Doğukent Mahallesi’ndeki Bahaeddin Ögel Caddesi’nin isminin Molla Bahri Caddesi olarak değiştirilmesinin ardından Elazığ Türk Ocağı Başkanı Dr. Birol Bulut yazılı basın açıklaması yayımladı.

BULUT: BÖYLE BİR TASARRUFTA BULUNULMASINI ASLA KABUL ETMEYİZ

Elazığ Türk Ocağı Başkanı Dr. Birol Bulut’un açıklaması şöyle; “Eserleriyle sadece Türkiye'de değil dünyada bile iz bırakmış olan Türk tarihinin mümtaz şahsiyeti, hemşehrimiz Prof. Dr. Bahaeddin Ögel hocanın isminin bulunduğu bulvara Seyda Molla Bahri ismi verildiği hepinizin malumudur. Bu, yeni bir olay değildir ama maalesef biz yeni fark ettik ve gündeme taşıdık. Hem ilimiz hem de ülke genelinde infiale yol açan bu durum neticesinde Elazığ Belediyesi, Prof. Dr. Bahaeddin Ögel hocanın ismini yeni bir bulvara vermiş ve tabelası asılmıştır. Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki merhum Molla Bahri'nin isminin bir bulvara veya herhangi bir yere verilmesine karşı değiliz. Ama Bahaeddin Ögel gibi bir ismin kaldırılıp yerine böyle bir tasarrufta bulunulmasını asla kabul etmeyiz, edemeyiz. Bu, en hafif tabirle bir aymazlıktır. Tekrar eski yerine verilmesi konusunda da ısrarcı değiliz. Çünkü bu, birilerinin geleneğine uygun olsa da bizim kültür ve geleneklerimize uymayan, yakışmayan bir durum ortaya çıkarır. İncinsek de bir kişinin bile incinmesine gönlümüz razı olmaz.  Ama Bahaeddin Ögel hocanın isminin birçok yerde yaşatılması herşeyden önce bizim için bir vazifedir. Bahaeddin Ögel hocayı tanımayanların kusurunda bile kendimize bir pay çıkarıyor ve ilk iş olarak Tarih ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öncülüğünde Fırat Üniversitesi ile ortak bir Prof. Dr. Bahaeddin Ögel sempozyumu gerçekleştirmek için bir çalışma içerisinde olacağımızı ilan ediyoruz.

BULUT: BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLMUŞTUR

Aslında Bahaeddin Ögel hocanın isminin kaldırılması bardağı taşıran son damla olmuştur. Elazığ, Türk dünyasının önemli merkezlerinden biriydi. Ama maalesef artık bundan güçlü bir şekilde bahsedemiyoruz. Elazığ'ın çehresi değişiyor. Elazığ'ın kültürel kodları değişiyor. Biz ise artık buna tahammül edemiyoruz. Bu sözlerimizi destekleyen onlarca neden sayabiliriz. Ama sadece bir örnekle meselenin iyi anlaşılabileceğini tahmin diyoruz. Yine herkes çok iyi bilir ki 1992 yılından bu yana bir gelenek hâline gelen ve Türk dünyasının münevverlerini buluşturan Hazar şiir akşamları artık eski coşkusunu yitirdi. Çünkü "Uluslararası Hazar Şiir Akşamları" bile Elazığ'ın devlet erkanına yük gelmeye başladı. Eski tanıtımdan, eski konuklardan, eski organizasyondan eser kalmadı. Çünkü Elazığ'ın seçilmişleri ve atanmışlarının birçoğu bu kültüre biganedir. Sözün özü biz artık Türk Kültürüne ve bu kültürün vücut bulmuş münevverlerine gereken değerin gösterilmesini bekliyoruz. Bu konuda yetki sahibi ve münevver kesimin gayret ve çabasını bekliyor, konuyu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Unutulmamalıdır ki; Türk Ocağı, Türk milletinin gören gözü, duyan kulağı ve uyanık vicdanı olmaya devam edecektir” şeklinde açıklamada bulundu.