Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile ortak açıklama yaptı. Açıklama öncesinde iki ülke arasında füze savunma sistemi anlaşması imzalandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin, "Bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor. Yani belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir. Zira sürekli olarak 'ne olur artık bizi de alıverin' diyecek halimiz de pek yok." dedi.

"Bugün burada EUROSAM ile ilgili bir anlaşmayı imzalamış olduk ki bu çok önemli bir adım." diyen Erdoğan, "Bir diğer NATO ülkesi İtalya'yı da içine alacak şekilde üçlü bir anlaşmanın adımını da böylece atmış olduk. Şimdi bundan sonrası, süratle yola çıkmak ve süratle de bu işin üretimine geçmek." ifadesini kullandı.

"Her an DEAŞ'la mücadelemiz süreceği gibi şimdi dostlarımıza sesleniyorum, aynı şekilde PYD/YPG, PKK'nın yan kollarıdır. Bunlara karşı da aynı mücadeleyi bizim beraber vermemiz gerekir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Maalesef bazı dostlarımız bu konuda bakıyorsunuz halen YPG'yi, PYD'yi yanlarına almak suretiyle DEAŞ'a karşı mücadele ettiklerini sanıyorlar. Halbuki DEAŞ'a karşı yeni yeni planlamalar yapılıyor ve onlara daha farklı yaşam zeminleri hazırlanıyor. Bu konuda da bence uyanık olmak, istihbarat örgütlerimizin birbirleriyle olan dayanışmasını, bilgi akışını daha ileri seviyelere taşımamız gerekir diye düşünüyorum."

'Terörün ve teröristin bahçıvanları vardır'

Erdoğan, "Fransa'da FETÖ mensuplarına yönelik hassasiyet çok önem arz ediyor. Buralarda dernekleriyle, vakıflarıyla, iş yerleriyle adeta kurumsallaşıyorlar. PKK aynı şekilde kurumsallaşıyor. Yani buralardaki hassasiyet eğer gözden kaçırılırsa inanıyorum ki yarın bunun sıkıntısı farklı olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanı (Macron) bana bazı isimler verdi. Ben Adalet Bakanlığımızdan onlarla ilgili bilgileri temin ederek kendilerine göndereceğim fakat şunu bilmelerini isterim. Terör kendi kendine oluşmuyor, terörün ve teröristin bahçıvanları vardır. Bu bahçıvanlar işte o 'düşünce adamıdır' diye bakılanlardır. Onlar, gazetelerin köşelerinden orayı sularlar, oranın bahçıvanı, fikir babaları, düşünce babaları olarak işte onları yetiştirirler ve bir gün gelir bakarsınız ki bu insanlar karşınıza terörist olarak çıkarlar. Biz bunun bedelini 35 bini aşkın şehit vererek ödedik. Temenni ederim ki Fransa böyle bir bedeli ödemez." ifadesini kullandı.

'FETÖ ağzıyla konuşuyorsun'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransız gazetecinin "Sayın Erdoğan, Fransa ve Avrupa Birliği terörle mücadelede size güvenebilir mi? Suriye'deki iç savaştan 7 yıl sonra orada savaşan kişilere bu kadar silah göndermiş olmaktan dolayı pişman mısınız?" sorusuna yanıt verdi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Suriye'ye kim silah gönderdi? Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. Gazeteci gibi değil, tam FETÖ'cü gibi konuşuyorsun. Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Şu anda onlar içeride, hapisteler şu anda ve operasyon yaptılar. İstihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik, kamyonlarla silah taşıma vesaire gibi nereye neyi taşıyacağı gibi yetkileri, hakkı vardır. Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da Amerika'nın 4 bin tır Suriye'ye şu anda getirmiş olduğu silahları niye sormuyorsun? Gazetecisin ya bunları da bir öğrenseydin, bunları da bir araştırsaydın, bunların üzerinde de bir dursaydın. Niye bunların üzerinde durmuyorsun? 4 bin tır... Bunları yazın. Sorularınızı sorarken bu noktada hassas olun ve bir başkasının ağzıyla konuşmayın. Bunları da kolay kolay karşınızda yutacak biri yok, onu da bilmenizi isterim. Tamamıyla bir FETÖ ağzıdır bu. FETÖ ağzıyla konuşmamayı da lütfen öğrenin."

"Suriye'nin kuzeyinde terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Astana ve Soçi süreçlerine inanmadığını söyledi. Türkiye, İran ve Rusya ile bu süreçlerin içinde. Diğer yandan da Fransa ile Suriye krizinin çözümü konusunda diyalog istediğinizi söylediniz? Bu durumda Fransa ile Türkiye, Suriye krizinin çözümü konusunda nasıl diyalog içinde olacak?" sorusunu da yanıtladı.

Astana sürecinin 8. toplantısının yapıldığını ve sürecin devam ettiğini hatırlatan Erdoğan, sürece Rusya, İran ve Türkiye'nin yanı sıra ABD'nin de dahil olduğunu belirtti.

Ürdün ve gözlemci üyeler de göz önüne alındığında Astana Süreci'ne katılımın daha fazla olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu sürecin devamında bir de Soçi çalışmaları başlatıldı. Astana, Soçi dahil bunlar Cenevre'ye alternatif değil, Cenevre'yi tamamlayıcı çalışmalardır. Bu çalışmalar da aynı şekilde devam ediyor. Çünkü Suriye'de Rusya'nın ciddi bir etkinliği var. İran'ın aynı şekilde bir etkinliği var ve Türkiye de 911 kilometre sınırıyla Suriye'de önemli bir yere sahip. Tabii ki Suriye'nin kuzeyi Türkiye için sürekli bir tehdit unsurudur. Şu anda kuzeyde belli bir bölge bizim kontrolümüzün altındadır ama biz Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Burada kararlılığımız var. Burada böyle bir gelişme olması halinde gereği neyse bunun gereğini de yaparız. Buradan geri adım atmamız mümkün değil."

"Hedefimiz, Esedli bir çözüm değil"

Erdoğan, "Bir terör örgütünü, iki terör örgütüyle yok etme anlayışının, terörle mücadele olmadığını" vurgulayarak, "Bunu bir defa kafamızdan silmemiz lazım. Bu mücadeleyi bu şekilde sürdürmekte kararlıyız. Yani biz Soçi sürecinde bu ay Soçi'deyiz, önümüzdeki ay İstanbul'dayız, ondan sonra Tahran'dayız. Bizim hedefimiz, Esedli bir çözüm değildir. Bizim hedefimiz Esedsiz ve Suriye halkının kendi iradesiyle demokratik iradesiyle bir seçimi gerçekleştirmektir. Bizim buna yardımcı olmamız lazım. Suriye halkının kendi iradesinin ortaya çıktığını hep beraber görmemiz gerekir diye düşünüyorum. Bunun için de tabii elimizden gelen desteği, gayreti ortaya koyacağız." değerlendirmesini yaptı.

"Kavala'nın avukatları..."
Fransız gazetecinin "Görüşmelerde hangi konulardan bahsedildi, Osman Kavala'nın ismi geçti mi?" sorusuna Erdoğan, "Kavala'nın avukatları var, iyi. Burada da demek ki bu avukatlar bayağı iş görüyorlar, çalışıyorlar ama bunlar, Türkiye'de İstanbul'daki 2013 Gezi olaylarının perde arkasındaki, geri planındaki aktörleri olduğunu ben hanımefendiye hatırlatayım da onun üzerinde de bir çalışma yapsın, isabetli olur." karşılığını verdi.