Sosyal izolasyon ve yalnızlığın beynimize etkileri

Sosyal izolasyona bağlı yalnızlık psikolojik sağlığımızı olduğu kadar fiziksel sağlığımızı da olumsuz etkiliyor.

Sosyal izolasyon ve yalnızlığın beynimize etkileri

2020 yılının Mart ayında neredeyse tüm dünya COVID-19 pandemisi nedeniyle karantinaya girdi. Pandeminin bir yılının dolmasına az bir süre kala sosyal izolasyon nedeniyle hayatımıza giren sessizlik salgınıyla da baş ediyoruz. Karantina ve sosyal izolasyon virüsün yayılmasını engellemek için gerekli olsa da akıl sağlığımız ve mutluluğumuz üzerinde büyük yan etkileri olan yalnızlık hissini de beraberinde getiriyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'ne göre sosyal izolasyon psikolojik hastalıkların riskini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda demansa yakalanma olasılığını da yüzde 50’ye kadar artırıyor. Dahası, sosyal izolasyon nedenli yalnızlık fiziksel sağlığımızı da etkiliyor. Bağışıklık sistemimizin fonksiyonelliğini azaltıyor; uyku bozukluğuna, kardiyovasküler hastalıklara, yüksek tansiyona, felçe, metabolik hastalıklara neden oluyor ve daha yaşlı nüfuslarda ölüm oranını artıran bir risk faktörü haline geliyor. Gelin birlikte sürekli bir şekilde sosyal izolasyonda olmanın ve yalnızlığın psikososyal ve nörolojik açıdan sağlığımızı nasıl etkilediğini daha iyi anlamaya çalışalım.

Mecburi sosyal izolasyon beyin aktivitesini nasıl etkiliyor?

Bu soru pandemi öncecisinde Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Beyin ve Bilişsel Bilim Bölümü'nden Dr. Livia Tomova ve sosyal izolasyonun insan beynindeki etkileri üzerine 18-40 yaş arası 40 kişiyle çalışma yapan meslektaşları tarafından yöneltilmişti. Amaçları sosyal etkileşim ihtiyacını hangi beyin bölgelerinin yönettiğini tespit etmek için deneysel olarak teşvik edilmiş bir sosyal izolasyon deneyimi yaratıp yaratamayacaklarını görmekti.

Katılımcılardan bir odada izole olmuş bir şekilde, medya araçları ya da etkileşime geçecekleri bir insan olmadan 10 saat boyunca kalmaları istendi. Aynı katılımcılar ayrıca 10 saat boyunca yemek yemeden durdu. Her katılımcıya başlangıçta, görevden sonra (10 saat sosyal izolasyon veya 10 saat açlık) ve bir işaretten sonra (sosyal işaret, yemek işareti, nötr işaret) fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) yapıldı.

Ağır bir sosyal izolasyon sürecinin ardından katılımcılara sosyal bağlılığı tetikleyen bir işaret verilmesi (en sevdikleri sosyal aktiviteyi yapan birtakım insanın fotoğrafı gibi) istekler ve ödüllendirmeyle ilgili olan dopamin ile harekete geçen ortabeyin nöronlarının aktivitesinin artmasıyla sonuçlandı. Bu bölge yiyecek isteği için harekete geçen bölgeyle aynıydı. Ancak bu bölge nötr bir işaret dahil olduğunda harekete geçmedi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner137