Çoğunlukla oyunlarla bağdaştırılan artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileri aslında bilim için harika bir potansiyele sahiptir. Tıp sektöründe cerrahlar için bir test alanı sağlayan VR gözlükler, gerçek zamanlı kanserli hücreleri tespit edebilen AR mikroskopları, insanların 3 boyutlu topografik modeller oluşturmasını sağlayan AR sanal programları bu teknolojilerden sadece birkaçı.

Beşinci bilgisayar dalgasının gelmesiyle, yapay zeka, blockchain ve sanal gerçeklik gibi inanılmaz teknikler daha yaygın hale geldi ve daha sonra bu teknolojileri kullanarak özellikle çocuklara yönelik birçok ürün geliştirildi. Bu ve benzeri VR uygulamaları bilime yeni bir boyut kazandırmakta ve daha önce hiç olmadığı kadar ilgi çekmelerine neden olmaktadır.

Tabii ki, bu uygulamalar morfolojik yapıları analiz etmenin ötesine geçebilir. ChimeraX kullanarak proteinlerin moleküler yapısını birleştirmek veya ODxVD kullanarak coğrafi bir bağlamda büyük veri kümeleriyle etkileşim kurmak, bu alandaki ilk keşiflerden sadece iki tanesidir.

Bütün bu gelişmeler artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojilerinin sadece eğlence amaçlı değil bilimsel araştırmalarda da kullanıldığını bize gösteriyor. Bu teknolojiler sayesinde bilim bambaşka bir şekil alıyor.