Fırat Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Eski Rektör Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl, Kanal Fırat televizyonunda Serkan Aksakal’ın hazırlayıp sunduğu “Herkesin Bir Sorusu Var” programının konuğu oldu.

Prof. Dr. Bingöl, deprem bölgeleri hakkında bilgiler vererek depremler için ne tür önlemler alınacağı konusunda açıklamalarda bulundu.

“ÇOK ÇABUK UNUTUYORUZ”

Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl, “Depremi yeteri kadar anlamıyoruz. Çoğu zaman şunu deriz Allah vergisi ne yapalım. Doğru ondan şüphemiz yok ama yaradan bir dünya yaratmış ve bu dünyada deprem bölgeleri, volkan bölgeleri veya başka bölgelerde yaratmış. Dolayısıyla biz önce depremi anlarsak o zaman depremden korkmaz, depremi konuşuruz. Ne kadar konuşursak o kadar önlem alırız ve artık depremle yaşamayı öğreniriz. Depremin bize zararı olmaz. Ama maalesef eğitim konusunda çok alanlarda olduğu gibi bu konularda da yeteri kadar eğitime önem vermiyoruz veya eğitimde olan kişilerin görüşlerine fazla itibar etmiyoruz. Bir de toplum olarak çok çabuk unutuyoruz. Unutkan bir toplumuz. Unutmamamız lazım. Korkudan çok biraz vurdumduymazlık var” ifadelerini kullandı.

“ALT YAPIYI DEPREME DAYANIKLI YAPIYOR MUYUZ?”

“Bundan sonrada depremler olacak” diyen Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl, “Depreme hazırlık önemli ama ondan öncesi daha önemli. Ondan öncesi nedir biliyor musunuz? Önce biz alt yapımızı yaparken depreme dayanıklı yapıyor muyuz? Alt yapıdan kastımız şehrin irsaliye hattı, köprüleri. Örneğin bugün deprem oldu diyelim can kaybı olmadı ama yerin 1 kilometre ötesindeki su boruları kırılırsa o şehir bir süre susuz kalır buda hastalıkların gelmesi demek. Yani biz önce alt yapıyı ve üst yapıyı yani binayı depreme dayanıklı yapacağız. Ondan sonra deprem ile ilgili bilgiler alacağız. Biz depremin ne tür felaketlere yol açacağını hiçbir zaman düşünmüyoruz. Biz toplum olarak hiçbir zaman önceden ne yapalım demiyoruz. Depremin nelere yol açacağını düşünmüyoruz. Geldiği zaman ne yapalım diyoruz. Önce hazırlığımızı yapacağız, zamanı geldiğinde uygulayacağız” şeklinde konuştu.

“HEM ESTETİĞE HEM DEPREM YÖNETMELİĞİNE UYULMALI”

Yapılaşmada yapı izni alınması konusunda bilgi veren Ahmet Feyzi Bingöl, “Zemin etüt raporu olmadan inşaata ruhsat verilmiyor ama bu raporlardan sonra özellikle 1999 Adapazarı körfez depreminden sonra çıkarılan yönetmelikler var. Bu yönetmelikler çok sayıda tadilata yer açtı. Deprem bölgesinde yüksek katlı binalar yapılıyor ama oda inşaat mühendislerinin jeoloji mühendislerin işi değil. Mühendisler raporu verir. İnşaat mühendisi de ona göre malzeme kullanır ona göre yapılır. Zeminin özelliğine parametrelerine uygun yapılması lazım. Türk toplumu artık üretici değil tüketici bir toplum oldu. Zevk sefa ve daha gösterişi tercih ediyorlar. Ev alan kişiler ben bunun projesini inceleteceğim demiyor. Evin büyüklüğünün önemi yok. Ülkemizde o kadar imara açılacak bölge var ki. Güney çevre yolunun güneyindeki Meryem dağı olduğu gibi duruyor. Belki imara açılmıştır ama geçen sene yapılan imar çalışmalarında ne oldu bilmiyorum ama yüksek bina depreme dayanıklı değildir yapılamaz diye bir şey yok. Ama yüksek binalar ne kadar yaşama el verişli olur onu bilmiyorum. Kentsel dönüşümün yapılması Elazığ için gerekli olmayabilirdi. Vatandaşlar birleşip kendileri de yapabilirlerdi. Yeni imara açılan bölgelerde vatandaşlarımız binaları yaparken daha çok müteahhitlere de sesleniyorum. Hem estetiğe dikkat etmeleri hem de özellikle 1999 dan sonraki deprem yönetmeliği harfiyen uygulamaları lazım. Bunları uygulayın deprem olurken yerinizden kalkmanıza gerek kalmayacak. Ölüme tedbir yok ama depreme tedbir var” diye söyledi.

“ŞEHRİN ESTETİĞİNİ BOZARSINIZ”

Elazığ’daki yapılaşma hakkında da açıklamalarda bulunan Feyzi Bingöl, “ Nailbey mahallesi yaşanabilecek bir mahalleydi ama artık sokaklar kaldırmıyor. Binaların katları arttırıldı. Bazı yerlerde 10 kat 15 kat yerler var. Kentsel dönüşümün yapılmasında yarar var. Ama kentsel dönüşümde yapılırken toplumun huzuru düşünülerek kentsel dönüşüm yapılması lazım. Bir binayı insanların nefesini kesecek şekilde yapmamamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız Estetiklik açısından 5 katlı bina dedi. Elazığ’da yarın kalkıp da 50 katlı 60 katlı bina yaparsanız şehrin estetiğini bozarsınız. Böyle olmamalıyız. Benim binam depreme en dayanıklı ve yaşama elverişli bina diyeceğimiz binalar olmalı. Aile yapısına bağlı olarak büyük olur küçük olur ama haricinde olmamalı. Elazığ’da yeni yapılaşmada ne kadar parkımız, park alanımız var. Nailbey’de yapamazsınız İzzetpaşa’nın arkasında yapamazsınız ama çevrelere yapmalısınız. Biz Kültür parkı yaptık yaptırandan Allah razı olsun ama Kültür park olmaktan çıktı kafelerin açılması ile birlikte” dedi.

“RAPOR ORTAYA ÇIKMIYOR”

Elazığ’ın Maden İlçesinin taşınması konusunda bilgiler veren ve zaten “verilen bir rapor” olduğunu dile getiren Bingöl, “1 yıl önce Maden için verilen bir rapor var. Çünkü kendileri üniversiteden istiyorlar. Jeoloji bölümünün yaptığı incelemelerin ardından Maden’de kayma var deniliyor. Peki, arkadaşlar ne görüyorlar rapor veriliyor ama nedense bu rapor ortaya çıkmıyor. Bölüm başkanımızın Ahmet Şaşmazın söylediği bilgiler bunlar. Nasıl oluyorsa medya da haber oluyor. Bu konu nedir diye bakılınca Maden’in arka kısmında maden ocakları var. Ve Maden’in bulunduğu yerin altı çok kaygan bir kayalardan oluşuyor. Zemin su aldığı zaman ve üzerine de ağırlık yüklendiğinde kayacaktır. Eskiden oraya yapılmış binalar var. Onların yükü çok ağır değil ama tam kaymanın başlayacağı kısma tahmini olarak 1 milyon ton malzeme yükleniyor. O zaman bu malzemenin ağırlığıyla kayma başlıyor. Dolayısıyla oranın bir an önce kaymanın durdurulması gerekir. Küçük bir köy bile olsa taşımak kolay değil ama o sonradan bırakılan malzemenin oradan kaldırılması gerekir. Arkadaşlarımızın verdiği öneriler var yeri değiştirilmese bile tedbir alınacak. Maden’in bir an önce tedbirinin alınması, arkadaşlarımız raporlarını vermişler. O kayma az yerde değil. Maden’in çarşısının olduğu ve çok sayıda Maden’in ve eski Maden binalarının olduğu bölge. Yeri değişecekse bile en azından değişinceye kadar vatandaşların zarara uğramaması için tedbirlerin alınması ve o malzemenin oradan kaldırılması lazım” ifadelerini kullandı.