Kemikleri Zayıflatan Sessiz Hastalık

İleri seviyelere gelinceye kadar belirti göstermeyen ve kemikleri zayıflatan bir hastalık olan osteoporoz, sağlıklı bir yaşam tarzı ve tıbbi gözetim ile önlenebiliyor ve durdurulabiliyor.

Kemikleri Zayıflatan Sessiz Hastalık

Pek çok insan, osteoporoz yaşadıklarında bunu bileceklerini düşünür, çünkü bir tür kemik veya kas ağrısını fark edebileceklerini söylerler. Ancak gerçek çok farklı: Osteoporoz kemikleri zayıflatır, kırılgan hale getirir ve siz farkına bile varmadan kırık riskini artırır. Hem de erken yaşta.

Osteoporoz "sessiz hastalık" veya "salgın" olarak bilinir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, osteoporoz milyonlarca insanı etkilerken, bunların sadece yaklaşık yüzde 20'sine doğru teşhis konabiliyor.

İspanya'da yapılan bir araştırmada, kalçasını kıran her 4 kişiden 1'inin kırık meydana geldikten sonraki bir yıl içinde öldüğü bilinirken, toplumun sadece yüzde 30'unun bu hastalığa önem verdiği gösterilmiştir.

OSTEOPOROZ BELİRTİLERİ

Osteoporoz, kemik kütlesinde azalma ve kemik dokusunun mikro yapısının kırılganlığını artıran ve bunun sonucunda kırık riskinde artışla sonuçlanan bozulma ile karakterize sistemik bir hastalıktır.

Osteoporoz genellikle erken belirti vermez, çünkü kemik tespit edildiğinde zaten etkilenmiştir. Hastalar durumu genellikle geç öğrenir. Kemik kırılması veya ezilme gerçekleşene kadar osteoporoz olduğunu bilmeyen hastalar çoğunuktadır. Ve düşündüğünüzden çok, büyük bir darbe almanız veya olağanüstü bir düşüş yaşamanız gerekmiyor. Bazen basit bir hapşırma, hafif bir hareket veya öksürük kırıklara neden olabilir. Osteoporozun neden olduğu en yaygın kırıklar bilek, omurga ve kalça kırıklarıdır.

OSTEOPOROZ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

Bu hastalık erken yaşta, hatta 30 yaşından itibaren başlayabilse de menopozdan sonra, östrojen seviyeleri (kemik kütlesi üzerinde koruyucu etkiye sahip kadın cinsiyet hormonları) önemli ölçüde azaldığında ve genellikle 55 yaşından itibaren ortaya çıkar. Yaşlanmanın tipik özelliği olan kemiklerden kalsiyum kaybıyla birlikte kemik kütlesi kaybını hızlandırır.

ERKEN MENOPOZ

40 yaşından önce veya 45 yaşından önce erken menopoza girdiyseniz özellikle dikkat edin. İsveç'te yapılan bir araştırmaya göre, adet görmeyi erken bırakan kadınların osteoporoz geliştirme olasılığı iki kat daha fazladır. Bunun nedeni, menopozun kemiklerinizle ilgilenen hormon olan östrojen seviyesini düşürmesidir.

45 YAŞINDAN BÜYÜK OLMAK

Yaş ilerledikçe, osteoporoz gelişme şansı çoğalır. Uzmanlara göre 30 yaşından sonra yılda yaklaşık yüzde 1 kemik kütlesi kaybederiz. Bunun nedeni, yaş ilerledikçe bu yapıların artık aynı şekilde yenilenmemesidir. 40 yaşından itibaren özellikle menopozun başlamasından sonraki 5 ila 10 yıl arasındaki dönemde kemik kaybı yılda yüzde 5'e kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle osteoporoz, 50-65 yaşları arasında daha sık görülmektedir.

DÜŞÜK KİLODA OLMAK

Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 20'nin altında olan çok zayıf olmak, osteoporoz gelişimine yol açabilir. Uzmanlara göre, vücut yağı, kemik oluşumunda rol oynayan kadın cinsiyet hormonları olan östrojen üretimini artırır.

Fazla kilolu olmak da iyi değildir. Harvard tarafından yapılan bir araştırmaya göre, karın bölgesindeki yağ fazlalığı, kemik iliğinizde daha fazla yağ varsa, yeni kemik oluşumunu engelleyebilir ve mevcut olanı zayıflatabilir.

KORTİKOSTEROİD KULLANIMI

Astım, artrit, alerji veya sedef hastalığı gibi durumları tedavi etmek için kullanılan bu tür ilaçlar, uzun süre alındığında kemik oluşumundan sorumlu hücreler olan osteoblastların sayısını azaltabilir.

AİLE GEÇMİŞİ

Kemik kütlesi yüzde 70 genetik olarak belirlenir. Anneniz, kız kardeşleriniz, teyzeleriniz ve/veya büyükanneniz osteoporoz geçirmişse, osteopotoz olma riskiniz artar. İyi haber şu ki, yaşam tarzı alışkanlıklarınız diğer yüzde 30'u belirliyor, bu nedenle kendinize iyi bakmanız en iyi sigortanızdır.

SİGARA İÇMEK

Sigara içenler, kemik yoğunluğunu kaybeder ve kırılmaya daha yatkındır. Bunun nedeni; tütünün, östrojenlerin vücutta uygun işleyişini engellemesidir.

BAZI HASTALIKLAR

Osteoporoz ayrıca bazı bozukluklar ve hastalıklarla ilişkili görünmektedir. Örneğin, tiroidiniz aşırı hormon üretiyorsa, yani hipertiroidiniz varsa, metabolizmanız hızlanır ve kemik kaybı oranı artar. Aynı şekilde, diyabet, kronik böbrek veya karaciğer yetmezliğiniz varsa, kemikleriniz daha fazla zarar görür ve bu nedenle kemik zayıflığınız artar ve ne yazık ki bununla birlikte kırılma olasılığı da artar.

OSTEOPOROZU ÖNLEMEK İÇİN İPUÇLARI

Osteoporozdan kaçınmanın üç temel direği uygun beslenme, makul bir süre güneşlenme ve egzersizdir.

ÖNLEMEK İÇİN NE YENİR?

Akdeniz diyeti tarzında sağlıklı bir beslenme programı izlemeli ve yanında bol kalsiyum içeren süt ürünlerini eksik etmemelisiniz. Kalsiyum, süt ürünleri dışında badem gibi kuru yemişlerden, yulaf veya pirinç gibi tahıllardan, susam gibi tohumlardan veya özellikle yeşil yapraklı sebzelerden elde edilebilir.

YÜRÜRÜŞ, OSTEOPOROZU ÖNLEMEK İÇİN EN İYİ EGZERSİZDİR

Uygulaması kolaydır ve ekipman gerektirmez veya spor salonuna gitmek gerekmez. Bu nedenle yürüyüş, düzenli olarak yapılabilir ve şiddetle tavsiye edilir. Genel olarak kemiği güçlendirmek için yrüyümek, merdiven inip çıkmak, bisiklete binmek, ağırlık çalışmak, dans etmek gibi yerçekimine karşı çalışmanızı sağlayan bir egzersiz önerilir.

GÜNEŞE ÇIKMAK ŞART

Güneş ışığı, D vitamini üretmemize izin verir, ancak ne yazık ki, bu vitaminin eksikliği çok yaygındır. Çünkü güneş dışında çok az gıda D vitamini sağlar ve bu vitamini çok düşük oranlarda içerirler. Genellikle tüm yıl boyunca hergün güneş koruması olmadan 15 dakika güneşlenmek tavsiye edilir, ancak bazı araştırmalar bunun yılın mevsimine bağlı olduğunu savunmaktadır. Bu nedenle, örneğin yaz aylarında, cildimizin yüzeyinin yüzde 25'inin güneşe yaklaşık 10 dakika maruz kalması yeterlidir; ancak kışın, cilt yüzeyinin yüzde 10'unun maruz kalmasıyla güneşlenme, 130 dakika sürebilir.

OSTEOPOROZ TEDAVİSİ

Doktorunuz tıbbi geçmişinizi, aile geçmişinizi ve risk faktörlerini gözden geçirecektir. Kemiklerinizin zayıflamış olabileceğini düşünürse, kemik yoğunluğunuzu ölçecektir. Sonuca göre gerekli görürse ihtiyaçlarınıza en uygun ilacı arayacaktır.

Kemik zayıflamışsa (osteopeni) veya örneğin laktoz intoleransı gibi başka sorunlarınız varsa, doktorunuz kalsiyum ve D vitamini takviyeleri reçete edebilir. Ancak, British Medical Journal'da yayınlanan uluslararası bir araştırma, takviyelerden ziyade kemik yoğunluğunu artırmaya odaklanmanın daha iyi olacağını söylemektedir.

Kemik yoğunluğu testine göre, çeşitli ilaçlar önerilebilmektedir. En yaygın olanları arasında, menopoz sırasında meydana gelen östrojen kaybını telafi eden hormon replasman tedavisi ve kırık insidansını azaltan bifosfonatlar bulunur.

Kemik yıkımını bloke eden ve azaltan ve kemik yoğunluğunu artıran başka ilaçlar da kullanılabilmektedir.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner137