Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık’ın hazırlayıp sunduğu “Gündem Özel” programına katılan Bilim Akademisi Üyesi Hemşerimiz Prof. Dr. Naci Görür, Elazığ’da meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi.

GÖRÜR: FAYLAR ARZIN DERİNLİKLERİNE DOĞRU ANA FAY DÜZLEMİ İLE BİRLEŞİRLER

Hemşerimiz Görür, “Bu depremler 24 Ocak 2020 tarihinde olmuş olan 6.8 büyüklüğündeki depremin tezahürleri diyelim. Yani onun isterseniz artçı da diyebilirsiniz. Aynı fay zonunda olmuş bu kesimdeki Doğu Anadolu fay zonunun bir anlamda o deprem ürettiği, büyük deprem ürettiği kolu veya segmanı temizleme operasyonunun bir ürünü. Dolayısıyla bu depremi ben o şekilde değerlendiriyorum. Doğu Anadolu fay zonu tümünü konuşmayalım kafa karışılklığı olmasın; Sivrice ile Pötürge arasını düşünelim. Bu fay zonu dediğimiz zaman bu tek bir kırık, tek bir fay değildir. Zon dememizin nedeni buradan ana kırığa, ana faya paralel, yarı paralel bazen doğru değişik açılarla kesen çok sayıda faylar mevcuttur yer yüzünde. Onların hepsi bir fay zonunu oluşturur. O fay zonuda Doğu Anadolu fay zonunun Pötürge segmanı veya kolu diye biz adlandırırız. En büyük zon budur. Onun içindeki bütün faylar arzın derinliklerine doğru ana fay düzlemi ile birleşirler” ifadelerini kullandı.

GÖRÜR: PALU SEGMANİ KIRILACAK DİYE DÜŞÜNÜYORLAR ÖYLE BİR DEPREM BEKLEMİYORUM

Naci Görür, “Çelikhan Erkenek ve Erkenek Maraş arası; yani Çelikhan Erkenek o da bir koldur. Ondan sonra Maraş tarafına geçer. Dolayısıyla oralarda olacaktır. Stres transferinin o yöne doğru olacğaını düşünüyorum. Elazığ çevresinde, Elazığ’ın doğrudan Elazığ’ın depremi diyebileceğimiz bir deprem olmayacaktır. Halen daha o görüşteyim. Çünkü dikkat ederseniz; Sivrice’den Karlıova’ya doğru zaten bir seri deprem oldu. Yani 1971 depremi var, 2010 depremi var. Dolayısıyla o kol üzerinde ciddi büyüklükte depremler meydana geldiği için ben artık Elazığ’a doğrudan doğruya atıfta bulunacak bir deprem beklemiyorum. Ben tahmin ediyorum ki onu dicyen arkadaşlar sanki Elazığ-Palu arasındaki o Palu segmani kırılacak diye düşünüyorlar. Ama ben oralarda enerjinin belli ölçüde boşalmış olduğunu düşündüğüm için öyle bir deprem beklemiyorum” şeklinde konuştu.

GÖRÜR: NASIL OLURDA MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMASI YAPILMAZ BENİM AKLIM HAYALİM ALMIYOR

Elazığ’da bir mikro çalışma yapılması gerektiğini sürekli dile getirdiklerini ifade eden Prof. Görür, “Elazığ Belediyesi ve Valiliği bu çalışmayı yapmadığı sürece Elazığ’ı doğru ve bilimsel depreme hazırlayamaz. Bunu çok kesin ve net olarak söylüyorum. Bir Elazığ’ın insanı olarak. Bu çalışma yapılsaydı o çalışmada senaryo depremiyle Elazığ’da olabilecek en büyük depreme göre Elazığ’da hazırlanacak bir senaryo depremi ile bizim “S” dalgası dediğimiz yani asıl yıkıntıya neden olan “S” dalgasının kayma hızının dalgasını bulacaklardı. Biz ona “VS30” diyoruz. Yani yer yüzünden 30 metre derinliğine kadar “S” dalgalarının, deprem dalgalarının hangi hızla hareket ettiği ortaya çıkacaktı. Elazığ gibi 6.8 bir depreme uğramış bir kentte nasıl olurda mikro bölgeleme çalışması yapılmaz her şeyden önce benim aklım hayalim almıyor. Almıyor! Siz ne karar vereceksiniz elinizde önce bunlara bakacaksınız. Bu veriler, bu parametreler olmadan ne bir yerdeki temele karar verebilirsiniz, ne oranın nasıl sarsılacağına karar verebilirsiniz ne de ne şiddette bir şiddete maruz kalacağını söyleyebilirsiniz” dedi.

GÖRÜR: GELECEK NESİLLERİMİZE DOĞRU BU FELAKETİ GÖTÜRÜRÜZ

Şehri yönetenlere seslenen Prof. Dr. Görür, “Bizim çocukluğumuzdaki o mahalleler öyle değildi. Elazığ’da yürüdüğün zaman gökyüzünü görürdün bizim zamanımızda. En fazla 2 katlı kerpiç çıkmalı evlerdi. Ama biz ne yaptık oraları şimdi ben gidiyorum kendi mahallemdeki sokaklarda tünelde gidiyormuşum gibi yürüyorum. Buncu yaparsanız bir şekilde bunun faturasını ödersiniz. Hemen ödemiyorsunuz ama sizin nesliniz ödüyor işte. Benim 15 yaşında, 13 yaşındayken inanlar ödemiyor bu yaşa geldik şimdi bizim çocuklarımız, torunlarımız ödüyor. Dolayısıyla ne yapmak lazım dersek ki şu çok önemli; bu iş siyaset üstüdür. Siyasetle ilgisi yoktur. Elazığ’ı yönetenler birlinçli, bilgili bir kenti özellikle deprem kentini nasıl yöneteceklerini, halkın da aynı bilinçle nasıl yaşamaları gerektiğini, ne tür binaları yapmaları gerektiğini, ne tür yapı malzemesini, ne tür işçilik kullanacaklarını bilmeleri ve ona harfiyen uymaları gerekir. Bunu yapmadığınız sürece acılarımız ötelenir, gelecek nesillerimize doğru bu felaketi götürürüz” diye konuştu.

VİDEO