Birinci Dünya Savaşı’nda tüm güçleri ile Çanakkale’ye Saldıran İtilaf Kuvvetleri, boğazlardan geçip İstanbul’u işgal etmek istedi. Ancak Mehmetçik düşmana geçit vermedi, boğazı onlara dar etti.

Çanakkale’de destan yazan Mehmetçiğe destek çok uzaktan geldi. O dönem Hindistan ile bir olan Pakistan’ın Lahor kentinden on binler bir çağrı ile toplandı.

Lahor’daki Padişah Camii’ni dolduran binlerce Pakistanlı, Çanakkale’de savaşan Osmanlı için dua etti, gönüllü topladı ve maddi yardımda bulundu.

Kürsüye Pakistan'ın Mehmet Akif Ersoy'u olarak da anılan büyük şair Muhammed İkbal çıktı. Hazreti Muhammed'i rüyasında gördükten sonra yazdığı mısralar döküldü dilinden.

“Dedi Hz. Muhammed

Cihan bahçesinden bana bir koku gibi yaklaştın

Söyle bana ne gibi bir hediye getirdin?

Yalnız bir şey getirdim kutlanmıştır tekbirlerle

Bir şişe kan ki eşi yoktur. Namusudur, vicdanıdır

Buyurun, bu Çanakkale şehidinin kanıdır.”

Kimi cebindeki son kuruşunu, kimi kulağındaki küpesini yolladı

Son dizeler bittiğinde Muhammed İkbal kürsüde yığılıp kaldı. Meydanda ise göz yaşları sel olup aktı. Dualara "amin" sesleri karıştı. Kimi cebindeki son kuruşunu yolladı. Kimi kulağındaki küpesini, kolundaki bileziğini verdi Mehmetçik için. Pakistanlı gençler Çanakkale'de savaşmak için gönüllü oldu.

Şimdi o fedakar Pakistanlıların torunları da yine Türkiye’nin yanında olduklarını, gerektiğinde kendilerinin de aynı fedakarlığı yapacağını söylüyor.

Türkiye -Pakistan… Dost ve kardeş iki ülke. Bu tanımın altını dolduran işte bir asır önce bir çağrı ile varını yoğunu cepheye gönderen bir milletin fedakarlığı.

(trthaber.com)