Elazığspor Başkanı Ahmet Fethi Yılmaz kulüp binasında düzenlenen basın toplantısında Milliyetçi Hareket partisi Elazığ Milletvekili Semih Işıkver’in eleştirilerine cevap verdi.
Kulüp başkanı Yılmaz, Kastamonuspor maçının mağlubiyetini üzüntüsünü yaşadıklarını belirtirken, Milletvekili Işıkver’in açıklamalarının durumu daha da zorlaştırdığını söyledi.
Başkan Yılmaz, “Ölürüm Türkiyem” şarkısının çaldırılmamasıyla ilgili tartışmalara değinirken, “Bizim hiçbir yöneticimizin, kulüp müdürümüzün ya da benim bu olaydan haberim yoktu. Organizasyonu yapanlar, bizi değil sunucuyu arıyor. Muhatap alınmadan sorumlu gibi gösterilmemiz kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Seza Çimento Elazığspoır kulüp başkanı Ahmet Feti Yılmaz’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
Şöyle bir durum var: Dahil olmadığımız bir durumdan dolayı, hiçbir yöneticimizin ve benim haberim olmadığı bir olaydan suçlanmak bizi ziyadesiyle, hakikaten üzmüştür.
Koreografi gerçekleştiriliyor ve bunun üzerinden bir müzik isteniyor. Ancak aranması gereken kulüp müdürümüz, ben veya yöneticilerimizin hiçbiri aranmıyor. Stand görevlilerinden, ses düzeninde çalışan sunucu arkadaşlarımızdan biri aranarak bu organizasyon gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Maalesef herhangi bir aksilik oluyor ve biz de bunu maç sonrasında duyuyor, öğreniyoruz.
Yani biz muhatap alınmadan bir organizasyon gerçekleştiriliyor. Biz, sonradan duyduğumuz bir olaydan dolayı — müdahil olmadığımız bir olaydan dolayı — eleştirilmekten gerçekten kırılıyor ve üzülüyoruz.
Böyle bir durumda tabii konuşulacak çok kelime bulunur ve söylenir ama müdahil değiliz. Bunu tüm kamuoyuna, sizin nezdinizde söylemek isteriz.
Bir komplodan bahsediliyor. Hiçbir zaman literatürümüzde olmayan, asla dahil olmayacağımız, müsaade etmeyeceğimiz bir durum bu. Bu işlerin içinde olmayız. Biz Elazığ’ı şampiyon yapmaya, Elazığspor Kulübü’ne hizmet etmeye geldik. Bizim işimiz bu değil. Biz taraftar gruplarına sadece ve sadece bilet desteğinde ya da deplasman desteğinde oluruz. Bizim işimiz yönetmektir ve bunu da ziyadesiyle iyi yaptığımızı düşünüyoruz. Çünkü bizim tavrımız bu, tarzımız bu.
Gelirken ben ve arkadaşlarım bunun için oturup konuşmuştuk ve bunun sözünü birbirimize vermiştik. Hep beraber gideriz, bunun mücadelesini veririz.
Ama yok. Kulübün kapısı bir daha çalınmamıştır. Siyasileriyle, bürokratlarıyla, halkıyla, iş insanlarıyla bir logo oluşturulur; bu çağrıyı sizlerin nezdinde defalarca yapmışızdır.
Bahçesi olmasına da müsaade etmeyiz. Olmadı, bizim dönemimizde de olmayacak.
Bahsedildiği üzere, Sayın Belediye Başkanımız Şahin Şerifoğlu sporu çok seviyor. Yıllardır da bu kulübe desteğini esirgememiştir. Bu kulüp ligden düşmek üzereyken omuzlanmıştır. Spor kulübüne de desteğini vermiştir, hâlen daha da vermektedir.
Ki bu tür kurumların, halkın takımı olan spor kulüplerine destek vermesi zorunluluğu sadece belediyenin değil; şehirdeki tüm kurumların hassasiyet göstermesi gerekir.
Bunu yaparken de sadece belediyeden değil, malumunuz, kendi cebinden de destek vermiştir. Ben de kendi cebimden, yönetim kurulumuz da kendi cebinden geçen sezon bu kulübe 25 milyon lira bağışta bulunmuştur. Dahası da var ama bunları burada ifade etmek istemiyorum.
O dönemde yöneticilik, basın sözcülüğü yaptım. Sizlerle defalarca karşı karşıya geldik. İki yıldır da başkanlık yapıyorum. Yapma niyetinde değiliz. Yapanların da, yapmak isteyenlerin de her zaman karşısında olacağız, bu böyle bilinsin.
Biz böyle bir şeyin içerisinde olmayız. Lügatımızda komplo yok. Bizim o söylenen kelimelerle işimiz olmaz. Biz öyle insanlar değiliz.
Bizim tarzımız bu; beğenilir, beğenilmez ama biz nezaketten, zerafetten ve naiflikten hiçbir zaman ödün vermeyeceğiz.
Bizi bu kavga kulvarına çekmek isteyenlere de “dur” diyeceğiz. Biz kavga ederiz, sıkıntı yok. Kavgadan korktuğumuzdan değil, yanlış anlaşılmasın. Biz oturduğumuz koltuğun şerefini, haysiyetini ve ağırlığını bilen insanlarız. Herkesin de bunu bilmesini isteriz.
Sizlerin de soracak soruları varsa, buyurun.