Yasa tasarısı daha meclisten geçmedi ama tartışmaları şimdiden başladı.

İmamlara nikâh kıyma yetkisi verecek olan tasarı ise tartışmaların odağında.

Diyanet Sendikası Elazığ Şube Başkanı Murat Ergen, nikâh kıyma yetkisi verecek olan tasarı ile ilgili yaptığı konuşmada, “Aslında nikâhın ana teması kadın ve erkeğin bir araya gelerek, birbirlerini kabul etmesidir. Nikâhın fazileti iki şeydir. Kabul ve icap dediğimiz şeydir. Hem kadın ve erkeğin icap etmeleri hem de kabul etmesidir. Tabi yüce dinimiz İslam kadının hakkını koruma adına, nikâha bazı sıhhatinin şartları da olması gerektiğini belirtmiş. Nikâhın ilan edilmesi önemlidir. Nikâhta kadına verilecek mihir denilen hak vardır. Bu da İslam’ın kadın haklarına bakışını göstermesi açısından çok önemlidir. Biz böyle değerlendirdiğimiz zaman dini nikâhla, resmi nikâh arasında çok bir fark olmadığını görüyoruz. Bir insanın mutlak suretle, resmi nikâh yaptırması, Cumhuriyet döneminden beri kanunlarımız gereği her iki tarafın hakkının korunması açısından önemli ama toplumumuzda şöyle bir algı var. İnsanlar evlenmeden önce dini nikâhlarını yapıyorlar, arkasından resmi nikâhla evleniyorlar. İki nikâhı bir arada yapmış oluyorlar. Biz bu çelişkinin ortadan kaldırılması adına şu anda meclise verilen yasa tasarısıyla müftülerin nikâh kıyma yetkisinin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Başkan Ergen, tasarının önemli olduğuna ve gerekli olduğunu söyledi, ardından gerekçelerini şöyle sıraladı: “Toplumdaki resmi nikâh, nikâh değildir. Asıl nikâh dini nikâhtır algısı da kalkmış olacak. Nikâhın fazileti bellidir. İnsanların bir araya gelerek evleniyorum demesi aslında nikâhın tamamlanması anlamına gelmektedir. Fakat ne yazık ki ülkemizde yıllardan beri bu yetki belediyelerdeydi. Hatta bizim söylemlerimiz arasında hep olmuştur. Yıllarca gemi kaptanlarına tanınan nikâh kıyma yetkisi din görevlilerine, müftülüklerimize tanınmamıştır.”

"Burada kıyılacak nikâh resmi nikâhtır. Kayıtlara girecektir"

Başkan Ergen, “İmamlara verilecek olan yetkinin çok görülmesi bizleri üzüyor” dedi.

Ergen konuşmasına şöyle devam etti: “1924 yılında Diyanet İşleri Başkanlığımız kuruldu. Diyanet İşleri Başkanlığımız, o günden bugüne kadar dini alanda insanların, din hizmetleri ve din eğitimi alanında eksikliklerini tamamlamak, onlara hizmet sunmak üzere kurulmuş bir kuruluştur. Laik bir ülkede yaşıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin Genelkurmay Başkanlığından sonra kurulan ikinci kuruluşudur. Çok önemlidir. Toplumun birçok kesiminde muhtarlara, belediyelere, belediyelerin yetki verdiği nikâh memurlarına tanınan nikâh kıyma yetkisinin Diyanet İşleri Başkanlığına ve onun personellerine çok görülmesi hakikaten bizi de üzüyor. Netice itibariyle burada kıyılacak nikâh resmi nikâhtır. Kayıtlara girecektir. Müftülüklere sadece böyle bir yetki verilecektir. İsteyen gelip müftülükte kıydırabilir. İsteyen gidip belediyede kıydırabilir. Bunda bir zorunluluk da olmayacaktır. Ama ben şuna inanıyorum. Müftülüklere bu yetki verilirse insanların çoğunluğu gelip müftülükte kıydıracaktır nikâhlarını. Böylelikle hem dini hem resmi nikâhını tamamlamış olacaktır.”

"Mehmet Görmez hocamız döneminde, Diyanet İşleri Başkanlığımız ulaşabileceği en zirve noktaya gelmiştir"

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in emekliye ayrılmasını da değerlendiren Başkan Ergen, Görmez’in çalışmalara imza attığını söyledi.

Ergen, “Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez hocamız hakikaten Diyanet İşleri Başkanlığında çok kaliteli, çok güzel hizmetler yaptı. Ben bir Diyanet çalışanı olarak, kendisinden çok fazlasıyla razı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Allah da ondan razı olsun. Gerçekten Diyanet İşleri Başkanlığımız Türkiye’nin en önemli kurumlarından birisi. Hassas bir kurum. Din hizmeti yürüten bir kurum. Söylediği her şeyi birilerinin bir tarafa çekip, zor durumda bırakmak istediği bir kurum. Geçmişte, Mehmet Görmez hocamın döneminde de yapılan bazı şeylerle ilgili bir sürü vurgunculuk yapıldı. Biz de bunlara üzüldük. Ben de 25 yıldır Diyanet’te çalışan birisi olarak çok rahatlıkla ifade edebilirim ki, Mehmet Görmez hocamız döneminde, Diyanet İşleri Başkanlığımız ulaşabileceği en büyük noktaya en zirve noktaya gelmiştir. Gerek din eğitimi gerek din hizmetleri gerek kurumsal yapısını tamamlaması noktasında çok ciddi adımlar atmıştır. Bugün Türkiye’de birçok farklı dini akımın ön plana çımaya çalıştığı, bir takım sapkın zihniyetlerin kendisini ispat etme peşinde olduğu bir dönem yaşıyoruz. Gerçekten bu bizleri de fazlasıyla üzüyor” diye konuştu.