Millet, 16 Nisan’da Anayasa değişikliğini oylamaya hazırlanırken, Milletvekilleri 16 Nisan’a gelmeden, halka değişikliği anlatmaya devam ediyor. Elazığ’da ziyaretlerini sürdüren TBMM Divan Üyesi Ömer Serdar, önce Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nü ziyaret etti.

Personelle bir araya geldi, ardından İl Müdürü Suat Kenç’ten çalışmaları hakkı bilgiler aldı. Serdar’ın ikinci durağı İl Özel İdaresi oldu. Burada da önce çalışanlarla buluştu. Ardından İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Sabuncu ile bir araya geldi.

Divan üyesi Serdar, çalışmalarına sabahın erken saatlerinde başladıklarını kaydederken, “Hükümet olarak anayasal görevimiz olarak, sosyal devlet anlayışı gereği çıkarmış olduğumuz kanuni düzenlemelerin vatandaşa yansımalarını ve sahada ne tür sıkıntıların olup olmadığı yönünde kurum yetkilileriyle bilgi alışverişinde bulunduk. Önemli bir çalışma yapılıyor. Bugün ikinci olarak ziyaretimizi İl Özel İdare kurum sekreterliği oldu. Kurum çalışanlarını ziyaret ettik. Biliyorsunuz yaklaşık 10 gündür ilçeleri partililerimizle dolaşıyoruz. Referandum çalışmaları yapıyoruz. Gittiğimiz yerlerde yetkililerle toplantılar yapıyoruz. Özellikle İl Özel İdare yatırımlarına, çalışmalarına yönelik köylerin taleplerini almış olduk. Zaten İl Özel İdare teşkilatımız çok titiz bir çalışma yapıyor. Bizde zaten geçtiğimiz yıllara nazaran 3 katı ödenek sağladık. Çok daha geniş bir sahada çalışma olacağını düşünüyoruz. Aslında özel idarenin bizim çok önem verdiğimiz eğitim alanına yapmış olduğu yatırımlar planlamalar var. Malum İl Özel İdareye ait arsalar var. O arsalarda satılırsa gelirleri eğitime geçilmesi yönünde hükümetin programında olan ama bizim bir adım önde olduğumuz programımız var” diyerek Elazığ için çalışma yapan herkese teşekkürlerini iletti.

Serdar’ın son durağı ise İzzetpaşa Vakfı oldu. Burada Vakıf üyeleriyle bir araya geldi. Referandumla ilgili konuşan Serdar, bu seçimin önemine vurgu yaparak, “Bu bir siyasi parti seçimi değil. Burada ülkede bir kader durumunu ülkenin sistem inşasına karar vermiş olacağız. Bu açıdan özellikle söylemek istediğimiz şu Ak Parti hükümetleri ve programıyla itibariyle başından beri iki şeyi önemsedik. Birincisi demokratikleşme ikincisi zenginleşme. Zenginleşme ve kalkınma konusunda zaten 15 yıldır vatandaşımızın gözü önünde gerçekleşen sosyal refah seviyesinden yükselmesinden tutunda yaşama koşullarının iyileştirilmesine kadar hava yolundan sağlık sektörüne kadar birçok sektörde Ak Parti hükümetleri olarak ciddi yatırımlar yaptık ve Türkiye’yi orta gelir seviyesine kadar taşıdık. Demokratikleşme konusunda gerek yasal düzenlemelerde kaynaklı gerekse vesayete dayalı bir sistem anlayışından kaynaklı sıkıntılar vardı. Bu konudaki geçmişte yaptığımız gerek anayasa değişiklikleri gerek yasal düzenlemelerle bunlarda da iyileştirmeler sağladık.”

“Kazanımların Teminat Altına Alınacağı Bir Sistem İnşasıdır”

“Sonuç itibariyle şunu söylüyoruz. Bizim siyasi parti olarak siyasi parti liderlerine bir gelecek hazırlamıyoruz. Ülkenin geleceğine ilişkin bir faaliyet yürütüyoruz. Bu sistem bugüne kadar gerek demokrasi anlamında gerekse ekonomi anlamında elde edilen kazanımların teminat altına alınacağı bir sistem inşasıdır. Bizim çektiğimiz sıkıntıları gelecek kuşaklar çekmesin diye bunun çabası içerisindeyiz. Yönetimde kriz alanları daralsın diye bu anayasa değişikliğini toplumun huzuruna getirdik. Yasama, yürütme ve yargı arasında bir birlerini denetleyecek bir birlerini kontrol edecek ama bağımsız güç olarak hepsinin etkin olabileceği bir sistem inşa ediyoruz.”

“Algı Kirliliği Yaratmaya Çalışıyorlar”

Referandum konusunda algı kirliliği yaratılmaya çalışıldığını söyleyen Serdar, “Yaşadığımız coğrafyada Türkiye’nin güçlü iktidarlara istikrarlı hükümetlere ihtiyacı olduğunu ve artık bundan sonra ne cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, ne kabine oluşumlarının bir kriz olarak ülkede yaşanmaması için çabalıyoruz. Çünkü bu ucube parlamenter sisteme baktığınızda ki buna parlamenter sistem demek de çok mümkün değil. Baktığınızda ortalama hükümetlerin ömrü 15-16 ay 94 yılda 65. hükümetiz biz. Bu sistemin getirdiği bir sorun dolayısıyla bu sistemi kurgulayanlar topluma bir barikat kurmuşlar. Ortasından milli iradeyi yürütmeye çalışmışlar. Milli İrada kendi inisiyatifine hiçbir zaman için bırakılmamış. Milli iradeye müdahale alanlarına temizleme ve doğru bir hukuk sistemi inşası için anayasa değişikliğini toplumun huzuruna getiriyoruz” diyerek Elazığ insanın olayın bilincinde olduğunu ve Türkiye’nin bu yol ayrımında doğru hedeflere yürüyeceğini bildirdi.