Çocuklara nasıl uyku eğitimi verilir

Sizin de çocuğunuz uyku saati geldiğinde yatağında şıp diye uyuyabilir.

Uyku, sağlıklı yaşamın en temel ihtiyaçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yenidoğan bir bebek gününün yaklaşık 16 saatini uykuda geçirmekteyken, 1 yaşta bu süre ortalama 13-14 saate iner ve okul öncesi dönemde 12 saatlik bir ihtiyaç olarak devam eder. Uyku, bizleri bir sonraki güne hazırlayan, büyüme, gelişme, öğrenme ve dinlenme sürecidir ve bu sebeple de çok değerlidir. Uykusunu yeterince alamayan, uykuya kendi başına dalma, uykusunda uyanma ve tekrar uyuyamama..vb. sıkıntılar yaşayan bir çocuğun, şüphesiz ki bir sonraki günkü yeme, oynama, öğrenme ve ruhsal denge gibi pek çok beceri ve rutini aksayacaktır.

Çocuk psikoloğu Meltem Tuksal Köker, annelerin ortak sorunu olan uyku eğitimi ile ilgili yapılacakları anlattı.

Ne yapmalıyız?

Çocuklarda uyku eğitimi noktasında 'en doğru yöntem' diye bir şey yoktur. Geçmişten bugüne kundakta sararak uyutmaktan sallamaya, çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra odada yalnız bırakıp uykuya kendi başına geçmesini öngören 'Ferber Yöntemi''ne kadar pek çok metod bulunmaktadır ve esas olan çocuğunuzun kişiliğine ve sizin anne-babalık tarzınıza hangi metodun uyduğudur ve bu metodu tutarlı şekilde uygulayabilmektir.

Çocuklarda uyku düzeni oturtamamanın nedenleri nelerdir?

Çocuğunuz uyumayı reddediyor ya da yeterli süre kaliteli uyumayı başaramıyorsa; bu olası 6 problemden kaynaklıdır: Ya anne- babalar günlük rutin uygulamayı başaramamıştır, ya evde yetersiz bir uyku ritüeli vardır ya da hatalı ebeveynlik söz konusudur. Çocuk açısından ise özellikle bebeklik döneminde aç olması uykuyu problem hale getiren ilk sebeptir. Bunun haricinde ya uyku rutini öncesinde aşırı uyarılmış ve yorulmuş olabilir ya da rahatsız veya hastadır.

Sık yapılan uyku hatalarını şu şekilde sıralayabiliriz;

- Yaşamın ilk günlerinde annenin yorgunluğu ve sık emzirme gibi sebeplere dayandırılan birlikte uykuya geçiş, tensel temas (saçla oynama gibi) ve sonrasında bunların alışkanlık halini alması,

- Çocuğun uyuyacağı odayı ses, ısı yönünden; kıyafetlerini rahatlık yönünden yeterince kontrol etmemek,

- Yatağında uykuya dalan çocukların gece uyandıkları anda ebeveyn yatağına kabulü,

- Çocuğun sevgi, ilgi, oyun gibi ihtiyaçlarını karşılamadan uyutmak,

- Çocuğu gereksiniminden fazla uyutmak,

- Yatma saati, yatma yeri gibi hususlarda ebeveyn olarak tutarlı ve kararlı davranamamak.

Çocuklara Adım Adım Uyku Alışkanlığı Kazandırma

Öncelikle 4 yaşa kadar çocukların öğle uykusu ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Fakat, çocuğun uyku ihtiyacı gözlemlenerek planlanmalıdır. Gece uykusunu çok kaliteli alan 3 yaş çocuğu da öğle uykusunu erkenden bırakabilir. Zorlamalar yerine gözlemler ile ilerlemek en doğrusudur. Çocuğunuzun uyku rutinini belli alışkanlıklara dayandırarak oturtmak hem faydalı hem de gelişimsel açıdan olumlu olacaktır. Her akşam aynı saat geldiğinde rutin için hazırlıklara başlanmalıdır (Örneğin; basit bir alarm yöntemi ile çocuğu uyku saatine koşullamak, saati geldiğinde ise pijamalarını giyme, dişleri fırçalama ve banyo, yaşına göre bebek masajı ya da hafif/klasik bir müzik dinletme, kitap okuma sonrası odasının ışığını loş hale getirerek iyi geceler dilemek ve çocuğunuzu öpmek... gibi). Kaygı düzeyi yüksek çocuklarda ya da erken çocuklukta ebeveyn ile beraber uyumaya alışmış çocuklarda kaygı düzeyi yüksek olabileceği için, anne-babası odadan ayrılmadan uyuyana kadar yanında bekleyeceğini söylemeli, ama sonrasında herkesin kendi yatağında uyuması gerektiği atlanmamalıdır.

Çocukla konuşmak ve onu becerilere vaktinde hazırlamak önemlidir. 4 yaşına geldiğinde hala ebeveyni ile uyuyan bir çocuk, birdenbire neden tek başına uyuması gerektiğini anlayamaz. 2 yaşında kendi uyumayı başaran bir çocuğa göre ileriki yaşlarda bu beceriyi edinmenin daha zorlu bir süreç olacağı da unutulmamalıdır. Çünkü tensel temasla uyuyan çocuklarda daha bağımlı bir kişilik yapısı geliştirme söz konusudur ve odasına aidiyet duygusu kazanamadığı için çocuğun hem uykusuna hem de kişilik gelişimine olumsuz yansımaları olacaktır.

Çocuk gece uyandığında yanına alma davranışı da aslında bir yanlış öğrenmeyle başlar. Daha bebeklik döneminde sık sık uyanan ve nasıl uykuya geri dalacağını bilemeyen bebeğin çağrısına anne-babası yanlarına getirerek çözüm bulduğu için, aslında hatalı ebeveynlik adımları da atılmış olur. Çocuk için ağlama sinyali, anne-babaya kavuşmaktır ve çocukluk döneminde çok hızlı öğrenilen becerilerden vazgeçmek pek de kolay olmamaktadır. Çocuğunuz gece kaç kez uyanırsa uyansın onun yanına geçmeli ve tekrardan uykuya dalana kadar beklemeli, ona güvenli bir ortamda olduğunu hissettirmelisiniz.

4 yaşa doğru soyut işlemin dönemine gelen çocuk, rüyalar ile gerçeği ayırt edememenin korkularıyla da uykusundan uyanabilmektedir. Canavarların gerçek olduğuna inanma, gölgelerden, karanlıktan korkma gibi süreçler uykuyu olumsuz etkilemektedir. Ebeveynin yapması gereken çocuk ile empati kurarak 'Canavar diye bir şey yoktur' demek yerine; çocukla birlikte evi gezip kapıların kilitli olduğunu kontrol etmek ve sonrasında 'Evimiz gerçekten çok güvenli, tedirgin olmana gerek yok, biz senin yanındayız' mesajı vermek daha doğru bir iletişim olacaktır.

Yatarken çocuğun yanına bir uyku arkadaşı (oyuncak bebek) ya da uyku nesnesi (battaniye) edinmesi de kendisini güvende hissetmesi ve uykuya geçişi kolaylaştırması açısından önereceklerimiz arasındadır.

Ebeveyn olarak çocuğunuzu uykuya göndermek, hiçbir zaman ceza olarak kullanılmamalıdır.

Normalde yalnız yatmaya alışmış olan çocuğunuzu babanın seyahate gitmesi vb. sebeplerle bir süreliğine yanınıza almak da sürecin alışkanlığa dönmesine, çocuğunuzun direncine ve gerilemesine sebep olabilir.

Uyku konusunda her şeyden önemli olan iki madde; anne-baba olarak çocuğunuza karşı her konuda olması gerektiği gibi uyku alışkanlığı edinmede de tutarlı, kararlı ve sabırlı olabilmeniz ve gün içinde sizlerle yeterince kaliteli vakit geçirmesi için fırsat tanımanızdır. Bireysel farklılıkların her daim karşılaşılacak bir mevzu olduğunu ve her çocuğun kişilik ve gelişim düzeylerinin kendi seyirinde ilerleyeceğini unutmadan, bol sevgi, yeterince ilgi ve tutarlılıkla çözülemeyecek bir gelişim evresi olmadığını unutmayın.