Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Meriç Çağır Ağır, "Gebelik kadın vücudundaki karakteristik birtakım değişiklikleri kapsar. Doğum eylemi tamamen kontrol edilebilen bir süreç değildir. Korku ve baş edememe gibi birtakım engeller olabilir. Anne adayları bu durumlarla baş edebilmek için arayış içindedir. Gebelikte fiziksel değişikliklerin yanı sıra psikolojik değişiklikler de olabilir. En önemlisi çiftlerin hayatına yeni bir birey katılmaktadır, bu değişikliğe ve yeni yaşam tarzına alışmaya çalışırlar. Bu durum daha önceden bilinmesine rağmen ebeveynler yeni durumla nasıl baş edeceklerini bilememektedir. İşte doğuma hazırlık eğitimi bu aşamada devreye girer” yorumunda bulundu. 

ESKİDEN DOĞUMLAR EVDE GERÇEKLEŞİYORDU

Geçmişte kadınların, gebelik ve doğuma ilişkin bilgileri annesinden, kardeşinden ya da komşularından öğrendiği detayına dikkat çeken Dr. Meriç Çağrı Ağır, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“1900’lü yılların sonlarına kadar doğuma hazırlık eğitimlerinin, aile ve sosyal çevrenin desteğiyle yapıldığını biliyoruz. Normal doğumlar ebe eşliğinde aile bireyleri veya arkadaş desteğiyle evde gerçekleşiyordu. Evde gerçekleşen doğumlarda da doğumun normal seyri dışında bazı istenmeyen durumlar gelişebiliyordu.

Endüstri devrimi ile birlikte kalabalık şehir hayatı ve buna bağlı sağlık problemleri enfeksiyonlar, kanamalar, ateş ve ishal gibi durumlar, anne bebek ölüm oranlarının artmasına neden olmuştur. Kadın doğum alanında uzman sayısının artması, enfeksiyon ve ağrının azaltılmasına yönelik kullanılan ilaçlar ve endüstrileşme sonrası aile bağlarının zayıflaması, doğal süreçte 'kadının işi' olan doğum olayının evlerden hastanelere taşınmasına neden olmuştur.

Günümüzde ise doğum alanında gerçekleşen birçok değişime paralel olarak, kadınlar artık gebelik sürecinde doğumun merkezinde olmayı istemekte, doğum stresi ile ilaçlar dışında, kendi becerileri ve öğrendikleri ile doğum deneyimini güzel bir şekilde yaşayıp eşleriyle paylaşmayı istemektedir."

DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMLERİ KORKULARI AZALTIYOR

Ağır, “Doğum eylemi her aşamasında tamamen kontrol edilebilen bir süreç değildir. Bu yolculukta korku, endişe, bilgi eksikliği ve zorluklarla baş edememe gibi birtakım engellerle karşılaşılabilir. Bu sürecin aşılmasında en iyi ve doğru olan yol, gebelik dönemi boyunca yeterli eğitim ve doğum sırasında ise doğum desteği almaktan geçmektedir.

Doğuma hazırlık eğitimleri; anne adaylarının doğum korkusunun azalmasına, kendi bedenini fark ederek bilinçli davranışlara yönelmesine, olumlu duygular hissetmesine ve özgüveninin artmasına katkı sağlarken sürecin daha rahat geçmesine zemin hazırlar.

Bu nedenle doğum öncesi verilecek olan eğitimler oldukça önemlidir. Doğum öncesi bakımın temel amacı; anne ve bebeğin sağlığının korunması, ailenin fiziksel ve psikolojik olarak adaptasyonunun sağlanması, önceden var olduğu bilinen ya da bu dönemde karşılaşılabilecek sağlık sorunlarının erken tanı ve tedavisinin sağlanmasıdır” sözleriyle ifade etti.  

DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİ GEBEYE NELER KATAR

Uzman Ebe Ayfer Öztireli ise, “Gebeliğin ilerlemesi ile birlikte doğuma yaklaştıkça verilen eğitimler, çiftlerin fiziksel ve psikolojik olarak doğumu ve doğum sonrası döneme hazırlık sürecini kapsar. Bunlarla birlikte eğitimler; doğum eylemi, doğum sancıları ile baş etme, doğumda alternatif pozisyonlar, doğumda destek, olası girişimler, solunum, meditasyon ve gevşeme egzersizleri, rahatlama teknikleri gibi eğitimler ile anne adayını ve eşini doğuma hazırlamaktadır.

Bu eğitimler, kadının kendine, bedenine, bebeğine ve ekibine güvenmesi konusunda farkındalığını güçlendirirken, aynı zamanda doğurganlığına da güven duymasını öğretir. Böylece anne adayları, doğum zorlukları ile daha sağlam bir şekilde baş edebilmeyi öğrenir. Her kadın kendisi ve bebeği için doğumun en iyi şekilde gerçekleşmesini sağlayacak içgüdü ve enerjiye sahiptir” diye konuştu.

EŞLER ARASI İLİŞKİYİ GÜÇLENDİRİYOR

Uzman Ebe Ayfer Öztireli, “Bu eğitimlerin etkinliğinin değerlendirildiği ilk çalışmalar, bu sınıflara katılmanın doğum ağrısı üzerine etkilerine, tıbbi müdahale kullanımına ve doğumun diğer özellikleri üzerine yoğunlaşmıştır.

Eğitimlere katılmanın eşler arasındaki ilişkiye olumlu etki ettiğini vurgulayan bazı çalışmalar bulunmaktadır. Sınıfa katılan babaların bilgisinin arttığı ve böylece eşlerine yaklaşımlarının daha destekleyici olduğu, sınıfa katılan kadınların ise kişiler arası destek konusunda geliştiği ve eşleri ile iletişimlerinin kuvvetlendiği saptanmıştır. Ayrıca eğitimler, bebek bekleyen diğer çiftlerle tanışmaya, çiftlerin karşılıklı deneyim ve endişelerini paylaşmalarına imkan sağlar“ dedi.

LOHUSALIK DEPRESYONU RİSKİNİ AZALTIYOR

Öztireli, “Hazırlık eğitimleri, anne adaylarında kontrolün kendilerinde olduğu hissiyatını yaratır ve olası problemler ile baş etme becerileri artar. Çiftler için mutlu bir doğum deneyimi yaşama şansı sunar. Ayrıca annede lohusalık depresyonu gelişim riskini azaltır.

Eğitim alan kadınların almayanlara gör  doğumla ilgili memnuniyet ifadelerinde, daha olumlu yorumlar olduğu gözlemlenmiştir. Böylelikle annelerin doğum sonrası öz bakım ve etkili emzirme konularında daha başarılı oldukları ortaya çıkmıştır” yorumunu yaptı.

EBELER ÖNEMLİ ROLLER ÜSTLENİYOR

"Son yıllarda sezaryen oranlarının düşürülmesine yönelik politikalar doğrultusunda doğumun normal, fizyolojik bir olay olarak görülmesi ve gebe kadınların doğal doğum yöntemlerine yönlendirilmesi yaygınlaşmaktadır" diyen Öztireli, "Günümüzde bu amaçları yerine getirmek için oluşturulmuş farklı eğitim modelleri bulunmaktadır. Her çift kendine uygun, beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim modelini seçerek doğuma hazırlanmalıdır.

Doğru seçim yapma konusunda zorluk yaşayan çiftler ebeler tarafından yönlendirilmelidir. Sağlığın korunması ve geliştirilmesinde önemli roller üstlenen ebeler, doğum öncesi eğitim programlarının planlanmasında ve bu sınıflarda eğitim yürütülmesinde aktif rol almalıdır” ifadelerini kullandı.