Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin ve Ruhani 22 Kasım’da Soçi’de buluşacak. Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesinin gündemi Suriye olacak.

İdlib, Afrin’deki gelişmeler masaya yatırılacak. Ankara-Moskova-Tahran hattındaki görüşmeler önce Dışişleri Bakanları ardından liderler düzeyinde olacak.

Astana sürecinin devamının hedeflendiği görüşmelerin ayrıntılarını Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’da gazetecilere anlattı.

"Tavrımızdan taviz vermeyiz"

PYD konusunda, “Tavrımızdan taviz vermeyiz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye olarak biz, terör örgütlerinin olduğu masada kesinlikle olmayız. Bu, Cenevre için de geçerli Astana için de. Buralara bir terör örgütünün katılmasını kabul edemeyiz. Dolayısıyla bir masada terör örgütü olacaksa, hiç kimse bizim de oraya oturmamızı beklemesin. Siyasetin namusu vardır, biz siyasetin namusundan taviz veremeyiz. Ayın 22’sinde liderler düzeyinde yapacağımız toplantıda nereye varılabileceğini çok daha açık ve net biçimde göreceğiz.”

DEAŞ ve PYD arasındaki kirli anlaşma

Suriye’de DEAŞ ve PYD arasındaki kirli anlaşmayı değerlendirdi.

Washington'u eleştiren Cumhurbaşkanı, şunları söyledi:

“ABD orada, bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle yok etmenin hesabı içine girdi. ‘Biz oralarda yokuz; havadan müdahale ediyoruz, sadece lojistik destek sağlıyoruz’ diyorlar ama, gerçek tam öyle değil. Amerikalı komandolardan tutunuz, değişik güvenlik güçlerine varıncaya kadar YPG ile o bölge içinde o mücadelenin içinde bizzat yer alanlar var. YPG elemanlarına para verdiklerine dair duyumlar var. Hal böyle iken, ABD’nin, ‘Ben bu işin içinde yokum, ben bu işi sadece izliyorum, havadan takip ediyorum’ demesi ne kadar inandırıcı? Gerçek ortada. Yaşananlar, ABD’nin oralarda kara planlamasında da yer aldığını çok açık net ortaya koymaktadır.”

"Siyasi çıkış yolu deniliyorsa o zaman hadi tüm silahlar araziden çekilsin"

Suriye konusunda Trump ve Putin’in askeri çözüm olmadığı üzerine anlaşmaya varmalarını da değerlendiren Erdoğan, “‘Siyasi çıkış yolu’ ifade olarak doğru da, peki yedi senedir bu işin siyasi çıkış yolu yok muydu, böyle bir imkan yok muydu? Var idi ise niye bu yola başvurulmadı da yüz binlerce insan öldürüldü? Siyasi çıkış yolu deniliyorsa o zaman hadi tüm silahlar, toplar, tanklar hepsi araziden çekilsin. Türkiye olarak biz de siyasi çözüm için üzerimize ne düşecekse yapalım. Birleşmiş Milletler üzerine ne düşecekse, o da üzerine düşeni yapsın. Siyasi olarak hemen bu işlerin üzerine gidelim. Kaldı ki iş sadece siyasi çözümle bitmeyecek.” şeklinde konuştu.