Varis, cildin yüzeyinde daha çok bacaklarda görülen mavi – yeşil şişen, genişlemiş damarlardır. Vücudun herhangi bir bölgesindeki damarda varis olabilir, ancak en çok etkilenen damarlar bacaklarınızdaki ve ayaklarınızdakilerdir. Varisli damarlar, genellikle ağrılı değilken de rahatsızlık verebilir. Varisin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, kısaca toplardamarlardaki kapak yetmezliği sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır diyebiliriz. Bacaklarda çıplak gözle görülebilen bu kabarık mavi-yeşil damarlar, kişide varis hastalığı olduğunun en belirgin göstergesidir. En önemli oluşum nedeni olan ayakta ve dik durmak, alt bedeninizin damarlarındaki basıncı arttırır. Bu durumda varis oluşumuna neden olur.

Yaz aylarında artış gösteren varisler, genellikle bir estetik problem olarak görülürken tedavi edilmediği takdirde önemli bir sağlık sorununa dönüşebilir. Özellikle varisli damarlar ağrıya neden olabilir. Bazen varisli damarlar daha ciddi problemlere yol açar.

Genetik en büyük risk faktörüdür

Varisli damarlara sahip olma riskinizi arttıran birçok faktör varken, genetik faktör bu nedenlerin başında gelir. Kısacası aile öyküsünde varisli damarlara sahip bireyler varsa, sizde de varis çıkma riski artar. Varisli damarların % 70 ile 80'inden fazlasıyla genetik bir problemdir. Diğer risk faktörleri obezite, yaşlanma ve hamileliktir.

Eğer bir tane varisiniz varsa, sayısı artabilir

Kötü haber verdiğim için üzgünüm. Ancak vücudunuzun bir yerinde varisli bir damarınızın bulunması, başka bir yerde venöz hastalığın geliştirme riskini arttırıyor.

Obez kişilerde varis oluşma riski daha yüksektir

Yapılan araştırmalara göre, aşırı kilolu ya da obez kişilerde varis oluşması riskinin daha yüksek olduğunu gösteriliyor. Bu riskin nedeni henüz tam olarak bilinmese de, nedenlerden birinin kan dolaşımını etkileyen venöz yetersizlik olduğu bilinir. Varisler, genellikle bacaktaki damarların zayıflayıp genişlediğinde ve damarların içindeki küçük kapakçıklar fonksiyonlarını kaybettiğinde meydana gelir. Sonuç olarak kan, damarlar boyunca etkili bir biçimde pompalanamaz ve birikmeye başlayarak cilt yüzeyinin hemen altında görünen şişkin damarlara yol açar.

Bahsettiğim fazla kilo veya obezite ise bacak ve ayaklarda aşırı şişmeye neden olarak kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir ve bu durum kan dolaşımını yavaşlatabilir. Ayrıca kan dolaşımı, çoğunlukla beraberinde aşırı kilo ve obeziteyi getiren hareketsiz yaşam tarzından da olumsuz olarak etkilenebilir. Yani çift taraflı birbirini tetikleyen bir durum olarak değerlendirebiliriz.

Hamile kadınlarda daha sık varis görülür

Varis, hayati bir tehlike yaratan bir hastalık olmasa dahi, özellikle dış görüşünüzü negatif etkileyerek yaşam kalitenizi olumsuz etkileyen bir durumdur. Kadınlarda daha sık görülen varisin araştırmalara göre, genellikle hamile kadınlarda, hamile kalmayanlara oranla daha sık görüldüğü gözlemlenmiştir. Bazı kadınların hamilelik öncesi dönemde varisi bulunmasa da, hamilelik ve sonrasında varis şikâyetlerinde artış olduğu da bir diğer araştırma sonucudur. Varisler sıklıkla kalıtsaldır.

Hamilelikte varis;

- Hormonların, damar düz kasları üzerinde genişletici etkileri sonucu,

- Özellikle gebeliğin son aylarında, anne rahminin bacaktan gelen toplardamarlar üzerine baskısının ve basıncının artması sonucu toplardamarlar üzerindeki negatif etkisi,

- Gebelikte kadınlarda artan kan miktarının, bacaklarda toplanması sonucunda varis oluşur.

Kilo vererek, varisi engellemek mümkün.

Fazla kilolar, birçok hastalık gibi varis ve örümcek varisin de tetikleyicileri arasında yer alır. Ayaklarınıza taşıttığınız fazla kiloların her biri basıncın artmasına ve kan dolaşımının zorlanmasına sebep olur. Zayıflayarak bu basıncı azaltmalısınız.

Hareketsizlik olumsuz etkiler

Uzun süre oturmak, kan dolaşımını olumsuz etkiler. Eğer sürekli oturmanızı gerektiren bir iş yapıyorsanız her yarım saatte bir kalkın ve ufak yürüyüşler yaparak kan dolaşımınıza destek olun.

Varisli damarlar sadece bacaklarınızda görülmez

Vücut ağırlığı ve yer çekiminin doğal basıncı nedeniyle varisli damarların en sık bacaklarda görülmesine rağmen, vücudun diğer kısımlarında farklı şekillerde varis damarları görülebilir. Yüz ve boyunda kılcal damarların genişlemesi daha yaygındır. Örümcek damarları ise vücudun çeşitli kısımlarında bulunabilir. Hemoroidler, anüs çevresindeki genişlemiş damarlar da bir çeşit varisli damardır.

Yaşam tarzı değişiklikleri riskinizi azaltabilir

Kontrol edemediğimiz birçok risk faktörü vardır, ancak sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyip, kilonuzu kontrol edip, uzun süre ayakta durmadan veya oturmaktan kaçınarak varis oluşma riskinizi azaltabilirsiniz. Ayrıca belinizde veya üst baldırlarınızda sıkıntı hissi uyandıran uzun süre yüksek topuklu ayakkabı giymekten de kaçınmalısınız.

Varisli damarlar, zayıf kapaklardan kaynaklanır

Öncelikle, damarlar ve kılcal damarlar, kalbinizden oksijeni geri döndüren kanı vücudunuzun geri kalanına verirken, damarlar kanı kalbe geri döndürür. Bacaklarınızdaki damarlar, yerçekimine karşı kanı pompaladıkları için bunu yapmak adına daha fazla çalışmak zorundadır. Damarlardaki valfler (kapakçıklar) sadece tek yönlü olacak şekildedir, ancak eğer valfler zayıfsa veya hasar görmüşse, kan akışının geri akışını ve damarlarınızda birikmesini sağlayarak, varisli damarlarda gördüğünüz görüntüyü oluştururlar.

Kozmetik bir sorun, sağlık sorunu veya her ikisi de olabilir

Bazıları sadece varisli damarların görünümü tarafından rahatsız olsa da, bazı kişiler rahatsızlık hissedebilir. Varisin başlıca semptomları; ağrı, yorgunluk, şişlik ve genellikle kaşıntı, yanma, uyuşma, kramp ve huzursuz bacaklardır. Tüm varisli damarlar tedavi gerektirmez, ancak damarlarınız şişmiş ve yumuşamış, cildinizde yaralar oluşturmuş ve günlük aktivitelerinize müdahale ediyorsa mutlaka bir doktora görünmelisiniz. Tedavi edilmez ve zamanla göz ardı edilirse, bacaklarda belirgin cilt değişikliklerine ve ülser veya yaralara ve hatta kan pıhtılarına yol açabilir.

Birçok tedavi seçeneğiniz bulunuyor

Varisinizin derecesi, varis tedavi şeklini belirlemede en önemli etkendir. Bunu anlamanın en basit yolu ise dopler çektirmektir. İki tip varis için de hem cerrahi, hem de cerrahi olmayan tedavi yöntemlerim mevcuttur. Cerrahi müdahale gerektirmeyen aşamada iseniz; basit egzersizler, bacakları yüksekte tutmak ve varis çorapları ilk tavsiye edilenler arasında yer alır. Cerrahi müdahaleler arasında; damar çekme, ultrason eşliğinde köpük tedavisi ve günümüzde en sık kullanılan damar içi radyo frekans ve lazer ile damar kapama yöntemleri sayılabilir.

Genel veya lokal anestezi altında yapılan varisli damarların cerrahi olarak çıkarılması işlemi ile tedavinin yanı sıra yeni cerrahi olmayan tedaviler de günümüzde popüler hale geldi. Teknikler arasında bazı farklılıklar var, ancak genel olarak sorunlara neden olan anormal, hastalıklı damarları kalıcı olarak kapatmak için hepsi etkilidir. En yaygın teknikler, zamanla vücudunuza eriyen damarın kapatılması ve yok edilmesi için radyo frekans enerjisinin veya lazer enerjisinin kullanıldığı ısı bazlı tedavilerdir.