Koronavirüs salgını nedeniyle kapatılan Camilerle birlikte temsili Cuma Namazı yapılması münasebetiyle. Prof. Dr. Ali Erbaş Cuma Hutbesinde vatandaşlara seslenmişti.

Erbaş’ın Cuma Hutbesinde,  Kur’an’ın hükmüne tercüman olma sadedinde zina ve her türlü eşcinsel hayatın İslam Dini tarafından yasaklandığını ifade eden sözlerinden rahatsız olaran insanlar tarafından Sosyal medyada tepkiler oluşmuştu.

Bu olaylar münasebetiyle Elazığ STK Platformu, Ali Erbaş’a destek olduklarını ifade ederek, “Bin yıldan fazladır İslama bayraktarlık yapan bir neslin böylesi sapkın fikirler ile bozulmaya çalışılmasına asla müsaade edilmemelidir” denildi.

STK PLATFORMUNUN AÇIKLAMASI ŞÖYLE;

  “Son yıllarda ülkemizin ve gönül coğrafyamızın sınırlarını aşarak dünya sathında din hizmetlerinin çeşidini ve sayısını artıran, belki de en muhtaç olduğumuz zamanda insanımıza manevi cesaret aşısı yaparak, minarelerden yükselen ezan ve selalarla 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının bertaraf edilmesinde büyük rol oynayan Diyanet İşleri Başkanlığımızın -Cuma Hutbesinde ilahi fermana tercüman olan- Prof. Dr. Ali ERBAŞ özelinde hedef tahtasına konulması, vicdan taşıyan her insanı derinden yaralamıştır.

      Bütün insanlığın saadet ve huzurunu tesis etmeye yönelik İslam'ın temel prensiplerinden rahatsız olan şer odakları toplumsal yapıyı bozmak, aileyi parçalamak adına çeşitli faaliyetlerde bulundukları bilinmektedir. Şer odaklarının faaliyetlerinin önündeki en büyük en engel olarak gördükleri İslam Dini'ne, Diyanet İşleri Başkanlığımız üzerinden dolaylı olarak saldırmaktadırlar.

     Son olarak, Başkanımız Prof.Dr. Ali ERBAŞ Beyin Cuma hutbesinde Kur’an’ın hükmüne tercüman olma sadedinde zina ve her türlü eşcinsel hayatın İslam Dini tarafından yasaklandığını ifade eden sözlerinden rahatsız olan sapkın güruh İnsan Hakları Derneği’ni kendilerine perde olarak kullanarak Ankara ve İzmir Barolarına suç duyurusunda bulunmuştur.  Milletimiz feraseti ile bu eylemin asıl amacını hemen fark etmiş ve sosyal platformlarda tepkisini ortaya koymuştur.

      Devlet yetkililerimizi Anadolu coğrafyasına ait olmayan sapkın hayat tarzlarının toplumumuza ve aile yapımıza daha fazla zarar vermemesi adına İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar gözden geçirmeye davet ediyoruz. Çünkü bu fikirlerin yaygınlaşması tüm insanlık için Covid-19’dan daha vahim sonuçlar doğuracaktır.

     Bin yıldan fazladır İslama bayraktarlık yapan bir neslin böylesi sapkın fikirler ile bozulmaya çalışılmasına asla müsaade edilmemelidir.