Kuzey Yarımküre ‘de 21 Aralık, yılın en uzun gecesi ve en kısa gündüzünün yaşandığı gün olarak kayıtlara geçiyor. Bu tarih aynı zamanda kış gündönümü olarak adlandırılıyor ve kış mevsiminin astronomik olarak başlangıcını ifade ediyor.
21 Aralık’ta Güneş ışınları, Oğlak Dönencesi ’ne dik açıyla geliyor. Bu durum, Kuzey Yarımküre ’de Güneş’in ufuk üzerinde kalma süresinin en aza inmesine neden oluyor. Dolayısıyla gündüz süresi yılın en kısa, gece süresi ise en uzun halini alıyor. Güney Yarımküre ‘de ise bunun tam tersi yaşanıyor; en uzun gündüz ve en kısa gece görülüyor ve yaz mevsimi başlıyor.
Bu önemli astronomik olayın ardından, 21 Aralık’tan itibaren Kuzey Yarımküre ‘de gündüzler her gün birkaç dakika uzamaya, geceler ise kısalmaya başlıyor. Ancak hava sıcaklıklarındaki artış hemen hissedilmiyor. Bunun nedeni, kara ve denizlerin geç ısınması olarak açıklanıyor.
21 Aralık, yalnızca mevsimlerin değişimini değil, doğadaki birçok sürecin de başlangıcını simgeliyor. Günlerin kısalmasıyla birlikte bitkiler dinlenme dönemine girerken, hayvanlar da kış şartlarına uyum sağlıyor. İnsan yaşamında ise bu dönem, daha uzun geceler nedeniyle günlük alışkanlıkların değiştiği bir süreci beraberinde getiriyor.
Tarih boyunca birçok uygarlık için de 21 Aralık ayrı bir önem taşıdı. Antik çağlarda günlerin yeniden uzamaya başlaması, karanlığın gerilemesi ve ışığın dönüşü olarak görülmüş; bu nedenle çeşitli ritüeller ve kutlamalar yapılmıştır. Günümüzde ise 21 Aralık, bilimsel yönüyle olduğu kadar doğa döngüsünü hatırlatan sembolik anlamıyla da dikkat çekiyor.
Kış gündönümü olarak bilinen bu tarih, her yıl olduğu gibi doğanın dengesini ve zamanın döngüsel yapısını bir kez daha gözler önüne seriyor.