10 yıllık eğitimin ardından hattat olan Erol Balcı, sanatına, yeni eserler üreterek ve tıpkı ustaları gibi yeni çıraklar yetiştirerek sahip çıkıyor.
Usta-çırak ilişkisiyle öğrenci yetiştirerek hat sanatına sahip çıkıyor
Hat sanatının, Türkiye'de daha çok tanınması, gelecek nesillere aktarılması için Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü Kültürevi'nde eğitimleri sürdüren Balcı, Kocaeli ve İstanbul'da ayrıca 2 kursta eğitim veriyor.
Erol Balcı, "usta-çırak" ilişkisiyle öğrenci yetiştirerek Osmanlı mirası hat sanatına sahip çıkıyor.
Hattat Balcı, yazı sanatına ilgisinin küçük yaşlarda başladığını, daha sonraki zamanlarda hat sanatına olan merakının arttığını söyledi.
"Birinci unsur eser üretmek, ikinci önemli hususta talebe yetiştirmek"
İstanbul'da birtakım araştırmalar yaptığını anlatan Balcı, 2004 yılında Kocaeli Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün hat kursuna katılıp rika yazısını Uğur İnan'dan meşk ettiğini ve böylece hat sanatıyla tanıştığını belirtti.
Erol Balcı, rikanın ardından sülüs ve nesih hattında eğitimler aldığını belirterek, şunları anlattı:
"Bunlar hattın daha yaygın yazılan çeşitleri, Bilim Kültür Sanat Derneği'nde bunlara Mehmet Memiş hocamla başladık. 9 yılın sonunda hocamızdan icazet almamız nasip oldu. Hocamın takdiriyle eğitmenliğe de başladık. Yazıya, gayretimiz ve isteğimiz, biraz da hocamızın tespitleriyle daha da ağırlık verdik. Yazı sanatı, 'usta-çırak' ilişkisi çok önemli olan bir sanat. Biz de buna riayet ediyoruz. Birinci unsur eser üretmek, ikinci önemli hususta talebe yetiştirmek."
"Birçok manevi duyguyu hat sanatında buluyorsunuz"
Hayatının, ailesi dışında bütün alanını hat sanatının kapladığını ifade eden Hattat Balcı, bunun Allah'ın bir lütfu olduğunu, yazı sanatını icra etmenin herkese nasip olmadığını söyledi.
Balcı, hattın sabır isteyen bir sanat olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:
"Hat sanatını severek, aşkla ve muhabbetle yaparsanız sabır da size çok zor gelmiyor, sabredebiliyorsunuz. Çabuk öfkelenen bir yapıda olan kişi, hat sanatına biraz meylettiğinde olumsuz huylarından da kolaylıkla kurtulabiliyor. Daha doğrusu hem yazıyı hem de huyunu, gönlünü ve ahlakını da güzelleştirmeye başlıyor. Yazıdaki o incelikleri ortaya çıkartabilmek, bir özel çaba istiyor. Belki diğer sanatlarda bulamadığınız birçok manevi duyguyu hat sanatında buluyorsunuz."
"Eserlerimiz sadaka-ı cariye olarak kalıyor"
Yaptıkları eserlerin sadaka-ı cariye olarak kaldığını belirten Erol Balcı, "Yazılan yazıyı bir kişi okuduğunda, arkanızdan bir Fatiha okur, bu da büyük bir kazanç. Daha önce 3 tane camide yazılarımın olması nasip oldu. Şu anda Pendik Ulu Çınar Camii var, onun için önemli hazırlıklarımız bulunuyor" dedi.
"Hat sanatının yeni nesille devam etmesi bizim için mutluluk"
Erol Balcı, hat sanatında talebe yetiştirmenin önemli bir husus olduğunu, kendisinin de 2009'dan beri çırak yetiştirdiğini söyledi.
Öğrencileri içerisinde gayretli olanlar ve özgün eserler verenlerin olduğunu ve bundan memnuniyet duyduğunu belirten Balcı, hat sanatını icra etmek isteyenlere 3-4 aylık bir sabır telkininde bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Başlangıçlarda çok zorluklar oluyor, kaleme intibah, mürekkebin yazıya aktarılması bile belli bir süreç gerektiriyor. 3-4 ay sonra artık ufak ufak alışkanlıklar başlıyor ve o dönemi bitirirse rikayı da tamamlıyor, sülüse bir adım atmış oluyor. Hat sanatının yeni nesil kardeşlerimizle devam etmesi bizim için mutluluk, çok şükür onların içinde de istekli, devam edecek olan arkadaşlar var. Sonuçta bu zincirleme halka devam ediyor. Ecdat yadigarı Osmanlı'dan geçişi sağlayan Hamid Aytaç hocamızın talebesi Hasan Çelebi, onun talebesi Mehmet Memiş ve ben de onun talebesiyim. Dördüncü kuşak olarak bu zinciri inşallah koparmadan devam ettirmeye niyet ediyoruz."
