SAĞLIK

Fırat Üniversitesinden Önemli Konferans

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından “13 Eylül Dünya Sepsis Günü” dolayısıyla farkındalık eğitimi verildi.

Nabzın ve solunumun hızlanması, ateşin yükselmesi, genel bitkinlik hali, son günlerde bu tür şikayetleriniz mi var? Sıkça karşılaştığımız bu belirtiler, çok ciddi hatta ölümcül olabilecek hastalığın belirtileri olabilir. Sepsis adı verilen bu hastalığı birçoğumuz Nejat İşler’ in adıyla duyduk, okuduk.

Fırat Üniversitesi tarafından “SEPSİS Eğitim Paketi Sunumu” düzenlendi. Programda, farkındalık, tanı ve tedavi hakkında bilgiler verildi.

Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Beştaş, SEPSİS eğitim toplantılarının Türkiye genelinde düzenlendiğini belirterek SEPSİS hastalığının dünya sağlık örgütü önemli hastalıklar listesine alındığını dile getirerek, “Farkındalığı arttırmak için toplumun bu konuda hassasiyetini arttırmak için öncelikle hekimler ve sağlık elemanlarına bir eğitim yapıldı. Bu toplantı bugün Türkiye’nin elliden fazla ilinde sabah yediden itibaren devam ediyor” ifadelerini kullanarak bu toplantıların gerçekleşmesinde katkısı olan üniversite rektörlüğüne teşekkürlerini bildirdi.

Modern Tıbbın Yoğun Bakımı

“Sepsis modern tıbbın yoğun bakımı” ifadelerini kullanan ve Türkiye’deki 52 vilayette eğitimlerin gerçekleştiğini dile getiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kazez, “Genç arkadaşlarımızın bu toplantıdan çok fazla istifade edeceğini düşünüyorum. Gerçekleştirilen bu farkındalık eğitiminden dolayı da Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Beştaş ve Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Demirel’e teşekkür ediyorum” dedi.

Program, Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Demirel’in sunumuyla devam etti.

Sepsis Nedir?

Sepsis (kan zehirlenmesi), bir mikrobun kanda ya da dokularda çoğalması sonucunda ortaya çıkan vücuttaki hasar halini ifade eder. Sepsis, hayati risk taşıyan  bir enfeksiyondur ve yoğun bakım ünitelerinde ölümlerin en önemli sebebidir. Kana bakteri veya toksin karışmasıyla oluşan sepsis vakalarının sadece %50’isinde enfeksiyon etkenlerini tespit edilebilmektedir.

Neden Olur?

Sepsis vakaların %40’ı akciğer enfeksiyonuyla başlamakla birlikte idrar yolları enfeksiyonu da önemli bir etkendir. Derideki bir yarada mikrop kapma nedeniyle enfeksiyon meydana gelmesi, apsenin patlaması sebebiyle iltihabın kana karışması, boğaz enfeksiyonu ve bağırsak iltihabı nedeniyle de septisemi oluşabilir. Uzmanlara göre diş iltihabı bile sepsise neden olabilir.

Özellikle ağır ameliyatlar sonrasında veya kemoterapide bağışıklık sisteminin zayıflaması halinde belli bir bölgedeki enfeksiyonun tüm vücuda yayılma olasılığı fazladır. Bakteriler kan dolaşımına girdikten sonra art arda organlara bulaşır ve zincirleme bir reaksiyona yol açarlar. Vücut, bakterilerin yayıldığını anladığında granülositler, monositler, makrofajlar ve bağışıklık hücrelerini harekete geçirir. Bağışıklık hücreleri, yoğun miktarda TNF-Alfa ve IL-1 gibi uyarı maddeleri üreterek reaksiyonu kontrolden çıkarırlar. Akyuvarlar, bakterileri öldürmeye yardımcı olan zehirler (lökosit) salgılar. Fakat bu maddeler vücudun her yerindeki damarlara zarar verir, sıvı dokuya akar ve damarlar genişler. Kalp, düşen kan basıncını yükseltmek için daha fazla çalışır. Nabız yükselir, dolaşım sistemi çöker ve septik şok görülür. Organlara  kan ve oksijen gitmediği için böbrekler, bağırsaklar, karaciğer, akciğerler iflas eder ve hasta yaşamını yitirir.

Bazen vücut, enfeksiyona karşı koyabilmesine rağmen, enfeksiyona yol açan bakterinin salgıladığı toksinin kan dolaşımına girmesini önleyemez. Bu durum, kan zehirlenmesinin diğer bir çeşidi olan toksemiye sebep olur. 2 tür toksin mevcuttur. Biri bakteriler tarafından salınan toksin, diğeri ise  bakterinin  akyuvarlar ve antibiyotik tarafından tahrip edilmesi nedeniyle, bakteri hücrelerinin içinde doğal olarak bulunan toksinin kana karışmasıdır. Toksemi durumunda hasta genellikle antibiyotik kullandıktan sonra ilacın iyi gelmediğini belirtir. Ancak bunun asıl nedeni ilaçtan çok, toksinlerin salınmasıdır.

Nasıl Tedavi Edilir?

Klinik ve mikrobiyolojik verilerin hızlı ve dikkatli incelenmesi sonucunda geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine başlanır. Tedavi süresi klinik yanıt ve patojene bağlıdır. Hasta şokta ise kan dolaşımı düzenlenmesi, sıvı verilmesi ve yapay solunum gibi yoğun bakım programı uygulanır. Tokseminin tedavisi ise daha zordur. Antibiyotiklerle bakteriler öldürülebilir, fakat toksinlerin antitoksinlerle etkisiz hale getirilmesi gerekir. Hastanın nasıl bir reaksiyon göstereceği bilinemeyeceği için çok dikkatle kullanılmaları gerekir.