Evrende başka bir akıllı yaşam formu olup olmadığı pek çok filozofun ve bilim insanının ilgisini çeken bir konu. Evrene bakınca, bir yerlerde yaşam olmasının ihtimali doğuyor: Belki başka bir güneşin çevresinde yer alan küçük gezegende ya da cansız devasa bir gezegenin uydusunda yaşam var olabilir.

Görebildiğimiz evrendeki yüz milyarlarca galaksinin her birindeki milyarlarca yıldızın etraflarını saran gezegenlerin ve o gezegenlerin uyduların birinde yaşam olması ihtimali oldukça fazla.

Bu kadar fazla ihtimale rağmen, neden hala hiçbir yaşam formuyla karşılaşmadık? Neden "Wow Sinyali" gibi bir olay tekrar etmeyen bir anomali halinde? Enrico Fermi'nin 1950'de sorduğu haliyle sorarsak "Herkes nerede?"

The Astronomical Dergisi'nde yayınlanacak olan bir araştırmaya göre bunun sebebi, insanlığın göklere sadece "şöyle bir göz atabilmiş". Umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Araştırmaya göre SETI adı verilen akıllı yaşam formu araştırmaları, koca bir okyanusun yanında bir havuzun suyu kadar kalıyor.

NASA'nın Texas'ta yaptığı bir atölye çalışmasında konuşan araştırmacı Shubhaö Kanodia, gerçekte çok da bir yere bakmadığımızı söylüyor. Araştırmaya göre şu anda Samanyolu Galaksisi'nde bir yerlerde "Biz buradayız!" diyen uzaylılar varsa bile bizim bunu bilme şansımız yok, en azından şimdilik.

Geçtiğimiz 60 yılda pek çok SETI projesiyle uzayda yaşam arandı. Bazıları çok büyük genel taramalar yapıp gözlerine bir şey çarpıp çarpmayacağına bakarken, bazıları belli alanlarda çok ince detaylara odaklandılar.

Araştırmacı ekip ise 2010 yılında Jill Tarter'in söylediği sözlere katılıyor. Tarter'e göre baktığımız yerde onları görememiş olmamız, uzaylıların olmadığını kanıtlamaz. Yeterince uzağa bakmamış, yanlış bir sinyal türünü aramış ya da doğru türde sinyali yeterince uzun süre aramamış olabiliriz.

Kanodia'nın verdiği örnek ise çok basit: "Houston'da çok eğlenceli bir şey oluyor ama biz nerede olduğunu bilmiyoruz."

Çalışmada, Kanodia ve meslektaşları kozmik samanlığımızın ne kadar büyük olduğunu hesaplamak için matematiksel bir model geliştirmişler. Bu modele göre Dünya'yı merkezine alan 33,000 ışık yılı çapında bir samanlıkları var. Bu alanda Samanyolu'nun kalabalık merkezi ve pek çok devasa yıldız kümesi de yer alıyor.

Araştırmada sekiz boyutta inceleme yapılıyor. Bunlar sinyal gönderim sıklığı, genişliği, gücü, yeri, tekrarları, kutuplaşması ve modülasyonu olarak belirlenmiş. Her biri için birer makul aralık atanmış.

Araştırmanın yazarlarının belirttiği alan, 64'ün yanına 115 tane sıfır yazılmasıyla ölçümlenen kocaman bir alan, ki MIT de yazdığı incelemede "Uzayın gerçekten devasa bir kısmı" demiş.

Araştırmacılar bu çalışmalarında, enseyi karartmadan önce insanlık tarihi boyunca yapılmış tüm SETI araştırmalarını bu samanlığın üstüne yerleştirip ne kadarını incelediğimizi değerlendirmişler. Çıkan sonuç ise toplam alanın 0.00000000000000058%. Kanodia'ya göre bu sayı, okyanusların yanında bir banyo küveti kadar alan incelediğimizi gösteriyor.

Kanodia ve ekibi, teknoloji ilerledikçe daha hızlı ve daha doğru araştırmalar yapabilmenin, daha uzaklara ulaşabilmenin bu samanlığın bitirilmesi konusunda yardımcı olacağına inanıyor. Murchison Widefield Array adlı gelişmiş sistem, insanlık tarihinin SETI araştırmalarında elde ettiği bilginin büyük kısmını yaptığı 150 dakikalık incelemede topladı.

"Bu samanlığın amacı da bu zaten," diyen Kanodia'ya göre amaçları, sonraki araştırmacıların daha iyi bilgilendirilmesi. Ayrıca bu araştırmada sadece bir tane canlı grubunun arandığını ancak sayının daha fazla olabileceğini belirtiyor. Tek bir balık için okyanustaki btün suyu çekmeye gerek olmadığı örneğini veren bilim insanı, yine de oralarda illa bir balık olacağına söz veremiyor.

Yakın zamanda Oxford'da yapılan bir araştırmada ise bir grup bilim insanı konuya çok farklı bir açıdan yaklaşarak, var olan uzaylı teknolojilerini bulmaya çalışmak yerine uzayda yaşamın olup olmadığına yoğunlaşmış vaiyetteler.

Drake Denklemi adı verilen denkleme göre insanların evrende yalnız olma ihtimali 2'ye 5 (İddaa ganyanı olarak söylemek gerekirse 1.40). Yani Samanyolu'nda yalnız olma ihtimalimiz oldukça fazla.

Bir diğer ve daha rahatsız edici ihtimal ise uzaylılar var fakat onları bulmamızı istemiyorlar.