Bir yılı aşkın süredir dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi, eğitimden iş hayatına, dilden seyahat şekillerine pek çok şeyi değiştirdi, milyonların hayatını etkiledi. Çalışma biçimlerini değiştirenler ve hiç bilmediği bir sisteme ayak uydurmaya çalışanların yanında, çok farklı meslek kolları da ortaya çıktı.

Kalabalık iş ortamları gerektiren fiziksel etkileşimli mesleklerde bir güç kaybı yaşanırken, evden çalışılabilen alanlar değer kazandı. Dijitalleşmenin önemi bir kez daha ortaya çıktı, bu trendi erken yakalayanlar bir adım öne çıktı.

16 KİŞİDEN BİRİ MESLEK DEĞİŞTİRECEK

McKinsey Global Enstitüsü’nün hazırladığı ‘Covid-19 Sonrası İşimizin Geleceği’ raporunda aralarında küresel işgücünün neredeyse yarısını GSYİH'nin ise yüzde 60'ını elinde bulunduran sekiz ülke (ABD, Almanya, Çin, Fransa, Hindistan, İngiltere, İspanya ve Japonya) mercek altına alındı ve oldukça çarpıcı gerçekler gün yüzüne çıktı.

Rapora göre, araştırmanın yapıldığı ülkelerde 100 milyondan fazla çalışanın 2030 yılına kadar yeni mesleklerde iş bulması gerekecek. Her 16 çalışandan biri anlamına gelen bu sayı, bazı meslekler tarih olacak ve yerlerini bugün hiç bilmediğimiz meslekler alacak demek.

Hem bu raporun sonuçlarını, hem de geleceğin popüler mesleklerini konunun Türkiye'deki uzmanlarıyla birlikte masaya yatırdık.

İnsan Kaynakları Danışmanı Tuba Karagöz Sever, e-ticaret, sağlık, robotik teknolojiler, danışmanlık, online eğitim gibi birçok sektörün salgından etkilenmediğini, teknolojik dünyaya ve insanların bu dönemdeki önceliklerine uyum sağlayamayan sektörlerin ise ayakta kalmakta zorlandığını söyledi.

Öğretim üyesi Dr. Şebnem Özdemir ise pandemiden sonra revaçta olacak deepfake ayıklayıcı, orman terapisti gibi yeni mesleklere dair önemli bilgiler verdi.

KORONAVİRÜS PANDEMİSİ MESLEK ÇEŞİTLİLİĞİNİ NASIL ETKİLEDİ?

Tuba Karagöz Sever: Pandemi dönemi ile birlikte dijital dünyanın yani teknolojinin kullanımı daha fazla artış gösterdi. Buna bağlı olarak profesyonel yaşamda çalışma formatları yeniden güncellenmiş oldu. Kurumlarda sadece çalışma şekillerinde değişiklikler olmadı. Pandemi aynı zamanda yeni dijital dünya ile yeni gereksinimleri de ortaya çıkardı. Bu gereksinimler de hızlı büyüyen iş yapılanmaları ve beraberinde gelen değişen meslekleri  bizlere yansıtmış oldu.

Koronavirüsün çalışma hayatına yaşattığı büyük dijital değişim ve dönüşüm kurumların teknolojik altyapı yatırımlarını artırırken, yeni iş yapılanma ve alanlarının oluşumuna katkı sağladı.

PANDEMİDEN SONRA HANGİ MESLEKLER REVAÇTA OLACAK?

Tuba Karagöz Sever: Dönüşüme ayak uydurmaya kararlı olan kurumlar, iş tanımlarında yetkin olan adayların ve çalışanların istihdam edilmesini öncelik haline getirdi. Yapılanmalarının her bir adımında ve kurumun geneline yayılan stratejik iş hedeflerinde dijital ve teknoloji tabanlı yaklaşım sergileyen iş modellemelerini devreye aldılar. Kurum içi departman ve işleyişler de bu doğrultuda baştan sona güncellenmiş oldu.

Buna örnek olarak; bulut mimarlığı, bilgi teknolojileri uzmanlığı, finansal analiz ve teknoloji uzmanlığı, veri uzmanlığı, strateji ve iş geliştirme uzmanlığı gibi birçok teknoloji destekli meslek alanlarını sayabiliriz. 

PANDEMİ İLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN BAZI MESLEK KOLLARI, PANDEMİ SONRASI NE OLACAK?

Tuba Karagöz Sever: Geleceğin iş modellerinin ve mesleklerinin değişimi ve gelişimi sürecek. Bugün birçok kurum, ayakta ve hayatta kalmak için bu değişime ayak uydurmak zorunda. Bu kurumlar, yeni çalışma yaklaşımını, gelecekte de devam ettirecek.

Bunun en büyük göstergesi gereksinim olarak karşımıza çıkan meslek alanlarını sadece yaşamakla kalmayıp daha ileri seviyede kurumsal yapılanmalarımıza ve yaşamlarımıza taşıma noktasında daha fazla performans sergileyecek olmamız.

HANGİ SEKTÖRLERİN YILDIZI PANDEMİ İLE PARLARKEN, HANGİ SEKTÖRLER GÜÇ KAYBETTİ?

Tuba Karagöz Sever: E-ticaret, sağlık, robotik teknolojiler, danışmanlık, online eğitim gibi birçok sektör salgından etkilenmezken, bazı alanlarda arz-talep ilişkisinde düşüş gözlemleniyor. Bu süreçte de değişime, teknolojik dünyaya ve insanların bu dönemdeki önceliklerine uyum sağlayamayan sektörler güçlükle ayakta kalmaya çalışıyor.

Biz adını bile bilmiyoruz, o dünyayı yönetmek istiyorBiz adını bile bilmiyoruz, o dünyayı yönetmek istiyor

PANDEMİ SEBEBİYLE ÇALIŞMA BİÇİMLERİ DE DEĞİŞTİ. UZAKTAN ÇALIŞMA VE DİJİTALLEŞME PANDEMİ SONRASI DA KALICI OLACAK MI?

Tuba Karagöz Sever: Dönüşümle birlikte esneklik yaklaşımı da hayatlarımıza girdi ve birçok noktada yansımalarını da gözlemleme şansımız oldu. Dijital dünyanın parçası olarak uzaktan çalışma, yaşamlarımızda var olmaya devam edecektir. Bu süreçte, evden çalışma işbirliğine giden kurum ve çalışanlarının elde edebilecekleri birçok kazanç var. Hemen bu noktada aklımıza gelenler;

Çalışanlar ofislerine ulaşmak için harcadıkları zamanı, evde çalışma sürecinde daha verimli kullandıklarında hem zamandan tasarruf edebilir hem de kişisel çalışma motivasyonlarını en iyi hale getirmek için çaba sarf edebilirler.

Evde daha konsantre bir çalışma ortamı tasarlayarak kişisel verimliliklerinin artmasına destek olabilirler.

Kurumlar açısından avantajlar ise genel olarak şöyle sıralanabilir: Vasıflı çalışan temin etme, iş verimliliğini artırma, işe devamsızlığı azaltma, çalışan giderlerini azaltma (servis desteği, yemek organizasyonu, kira giderleri), iş güvenliği riskini azaltma, müşteri memnuniyeti, kurum imajını yenileme, esneklik yaklaşımına bağlı olarak çalışan memnuniyetinde görülen artış.

PANDEMİ SEBEBİYLE YAŞANAN DEĞİŞİMDEN EN ÇOK HANGİ KESİMLER ETKİLENECEK?

Tuba Karagöz Sever: En başta bu değişim sürecine ayak uyduramayan tüm sektör ve faaliyet alanları doğrudan etkilenecek. Dijital dönüşümün parçası olan ve bununla birlikte hedef kitlenin ihtiyaç ve beklentisini iyi analiz eden, bu yönde uyumlanan sektör ve kurumlar ise bu dönüşümden kazançlı çıkacak.

Peki gelecekte hangi meslekler revaçta olacak? Öğretim üyesi Dr. Şebnem Özdemir, pandemiden sonra popülerliği artacak dört ilginç mesleği ve bu mesleklerde kariyer sahibi olmak isteyenlerin bilmesi gerekenleri sıraladı.

UZAKTAN ÇALIŞMA UZMANI

Uzaktan çalışma uzmanı, Covid-19 sürecinde işlerin uzaktan veya hibrit yürütülmeye çalışıldığı dönemin en önemli ihtiyacı. Çünkü şirketler bu dönemde en çok, “Hangi süreçlerimi uzaktan, hangilerini hibrit yürütmeliyim? Hangilerini yeni normale göre yeniden tasarlamalıyım? Hangi personelim işe kesinlikle gelmeli, hangisinin iş yükü hibrit ya da uzaktan çalışmaya uygun?” sorularını sordular. Bu noktada ya iyi örnekleri entegre etmeye ya da deneme yanılma yoluyla süreci anlamlandırmaya çalıştılar. Deneme yanılma süreçlerinde yanılmalar çoğaldıkça sabırlar tükendi, maliyetler arttı. İşte bu noktada süreçleri analiz eden, kurum kültürüne göre bu süreçleri yeniden yoğuran, şirketin fiziksel varlığını, doğru bir planlama ile dijitale taşıyan bir uzmana ihtiyaç var.

Mesele sadece süreç değil, aynı zamanda doğru dijital dünya araçlarını seçebilmek. Sadece mesajlaşma alanında bile 50 farklı uygulamanın olduğu bir zaman diliminde bu araçlardan en doğrusunu seçebilmek sanıldığı kadar basit değil. Özetle uzaktan çalışma uzmanı, eğitimden eğlenceye, endüstriden sağlığa her alanda süreçleri yeniden organize ederek ve dijital dünya araçlarından en doğrusu ile buluşmamızı sağlayarak bizlere destek olabilecek önemli bir geleceğin işi.

OYUN KOÇU

Pandeminin yoğun günlerinden itibaren evlere kapanan, hayatını evine sığdırmaya çalışan bireyler eğlenmek için bol bol bilgisayar oyunu oynadılar. Giderek önemli bir alışkanlık haline gelen bu durum ortaya yeni bir işi çıkardı: Oyun koçu.

Bazı strateji oyunlarında takımlar/bireyler halinde yarışan oyuncular, doğru materyalleri toplamak zorunda. Ancak işlerinin yoğunluğundan dolayı düzenli oyun oynamayan bu bireyler, sosyalleştikleri bu ortamlarda geri kalmışlık hissi yaşıyor. Oyun koçları onlara doğru materyal seçiminde yardımcı olan bir tür antrenör, bir materyal uzmanı. Şimdilik size garip gelen bu geleceğin işiyle ilgili ülkemizde başarıyla hizmet veren 2 start-up var, dünya genelinde ise daha fazla…

ORMAN TERAPİSTİ

Orman terapisti, geleceğin işleri arasında yer almasına karşın aslında kökeni oldukça eski. Özellikle Japonya, ormanda gerçekleştirilen bazı aktiviteler ve tedavi yöntemleri ile orman terapisi kavramı üzerine uzun yıllardır çalışmalar yapıyor. Orman terapisi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, yüksek tansiyonun, kan şekerinin dengelenmesi, stresin azaltılması, motivasyon yükseltilmesi, konsantrasyonun güçlendirilmesi gibi farklı alanlarda önemli faydalara sahip. Bizdeki “Bir köy havası/orman havası almak iyi gelir” tabirinin aslında tam karşılığı.

Covid-19 ile bağışıklık sisteminin ne kadar önemli olduğunu keşfeden pek çok birey, spor salonlarına gitme şüphesi taşırken, orman terapisini seçmeyi daha güvenli bulabiliyor. İşte tam da bu noktada orman terapisti devreye giriyor. Başta Avrupa olmak üzere giderek yaygınlaşan bu iş için ormanlık alanların bulunduğu her yer çalışma ortamı. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin giderek önemli olduğu virüsler çağında orman terapisti geleceğin gözde işlerinden bir olmaya aday konumda. Ülkemizde bu işi icra eden sadece bir kişi mevcut.

DEEPFAKE AYIKLAYICI

Deepfake 2017 yılından beri giderek popüler hale gelen bir teknoloji. Yapay zekanın alt dallarından biri olan bu teknoloji ile gerçeğinden ayırt edilmesi zor, sahte videolar üretebilmek mümkün. Dolayısıyla bireylerin mahremiyetine müdahale eden, itibarını zedeleyen, hiç söylemedikleri ve yapmadıkları şeyleri gerçekmiş gibi sunan bu videolar yeni nesil bir istismar/şiddet türü olarak kabul edilebilecek durumdalar. Üstelik sırf eğlenmek için yüz değişikliği yapılan uygulamalar uygulama marketlerinden indirilebilirken, bunları tespit eden, yani gerçeğini sahtesinden ayıran uygulamalar henüz yeterli seviyede değil.

Stanford Üniversitesi İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü tarafından yapılanan AI Index Raporu (2021), varılan nokta itibariyle artık insan gözünün gerçek ve sahte/yapay zeka tarafından üretilmiş olanı ayıklamasının mümkün olmadığını ifade ediyor. Üstelik deepfake teknolojisi son 6 aydır vefat eden bireylere odaklanmış vaziyette. Ölen kişinin verileri üzerinde hakları da olmaması, bu verilerin işlenebilmesini sağlıyor. Re-animasyon, yani vefat eden kişiye ilişkin video ve görüntülerin işlenmesi ile hayattaymışçasına videolar üretilmesine olanak tanıyor. Bu durum oldukça yaralayıcı ve suiistimale de açık bir alan.

Hem bu yeni nesil tehdit türünü ayıklayabilen sistemleri geliştirenler, hem de bu sistemlerle çalışanlar geleceğin işini yapacaklar. Çünkü insan, gerçeğe ulaştıran bir filtreye ihtiyaç duyacak.