Dalgıçlık daha çok spor veya hobi amaçlı yapılan bir aktivite olarak bilinse de bazı kişiler için bu iş "ekmek kapısı" demek.

Türkiye'de özellikle son 10 yılda sayıları oldukça artan balık çiftliklerinde dalgıçların önemi çok büyük.

Çalışabilmek için yazılı ve uygulamalı sınavlardan geçiyorlar

Zor şartlarda görevlerini yapan dalgıçların mesleğe adım atmaları ilgili kurumlardan alacakları ve yaklaşık bir yıl devam eden eğitimle başlıyor. Herhangi bir kurum veya sektörde çalışabilmek için yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olmak şart.

Balık çiftliklerin vazgeçilmezi olan dalgıçlar, "deniz rençperleri" olarak da adlandırılıyor.

Sabah erken saatlerde evlerinden çıkıp çalıştıkları balık çiftliğinin bulunduğu İzmir'in Karaburun ilçesine giden dalgıçlar, kahvaltı sonrası denize açılmak için hazırlıklara başlıyor.

Özel kıyafetlerini giyen, tüplerini ve dalış takımlarını son kez kontrol eden balık adamlar, ardından ekipler halinde suya giriyor.

Bazı günler 5 saat su altında kalıyorlar

Denizin altındaki risklerin farkında olan ekipler, su altında birbirleriyle sürekli iletişim halinde oluyor.

Bazı günler su altında 5 saat kalan balık adamlar, kafeslerin bakımını yapıyor, balıklara ilaç veriyor.

Hasat dönemi su altında yoğun çalışan, kimi zaman avcılık da yapan dalgıçların denizden çıktıktan sonra da mesaileri devam ediyor. Ekipmanlarını kontrol edip temizliğini yapan balık adamlar, öğle yemeklerini de denizin ortasındaki teknede yiyor.

"Bazen fırtınada hasat yapıyoruz"

Güneşin batmasına yakın karaya doğru yola çıkan balık adamlar, ertesi günün hazırlıklarına koyuluyor. Yaz kış, gece-gündüz demeden çalışan dalgıçlar, bütün zorluklara rağmen deniz sevdasından da asla vazgeçmiyor.

Dalgıç Erol Adıyaman, balık sektörüne ilk olarak lojistik alanında girdiğini ancak daha sonra dalgıç olmaya karar verdiğini söyledi.

Denizde çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu belirten Adıyaman, "Yaklaşık 9 yıldır dalgıçlık yapıyorum. Mesleğin zorluğu kadar güzel yanları da var. Zor olan yanları hasat ve avcılık dönemi. Bazen fırtınada hasat yapıyoruz. Herkes denizden kaçarken biz denize koşuyoruz" dedi.

"Balıklara bebek gibi bakıyoruz"

Metin Kaygısız ise, 10 yıldır denizin metrelerce altında ekmek parası için çalıştığını söyledi.

Mesleğinin dışarıdan ilginç gözüktüğünü, yeni tanıştığı kişilerin değişik sorularıyla karşılaştığını anlatan Kaygısız, "Av sezonunda sadece gündüz değil gece de dalış yapmak zorunda kalıyoruz. İşimiz canlı balıklar olduğu için özel bir ilgi istiyor. Balıklara bebek gibi bakıyoruz. İçinde deniz sevgisi olmadan yapılacak bir iş değil" diye konuştu.

Balık çiftliğinde çalışan su ürünleri mühendisi Semih Koca da, sektörde tecrübeli dalgıç açığı olduğuna değindi.

Avcılık dönemi yılın 3 ayını denizde geçirdiklerini belirten Koca, şunları söyledi:

"Çeşitli dönemlerde dalgıç ihtiyacımız artıyor. Ancak her zaman istediğimiz gibi dalgıçları bulamıyoruz. Her dalgıç bu işi yapamaz. Dalgıçların her işten biraz anlaması gerekiyor. Dalgıç maaşları 3 bin 500 liradan başlar 5 bine kadar çıkar. Bu, tamamen tecrübeyle alakalı bir durum."