Beslenme okuryazarlığının okullarda başlatılması için çalışmalar yapılıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliklerinin artırılması gerektiğini anlattı. 

"Her geçen gün kantin kültürünün de biraz devre dışı kalarak doğal yemek alışkanlıklarının kazandırıldığı bir döneme geçiş yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili en büyük sorunlardan birisi, hareketsiz bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor. Kalorisi yüksek olan gıdaları tüketiyor olmamız ve obezitenin de en yüksek sebeplerinden birinin bu olduğunu biliyoruz. 10 bin adımın atılmasının mutlak gerekliliğini hatırlatıyoruz."

Bakan Koca, sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkının korunduğu bir Türkiye'yi hedeflediklerini söyledi.

Sağlığın sadece bu alanda görevli profesyonellerin sorumluluğunda olmadığını vurgulayan Koca, "Biz sağlığı bir öncelik olarak, toplum hayatına etkili olan tüm yapı ve sektörlerin gündemine sokmalıyız. Çok sektörlü bir sağlık bilinci geliştirmeliyiz" dedi.

Katkı maddesi şüpheli gıdalar kantinlerde yasaklandı

Sağlıklı yaşam için iki önemli tedbir bulunduğundan bahseden Koca, bunlardan ilkinin hareketli bir yaşam sürmek, diğerinin ise sağlıklı beslenme olduğunu anlattı.

Koca, Bakanlık tarafından, ulusal stratejik planlar doğrultusunda, 2010'dan itibaren "Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı"nın uygulanmaya başlandığını hatırlattı.

Aynı zamanda programda, başta çocukların gelişiminin izlenmesi ve şişmanlığın önlenmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Sağlık Bakanı Koca, okullardaki beslenme sağlığına da önem verdiklerini vurguladı. Bunun için kantinlerde katkı maddesi şüpheli gıdaların satışının engellendiğini, gıda sektörü ile imzalanan protokolle okullarda satılması uygun olan gıdalara logo uygulamasını başlattıklarını söyledi.

"Hedefimiz günlük tuz tüketimini 5 grama düşürmek"

Bakan Koca, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ve Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu ile imzalanan protokol sayesinde de her yıl besinlerdeki tuz kullanımının yüzde 4, şeker kullanımının ise yüzde 5 azaltılacağını belirtti.

Bu çalışmanın gönüllülük esasına dayalı olduğundan bahseden Koca, şöyle konuştu:

"Yeni dönemdeki hedefimiz günlük tuz tüketimini 5 grama düşürmek. Birtakım gıdalarla ilgili de ekmekte tuz oranını yüzde 25, pastırmada yüzde 64, zeytinde yüzde 50 oranında azaltmış olduk. Her geçen gün ambalajlı gıdalarda da benzer şekilde yaparak pratikte daha çok gönüllülük esasına göre meslek örgütleriyle bir araya gelen bir yaklaşım içinde olduk. Bunun özellikle, sahada ciddi bir karşılığının olduğunu ve bu anlamda yoğun bir gayret ve çabanın içinde olunduğunu görüyoruz. Önümüzdeki aylar, bu oranların nereye düştüğünü görmüş olacağız. Doğrusu zorunlu, zoraki, cebri düşürme yöntemlerine geçmek istemiyoruz. Ben bundan da sonuç alacağımıza inanıyorum."

Tuz oranı gibi şeker oranının da düşürülmesinin özellikle obezite açısından gerekli olduğunu anlatan Koca, ambalajlı gıda ve içeceklerde nişasta bazlı şeker yerine doğal şeker kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.