapta meclis tarafından ret edildi. Şimdi Cumhurbaşkanının genelgesinden sonra,  bölgenin afet ve riskli alan ilan edilmesinden sonra yeni bir araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili yeni bir önerge verdik” dedi.

EROL: HERHANGİ SONUÇLANAN RESMİ BİR İŞLEM YOK

Maden’in şuanda çok büyük bir risk altında olduğunu aktaran Milletvekili Erol, “Dünyanın farklı bölgelerinde olmuş olsaydı. Bununla ilgili çok ciddi bir soruşturma açılırdı. Bir ilçenin hem can hem mal güvenliğini tehdit eden bu uygulama karşısında bugüne kadar herhangi bir önlem alınmamasının sebebini sormak lazım.  Üst taraf madenin çıkarıldığı ve işlendiği bölge. Bir altında ise molozu döktüğü bölge var. Yerleşim bölgesi altında ve üstünde hafriyat bölgesi var. Bu hafriyat şuanda bilimsel verilere göre, ilçenin belli bir bölgesini heyelan riski ile karşı karşıya bırakmış. Bu heyelan riskinden kaynaklı da madenin ana can damarını oluşturan mahallesi, yaklaşık 500 ‘ün üzerinde ev ve iş yerinin boşaltılmasıyla ilgili devlet buradaki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak adı altında tedbir almayla ilgili girişimlerde bulundu. Doğal olarak devletin böyle bir yetkisi var. Devlet eğer yurttaşlarının can ve mal güvenliğiyle ilgili bir pürüz gördüğü zaman devlet bu tedbirleri alabilir. Ama sonu itibariyle devlet bu tedbiri alırken bu sorunun gerekçesini, kaynağını ve nedenini de araştırarak bu işletmeyle ilgili soruşturma açması lazımdı. Çünkü bu heyelan sadece bu evleri tehdit etmiyor, bir ilçenin geleceğini tehdit ediyor. Bu maden olacağının işletmesinden yanlış uygulamalardan kaynaklı.  Aslında bugüne kadar belki de ilk defa aynı bir ilin valisi iktidar partisinin atadığı bir bürokrat, bakanlığa burayla ilgili işletme hakkında bir soruşturma açılsın diye talepte bulundu. Elazığ valisi bununla ilgili yasal bir işlem yaptı. Enerji bakanlığına bu hafriyatın buraya dökülmesiyle ilgili ve dökülen hafriyatın heyelan riskini tetiklediği ve nedenin bu olduğu için soruşturma açılmasıyla ilgili yazı yazdı. Ama onunla ilgili herhangi sonuçlanan resmi bir işlem yok” diye konuştu.

EROL: GÖÇMEK ZORUNDA KALACAKLAR

Bölgenin Cumhurbaşkanlığının kararnamesi ile heyelan riski ilan edildiği vurgulayan Erol,  “Bu bölge boşalacak.  Ama bu bölge madenin ticaretin, sosyal ve kültürel yaşantısının,  günlük aktivitelerinin yaşandığı bir bölge. Burası hem ticari bir bölge hem de yerleşim bölgesi. Bu bölgeyi boşalttığınız zaman madenin geri kalan bölgesi yalnızca dağlık ve yerleşim bölgesi. Ticaret merkezini boşaltıp, bir başka yerde iskana tabi tuttuğunuz zaman bu sefer burası birkaç yıl içerisinde ne ilçe olarak kalacak ne de köy statüsünde kalacak. Buradaki insanlar aslında şuanda afet bölgesi ilan edilen bölgedeki insanların mağduriyetlerinden daha fazla mağduriyet yaşar hale gelecek. Devlet sonuç itibari ile afet bölgesinde yaşayan hak sahiplerine uzun ve düşük vadeli kredilendirme yaparak bu insanlara konut yapacak. Bu insanların oradaki mağduriyetlerini tam anlamında gidermiyor. Ama şuan ki kanunlar hiçbir çözüme uygun değil.  Ama bu mahallerde yaşayan insanlar 3-5 yıl sonra evlerini boşaltmak istedikleri zaman devletten hiçbir yardım almadan yalnızca afet bölgesi ilan edilen mahallenin ve ticaret merkezinin boşaltılmasından kaynaklı ilçede günlük yaşam biterek diğerleri de göçmek zorunda kalacaklar” açıklamalarında bulundu.

EROL: MECLİSİN GÜNDEMİNE GETİRECEĞİZ

Yeni bir önerileri ortaya koyan Erol, “Bizim önerimiz, Madenin ilçesinin tümünün afet bölgesi ilan edilerek, ilçenin taşınmasıyla ilgili girişimde bulunmalı.  Bununla ilgili afet bölgesindeki vatandaşlara tanınan imkanlar tüm yerleşim bölgesinde oturan konut, mal ve iş yeri sahiplerine tanınmalı. Bu sorun çözülmeli. Aynı zamanda da bu mağduriyeti bu ilçeye yaşatan işletme hakkında yasal sürecin bir an önce tamamlanmasıyla ilgili, buradaki devlete oluşan kamu zararın bir kısmının da şirketten karşılanmasıyla ilgili mecliste görüşmelerimiz ve tekliflerimiz olacak. Yeniden araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili önergemizi meclise verdik. Meclisin gündemine getireceğiz. Meclisin gündemine geldikten sonra da ben bizzat tüm siyasi partilerin grup başkan vekillerini ziyaret ederek bunun bir siyasi değerlendirme olarak değil, bir ilçenin geleceğiyle ilgili ortak bir çözüm önerilmesi konusunda bilgilendireceğim” diye kaydetti.