Eğitimde uzun bir aradan sonra yeniden yüz yüze eğitime geçilmesi için hazırlıklar sürerken, Milli Eğitim Bakanlığı görevine Mahmut Özer'in atanmasıyla beraber bu konuda bir değişikliğin söz konusu olup olmadığı da merak konusu oldu.

Bakan Özer ise bakanlık koltuğuna oturmasının ardından yaptığı ilk açıklamada; "İlk önceliğim; gerekli tüm tedbirleri alarak okulları tıpkı pandemi öncesinde olduğu gibi yüz yüze eğitime hazır hale getirmektir." şeklindeki sözleriyle müjdeyi verdi.

”KAPALI TUTMAK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK”

Bakan Özer, açıklamasının devamında ''Büyük bir sorumluluk üstlendiğimin farkındayım, eylül ayında okulları açmak için ne gerekiyorsa yapacağız, artık kapalı tutmak gibi bir lüksümüz yok.''' dedi.

50 BİNDEN FAZLA OKUL BELGESİNİ YENİLEDİ

Öte yandan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile yürütülen "Okulum Temiz Belgesi" standartlarıyla ilgili denetim süreci de başladı. 4 bin 500'den fazla denetçi tüm okulların koşullarını büyük bir titizlikle izleyip gerekli önlemlerin alınması yönünde uyarıda bulunuyor.

Şu ana kadar 51 bin okulun 20 bine yakını belgesini yeniledi.

GEÇİŞ MÜFREDATI ÇAĞRISI

Okulların 6 Eylül'de eğitime açılmasına ilişkin hazırlıklar ve çalışmalar aralıksız devam ederken yüz yüze eğitimin bir geçiş müfredatı ile başlaması noktasında çağrıda bulunan Eğitim Uzmanı Turgay Polat ise bu uygulama ile pandemiden kaynaklı eğitimde ortaya çıkan uzun aranın ancak toparlanabileceğine vurgu yapıyor.

EN BÜYÜK TEHLİKE: OKUL TERKLERİ OLABİLİR

Kendisinin ve dünyadaki tüm eğitimcilerin en korktukları şeyin yüz yüze eğitimlerin başlaması ile birlikte ciddi derecede okul terklerinin ve okul redlerin yaşanması olduğuna da değinen Polat, ''Bu sıkıntı bizi çok net bir şekilde bekliyor. Bu çağın çocukları okula gitmeden de eğitim yapabileceklerine ilişkin bir inanç geliştirdiler. İkincisi bu çocuklar okula gittiklerinde kaldıkları yerden devam edemeyecekler. Akademik olarak yürütemeyecekler.'' diye konuştu.

Küçük yaşlarda okul reddinin büyük yaşlarda ise okul terklerinin kendilerini en çok korkutan ihtimal olduğunun altını çizen Polat, sözlerini şu şekilde sürdürdü;

TÜM DÜNYA BUNDAN ENDİŞE EDİYOR

''Bizim oturup bu çocukları okula nasıl başlatacağımızı konuşmamız lazım. Yani biz zili çaldık okulu açtık dediğimizde bu çocuklar okula gitmeyecekler. Gittiklerinde aynı sistemi çok da rahat kabul etmeyecekler. Biz böyle bir tablo karşısında ne yapacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Bu konuyu bizim oturup ciddi ciddi paydaşları ile tartışmamız lazım. Bu çocuklar okula gittiğinde 'Öğretmenim ben evde oturayım siz bana dersi anlatın' dediğinde biz ona ne diyeceğiz. Çok büyük sorun ile karşı karşıya kalabiliriz. Tüm dünya bundan endişe duyuyor eğitimciler ise bunu tartışıyor.''