AK Parti Elazığ Milletvekili Tahir Öztürk 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa referandumu çalışmaları kapsamında Olgunlar Mahallesi sakinleri ile bir araya geldi.

Öztürk, 2002’de AK Parti olarak iktidara geldiklerinden beri seçim bildirgelerinde daha sonra hükûmetin programında anayasa değişikliği yapacaklarına dair taahhütleri olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu taahhüdümüzü yerine getirmek durumundaydık. 1982 anayasası ihtilalden sonra yapılana askerlerin yaptığı bir anayasa bu anayasada halkımız gözetilmemişti. Bundan sonraki iktidar olacak hükümetlerin önünü kesmek için yapılmıştı. Ama biz 2002’de sizler sayesinde iktidar olduk. Ama sayısal çoğunluğumuz anayasayı değiştirmeye yetmiyordu. Biz diğer partilerle de ittifak edemdik. 2007’de yine seçim oldu sağ olun siz de destek verdiniz.  Bizim aynı taahhüdümüz devam ediyordu. Bizim amacımız halkın da içinde olduğu milli iradenin olduğu bir anayasa değişikliğiydi. Yine sayısal çoğunluğumuz yetmedi 2010’da da 26 maddelik anayasa değişikliği getirdik. Tüm partileri davet etmemize rağmen bu anayasa değişikliğine destek olmadılar. Sayısal çoğunluğumuz 367 değildi. Fakat referanduma götürecek 336 sayısı vardı. Bu sayı ile 26 maddeyi meclisten geçirerek sizlerin huzuruna getrdik. Sizde sağ olun yüzde 67 oyuyla bu maddeleri geçirdik. 2010 referandumunun 1. Maddesi cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmeseydi. O şart zaten gerekliydi. Bizim amacımız mili iradenin uygulanmasaydı. Türkiye cumhuriyeti tarihinde ilk defa halk tarafından cumhurbaşkanı seçildi. Bu ülke, gelecek için önemliydi. Bunun desteklenmesi lazımdı.

“AMACIMIZ MİLLİ İRADE GERÇEKLEŞSİN”

Mevcut anayasada cumhurbaşkanının çok geniş yetkileri vardı ama sorumluluğu yoktu. Yeni anayasada göre iki türlü sorumluluğu olacak. Cumhurbaşkanı hem meclise hem de halka karşı sorumlu olacak. Eğer cumhurbaşkanımızı beğenmezseniz seçimde karşınıza gelecek. Beğenirseniz oy vereceksiniz, beğenmezseniz oy vermeyecekseniz. Bu yeni anayasada var. Buradaki amaç halkımız ciddi manada söz sahibi olsun. Milli irade gerçekleşsin. Bunun muhalefet partililer çok dedikodusunu yapıyorlar. Yalan yanlış iftiralar var. Meclise karşı sorumluluk ise şöyle, Cumhurbaşkanımızın sadece kararname çıkarma yetkisi var. Kanun yapma yetkisi yok. Kanun yapma yetkisi meclisin denetimine tabi. Meclisin onayı olmadan uygulamaya geçilemeyecek.

“DİKTATÖR OLAN İNSAN 2 DEFA SEÇİME GİTMEZ”

Yeni sistem de cumhurbaşkanımız şahıs ile ilgili ya da devlete karşı suç işlediği zaman meclisi yüce divana götürebilecek. Bu diktatörlük ifadelerinin tam tersi. Diktatör olan insan 2 defa seçime gitmez. Cumhurbaşkanımız 3. Defa seçilemeyecek. Yeni anaysa ile hükümeti de seçmiş olacağız. Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa meclis seçime gidecek. Meclis seçim kararı alırsa cumhurbaşkanı gidecek.

“SIKINTILARIN TEK ÇÖZÜMÜ HALKIN İRADESİ”

Eski sistemde cumhurbaşkanı ile başbakan arasında ciddi manada sıkıntılar vardı. Bu sıkıntıların çözümü halktı. Ama halk maalesef 4 yılda bir seçime gidiyordu. Bu sıkıntılar Özal ile Evren paşa, Süleyman Demirel’le, Tansu Çiller, Ecevit’le Sezer arasında hep oldu. Bu sıkıntılar aşılamıyordu. Yanlış uygulamalar varsa, halkımızın aleyhine icraatlar varsa bunların tek çözümü vatandaşın iradesine başvurmak. Bu yeni sistemde halkımız daha etkili ve söz sahibi olacak.

“ANAYASADA YER ALMAYAN ŞEYLERE GÜVENMEYİN”

Bu mevcut anayasa yeterli değil. Bu 19. anayasa değişikliği. Bunun sebepleri 82 anayasası. Ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verecek anayasa değildi. Bu mevcut anayasa belli kişilere güçlere, lobilere göre yapıldı. Bizim amacımız, insanlarımız daha güçlü iradeye sahip olsun. Refah seviyesini artıralım. Siyasete istikrar getirelim. Bu konuda halkımızın duyarlı olacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızın diktatör olmayacağını söylüyorum. Anayasada olmayan şeylere güvenmeyin.

“DEVLET NEDİR? SİYASET NEDİR? ÖĞRENSİNLER”

Biz gençlere güvenmek durumundayız. Gençlere seçim hakkı veriyoruz seçilme hakkı vermiyoruz. 18 yaşında her gencimiz milletvekili olacak diye bir şey yok. Biz diyoruz ki gençlerimiz meclis üyesi olsun, il genel meclis üyesi olsun, milletvekili adayı olsun, belediye Başkanı adayı olsun. Bizim gençlere sorumluluk vermemiz lazım. Aksi halde bu insanlar işlere nasıl yetişecek. Gelsinler ülkenin idaresini öğrensinler. Devlet nedir, siyaset nedir öğrensinler. Biz halka güveniyoruz. Gençlere de güveniyoruz.