Kapalıçarşı'da Kalcılar Han içerisindeki 10 metrekarelik atölyesinde, ortağı Cevat Taşdemir ile sosyal medyayı kullanarak Türkiye'nin dört bir yanından aldığı siparişleri yetiştirmeye çalışan kalemkar Tuncay Belen, işini büyük bir sevgi ve özenle yapıyor.

Mesleğe çırak olarak başladı

Kalemkar olan eniştesinin yanında 1977'de mesleğe başlayan Tuncay Belen, resim ve çizime olan ilgisi sayesinde bu işe yöneldiğini anlattı.

Belen, "Ortaokulda yaz aylarında geliyordum eniştemin yanına. Çırak olarak çalışıyordum. Resim yapmayı da seviyorum, kaleme hakimiyetim vardı. Sonra lisede notlarım düşmeye başladı. Ustalar dedi ki 'Bırak gel kalemkar ol.' Ben de dünden razıydım zaten. Geldim ve başladım, kalemkar oldum. Eniştem çok iyi bir ustaydı, ondan öğrendim. Ortağım var Cevat Taşdemir. Ona da ben askere gittiğim dönemde eniştem öğretti bu işi. Şimdi ikimiz birlikte bu işi yıllardır devam ettiriyoruz" dedi.

"Biz hakkakların devamıyız aslında"

Günümüzdeki kalemkarlığın kökeninin hakkaklık olduğunu belirten Tuncay Belen, şunları söyledi:

"Kalemkarlık da esasında hakkaklıktır. Fakat Kapalıçarşı'da kalemkarlık denmiş bu işe. Kalemkarlık normalde camilerde tavanlara, çinilere vesaire işleme yapanlara deniyor. Hakkaklık dediğimiz ise maden üzerine oymadır. Eskiden mühürler vardı kişilere özel, o mühürleri yapan kişilere Hakkak denirdi. Biz de onların devamıyız aslında. Fakat Kapalıçarşı'da kalemkar deniyor bize."

Kapalıçarşı'da çok iyi kalemkarların olduğunu fakat hem sayılarının azaldığını hem de yeni ustalar yetişmediğini vurgulayan Belen, "Yeni kalemkar bizim yanımızda yok maalesef, başka yerlerde de yeni kalemkarlar yetiştiğini sanmıyorum çünkü öyle çok usta kalmadı. Birkaç tane çok iyi usta var. Kapalıçarşı'da, beş altı kişi var ama yanlarında yeni gençler yetiştiğini sanmıyorum. Bizden başka bu işi her anlamda yapanların sayısı da çok az. Birkaç kalemkar var ama belli işler yapıyorlar. Yani desen atan desen atıyor, yazı yazan yazı yazıyor, hepsini birden yapabilen ustalar çok yok" dedi.

"Bu meslekte sabırla ilerlemek, pişmek gerekiyor"

Gelecek vadeden kalemkarlıkta başarılı olmanın sırrının işi sevmekten ve sabırlı olmaktan geçtiğini vurgulayan Tuncay Belen, "Bu mesleği gençlere öneriyorum. Fakat bu işi severek yapmak lazım, sevmezseniz yapamazsınız. Severek yaptığımız için de işlerimiz güzel çıkıyor. Zor ve sabır gerektiren bir iş. Bu işe kaleme hakim olan ve sanatı seven kişilerin yönelmesi gerekir. Kişi kendini zorlayarak kalemkar olamaz, belki olur ama başarılı olamaz. Bu mesleği yapabilmek için her şeyden önce sabır gerekiyor. Fakat yeni nesil pek sabretmiyor. 'Hemen öğreneyim, işe başlayayım hemen para kazanayım' diyorlar ama bu meslek öyle değil. Bu meslekte sabırla ilerlemek, pişmek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.