Elazığlı Yıldırım ailesi, 30 yıl kaldıkları Almanya’da kurdukları aile şirketini işletirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iş adamlarına yaptığı; “Türkiye’ye yatırım yapın” çağrısına kulak verip, memleketine yatırım kararı aldı.

Genç iş insanı Edip Yıldırım, Kovancılar İlçesi Beşpınar köyünde, 140 bin metrekare arazi üzerine kendi imkanları ile destek almadan kurduğu, kaz çiftliğini geliştirerek, Türkiye’nin sayılı çiftlikleri arasına girdi.

YILDIRIM: KAZCILIĞIN TÜRKİYE’DE NEDEN GELİŞMEDİĞİNİ ARAŞTIRDIK VE KARARIMIZI VERDİK

Yıldırım, “1992’de Almanya’ya gittik. 30 yıl orada kaldıktan sonra oradaki birikimlerimizi değerlendirmek istedik. 2015 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Almanya gezisi sırasında iş adamlarına çağrı yaptı; “Gelin kendi memleketinizde birikimlerinizi değerlendirin, kendi memleketinizde yatırım yapın. Hatta düğünlerinizi bile memlekette yapın” diye bir çağrı yaptı. Bu çağrı üzerine biz de ne yapabiliriz dedik. Bizimde birikimlerimiz vardı,  arayış içerisindeydik. Biz aslında inşaat kökenliyiz. Küçük bir aile işletmemiz vardı, Almanya’da…  Kardeşlerimizle beraber 30 seneden beri bu işletmemizi işletiyorduk.  Artık oradan da bir bıkkınlık geldi. Almanya’dayken burada doğduğumuz için memleketimize hep özlem vardı. Biraz da işte, cumhurbaşkanımızın da tavsiyesi üzerine böyle bir işe kalkıştık. Altyapısını araştırdık, iki seneye yakın bu işin altyapısını araştırdık. Fizibilite çalışması yaptık. Kazcılığın Türkiye’de neden gelişmediğini araştırdık ve kararımızı verdik” ifadelerini kullandı.

YILDIRIM: BÖLGE TESİSİMİZİ KURMADAN ÖNCE ATIL BİR BÖLGEYDİ

Edip Eyüp Yıldırım, “İnşaat konusunda çok bilgimiz var. Ama biz onu seçmedik. Biz dedik ki; üretim yapalım. İlla memlekete bir eser kazandıralım. Olmayan bir sektörü sıfırdan canlandıralım. Kazcılık Almanya’da ilgimizi çekti. Almanya’da kendi bahçemizde de kazlarımız vardı. Oradan da esinlenerek gidip oradaki Alman işletmelerinden bilgiler aldık.  Avrupa’nın en büyük kaz üretim işletmesi Almanya’da bulunuyor.  Bu tesis, kendi sektöründe en modern ve en kapsamlı işletmedir. Orada öğrendim. Bu işi yapacaksak eğer; önce öğrenmemiz gerektiğini düşündüm. İşin detaylarını ve inceliklerini bu tesis sayesinde öğrendikten sonra kendi tesisimi kurmaya karar verdim. 2016 yılında tesisi kurmak için bu bu bölgeyi seçtik, Kovancılar ilçemizin Beşpınar köyüne ait bu arazide tesisimizi kurduk.  Tesisin şehir dışında olması ve izole bir yerde olması lazım. Yaptığımız incelemeler sonrasında tesis için burayı uygun gördük. Bölge tesisimizi kurmadan önce atıl bir bölgeydi. Tesisimizi kurduktan sonra bölgeyi canlandırdık,  çok güzel de oldu.  Bizim açımızdan çok güzel bir seçim oldu” şeklinde konuştu.

YILDIRIM: ÇİFTLİĞİMİZDE 20-25 BİNİN ÜZERİNDE HAYVAN VAR

Edip Yıldırım, “Şuan da 20 milyon liraya yakın bir harcamamız oldu. Yatırımın bedelini 40 milyon liraya çıkartmayı düşünüyoruz. 3-5 yıl içerisinde bu miktara ulaşacağız. Tesis her geçen gün kendini geliştiriyor. Biz ilk tesisleşme çalışmasına çadırdan başladık. Bir çadır düşünün, sadece bir çadır var. Şuan da ise 15 bin metrekare kapalı alana sahibiz. Tesisimiz 140 dönüm yani 140 bin metrekare arazi üzerinde kurulu… 10 tane daha kümese ihtiyacımız var. Şuanda günlük kapasitemiz 5 bin adet yavru…  Çiftliğimizde 20-25 binin üzerinde hayvan var. Ama genelde bu mevsimde satışlarımız oluyor.   Her yıl altıncı ayın sonuna kadar yavru satışlarımız devam eder. Altıncı aydan sonraki süreçte ise kesimlik kazlar ayrılır” dedi.

YILDIRIM: TAMAMEN ORGANİK BİR ÜRÜN OLACAK

İş insanı Eyüp Yıldırım, “Yavrularımız 14 günlük olduktan sonra satışa sunuyoruz.  Genelde toplu halde alıyorlar. Kars ve Ardahan başta olmak üzere Türkiye’nin her tarafına gönderiyoruz. Büyütüp kesip kendileri satışa sunuyorlar. Altıncı aydan sonraki yavru üretimlerimiz olduğu zaman, ilk kez bu yıl bu fason üretim sistemini geliştiriyoruz. Biz çiftliklere vereceğiz. Mesela bu sene Tatvan da bir yer ayarladık, yine Sarıkamış köyünde  bir yer ayarladık. Bingöl’de sancakta ayarladık. Karlıova’da güzel bir mera var. Bu yerleri seçerken  yeşil alan ve ot kalitesi güzel olan yerleri seçtik. Onlara gönderiyoruz, onlar bizim için on birinci ayın sonlarına kadar bakacaklar on birinci ayda gidip alacağız. Tamamen organik bir ürün olacak. Getirip bu kesimhanemizde kesip satışa sunacağız” dedi.

YILDIRIM: ALMANYA’DA KALMAMIZ VESİLESİYLE TECRÜBELER EDİNDİK

Eyüp Yıldırım, “Bizim ürünümüz tamamen organik olacak. Kazlar 5 ayda etini tamamlar. Etin tamamlama süreci, göğüs etleri de dahil olmak üzere 16. haftanın sonunu bulur. Biz 22. haftanın sonunda hayvanlarımızı kesime alacağız. Tamamen organik bir ürün olacak. Tamamen yaylada ve tamamen yeşillikle beslenecekler. Tüyünü de değerlendirmek için kazları burada kendimiz keseceğiz. Kazın tüyü zaten çok değerli, tüy anlaşmalarımız yapıldı.  Almanya kaz tüylerinin en büyük alıcısıdır. Almanya’da kalmamız vesilesiyle o tecrübeleri edindik. Bize yakın bir bölgede kurulu bir kaz tüyü toplama tesisi var. Onlarla birebir görüşmelerimizi yaptık. Anlaşmalarımız da hazır. Sınırsız sayıda bizden kaz tüyü istiyorlar. Biz bu kaz tüylerini oraya göndereceğiz. Kaba tüy olarak sattığımız zaman kilosunu 30 Dolar ile 40 Dolar arasında alıyorlar. Onlar işliyorlar bu tüyleri ayrıştırıyorlar. Her kazdan kaba tüy olarak ortalama 170-180 gram tüy alınabiliyor. Ancak 200 grama kadar tüy verimi olan kazlarımız var. Onların içerisinde de birinci kalite down dedikleri ince tüyler de var. Bu tüy çok kaliteli bir tüydür. Bu tüyün kilosu 180 dolara kadar çıkıyor. Bu durum bizi fizibilite çalışmaları yaparken cezbetmişti. Kazlar kendi yem maliyetlerini % 60’ın üzerinde kendi tüylerinden karşılayabiliyorlar” diye ifade etti.

YILDIRIM: HEDEFİMİZ, DAHA MODERN BİR TESİS KURMAK

Edip Eyüp Yıldırım, “Hedefimiz, daha modern bir tesis kurmak. Yavru bölümlerimizde ve  daha sonra damızlık bölümlerimizde modernizasyon çalışmaları yapacağız. . Kesimhanemizi büyütmek istiyoruz. Hedefimiz 500 bin kapasiteye ulaşmaktır.  Bizim asıl pazar hedefimiz Arap ülkeleridir.  Biz ilk geldiğimiz zaman bu hayalle geldik. Yurtiçine sattığımız zaman tamam belirli bir maddi bir getirisi olacaktır. Ancak  biz daha çok dışarıdan ülkemize katma değer nasıl kazandırabiliriz? Diye düşünüyoruz.  Bu nedenle markalaştıktan sonra ürünlerimizi  Arap ülkelerine satıp  ülkemize katma değer kazandırmak istiyoruz. Ben bunu iddia ediyorum; yurtiçinde yetmez diye düşünüyorum. Çünkü bizim çok küçük işletmelerimiz var. Böyle kapsamlı işletmelerimiz yok. İrili ufaklı en fazla 5 bin adet 10 bin adet kaz üretebiliyor.  En fazla da 10 bin adet büyütebiliyor. Altyapıları yok, bilgileri de yok. Modern bir şekilde kaz üretimi düşündüğünüz zaman daha çok bilgi birikimi gerekiyor. Her yere satıyoruz. Örneğin;  Kars kaz özdeşleşmiştir. Ama bizim yaptığımız araştırmalarda orada bir işletme görmedik. Birebir kendim de gidip inceledim. Orada bir işletme yok.  Sadece aile içerisinde gurt yöntemiyle geleneksel gurt yöntemiyle üretim yapıyorlar.  Hayvanları gurda yatırıyorlar, bu işlemde, 10-12 tane yumurta yapıyor. Biz 65 yumurta alıyoruz. Zaten bir işletmeyi idame ettirebilmeniz için bir kazdan en az 15 yavru almanız gerekiyor. Bizim yerli kazlarımız 8 yumurta veriyor, bu da 8 yavru demek...  Bu şekilde işe başlamadan işletme zarara uğramış oluyor. Bu nedenle bu kaz ırkını da Almanya’dan beraberimde getirdim” diye ifade etti.

YILDIRIM: TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCIMIZA TEŞEKKÜR EDERİM

İş insanı Yıldırım, “Sayın Tarım ve Orman Bakan Yardımcımıza teşekkür ederim. Sayın Hadi Bey ziyaretimize geldiler. Bizi ziyaretleriyle memnun ettiler. Kendilerine anlattık olayı... Birebir gördüler ikna oldular. Çok beğendiler bundan sonraki süreçte destek vereceklerini de söylediler. İlk defa siyasilerden biri geldi. Daha önce vali bey gelmişti. Hadi Bey’in çok yardımını gördük.  Hadi Bey’in destekleri ile Bu tesis ve   kesimhane için  %50 hibe aldık.   Diğer kümesleri kendi çabalarımızla ve kendi öz sermayemizle yaptık. Bu kesimhaneyi, idari binayı,  bir de iki tane kümesimizi Hadi Beyin çabalarıyla altın kaza kazandırdık. Buradan, Hadi Bey’e teşekkür ediyoruz. Diğer siyasilerimizden ve milletvekillerimizden maalesef kimse tesise uğramadı.  Onlarda gelip bir çayımızı içebilirlerdi. Ben milletvekili olsam bir yöreye gittiğim zaman kim elini taşın altına koymuş sorarım, bir selam veririm, bir çayını içerim. Ama maalesef milletvekillerimizden kimse şu ana kadar gelmedi. Kovancılar Karakoçan Palu üçgeninde hatta Tunceli dahil olmak üzere, Tunceli’ye kadar olan bölgedeki, en büyük işletme olmamıza rağmen herhangi bir milletvekillerimizden kimse gelmedi.  En azından bir çayımızı içebilirlerdi, bir selam verebilirlerdi. Biz onlardan herhangi bir şey beklemiyoruz.  Sadece manevi destek bekliyoruz. Yanımızda dursalar bizi onure etseler biz daha şevkle daha güzel çalışırız. Ama inşallah onlarda gelecekler. Onları bir gün çay içmeye bekleriz” ifadelerine yer verdi.

Haberin detayları, Pazar günü Saat 21.00’de yayınlanacak olan Şah İsmail Gezici’nin hazırlayıp sunduğu Şah İsmail Gezici Yollarda programında…