GÜNDEM

16 Yaş Altına Sosyal Medya Yasağı

Avustralya’da sosyal medya şirketlerinin 16 yaşından küçük bireylere hizmet vermesinin yasaklanması, dünya genelinde geniş yankı uyandırdı. Söz konusu düzenleme, çocukların dijital ortamda korunmasına yönelik atılan adımların küresel ölçekte yeniden değerlendirilmesine neden oldu.

Uzmanlar, sosyal medya platformlarının kontrolsüz yayılımı ve algoritmaların çocuklar üzerindeki etkisinin giderek daha fazla tartışma konusu haline geldiğine dikkat çekiyor. Gelişim çağındaki çocukların sosyal medya içerikleriyle yoğun şekilde karşılaşmasının; ruh sağlığı, özgüven ve sosyal ilişkiler üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabildiği belirtiliyor. Bu kapsamda birçok ülkede sosyal medya kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerine yönelik araştırmalar ve yasal düzenleme hazırlıkları sürüyor.

Araştırma bulguları, yoğun sosyal medya kullanımının çocuklarda kaygı, depresyon, dikkat dağınıklığı ve uyku sorunlarını artırabildiğini ortaya koyuyor. Ayrıca dijital zorbalık, sürekli kıyaslama ve çevrim içi baskının çocukların psikolojik gelişimini olumsuz etkilediği ifade ediliyor. Uzmanlar, bu tür etkilerin yalnızca bireysel değil, uzun vadede toplumsal sonuçlar da doğurabileceğine işaret ediyor.

Avustralya’da hayata geçirilen düzenlemenin ardından Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye’de de benzer önlemler yeniden gündeme geldi. Türkiye’de geçmiş yıllarda çocukların sosyal medya kullanımının sınırlandırılmasına yönelik çeşitli öneriler tartışılmış, ancak Avustralya’daki karar bu tartışmaların daha somut bir zeminde ele alınmasına yol açtı. Konunun artık yalnızca bir teknoloji politikası değil, aynı zamanda çocuk hakları ve toplum sağlığı meselesi olarak değerlendirildiği belirtiliyor.

Öte yandan bazı çevreler, yaş sınırlamasına dayalı yasakların ifade özgürlüğü ve dijital katılım açısından yeni sorunlar doğurabileceğini savunuyor. Buna karşılık uzmanlar, çocukların dijital ortamda karşılaşabileceği zararlı içeriklere karşı korunmasının öncelikli bir sorumluluk olduğunu vurguluyor.

Uzman görüşlerine göre, çocukların dijital dünyada korunmasına yönelik çözüm yalnızca yasal düzenlemelerle sınırlı kalmamalı. Ailelerin bilinçlendirilmesi, okullarda dijital okuryazarlık çalışmalarının artırılması ve sosyal medya platformlarının sorumluluklarının net şekilde tanımlanması da sürecin önemli unsurları arasında yer alıyor.

Avustralya’nın aldığı kararın, çocukların dijital ortamda korunmasına yönelik küresel politikaların şekillenmesinde önemli bir dönüm noktası oluşturabileceği değerlendiriliyor.