Harput’un geleceği için oldukça önem arz eden UNESCO çalışmalarında en önemli aşamaya gelindi. Bu kapsamda Fransa’nın Başkenti Paris’te tanıtım toplantısı düzenlendi.

Tanıtım toplantısında Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Pierre Pinon, Görkem Gül Duman ve UNESCO Nezdinde Daimi Temsilci Büyükelçi Altay Cengizer Harput’u anlattı. 

UNESCO binasında yapılan toplantıya,  Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz ve Elazığ’dan giden heyetin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçisi  İsmail Hakkı Musa, Paris Başkonsolosu Barış Tantekin, UNESCO Temsilcileri, Dünyaca Ünlü Bilim Adamları, Araştırmacılar, Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı Başkanı Mehmet Çağlar, Vakıf Yönetim Kurulu Üyeleri, Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık ve çok sayıda işadamı katıldı. 

Başkan Yanılmaz: Harput Açık Hava Müzesi Şeklindedir

Toplantıda konuşma yapan Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, Harput hakkında bilgiler verdi.

Başkan Yanılmaz, konuşmasında, "Osmanlı hâkimiyeti döneminde Harput Basra ve Bağdat’tan gelip Malatya yönüne istikamet eden ticaret yoluydu. Demircilik ve bakırcılık çok gelişmiştir. Harput bir eğitim merkezdir. Eğitim kurumları açısından geçmişten bugüne önemli olmuştur. Amerikan ve Fransız okullarının varlığını görmekteyiz. Bunlar 7 adettir. İstanbul’dan sonra kolejin kurulduğu ilk merkezdir. Harput kalesi Urartu krallığı tarafında kurulmuş Perslerin hâkimiyetine girmiş. M.S. 11 yüzyılda Sasani, Bizans, Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Meryem ana kilisesi en eski mabetlerden biridir. M.S. 179. yıllarda inşa edildiği sanılan bu binanın ilk olarak putperestlerin putlarının sakladığı yer olarak kullanılmıştır daha sonra kiliseye çevrilip ibadet yeri olmuştur.Buzluk mağarası, buzluk taşı denilen kayalıklar arasında görülmeye değer turizm harikasıdır. Kışları sıcak yazları soğuktur. Ulucami 1156 yılında yapılmış ayakta kalan en eski camidir. Özelliği Pisa kulesinden daha eğik oluşudur. Kökeniyle, kültürüyle, sanatıyla, hamamlarıyla, türbeleriyle, camileriyle tarihi antik bir açık hava müzesi şeklindedir" dedi...

BİLİM İNSANLARI SUNUM YAPIYOR

Başkan Yanılmaz'ın konuşmasının ardından Bilim İnsanlarının Harput'la ilgili sunumları başladı...

Konuşmacı Görkem Gül Duman, "Restorasyon projesi bittikten sonra açık hava müzesi olarak halka açılacak. Tüm çabalarına rağmen eski kente dönüştürme çabalarında istisnalar var. Harput arkeolojik çalışma yapılması gereken birinci derece sit bölgesi. Restorasyon çalışmalarından birkaç yıl geçtikten sonra sokakların restore edilmesinin son derece önemli olduğunu gördük. Tüm eski belgeleri inceledik. Örneğin bir magazin dergisinin Harput’la ilgili sayısını gördük. Bu çalışmalar sırasında terke dilmiş kitaplara ulaştık. Bunları sınıflandırdık ayırdık temizledik. Elazığ kütüphanesine devrettik kitaplar bakımsızlık, rutubet yüzünden çok kötüydü" ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Pierre Pinon, "Bu kadar eski bir kilisenin nasıl otele dönüştürülebileceğini anlayamıyorum. Aklımın prensiplerine aykırı. Ümit ediyorum ki çalışmalarınız devam edecektir.Yapı kredi kurucusu, Gabriel’in yakın arkadaşıydı ve İstanbul’da sergi açtı" dedi. Türkiye’den sokakların, evlerin ve Türk köylülerin yer aldığı fotoğrafları paylaşarak fotoğraflar hakkında bilgi verdi. Prof. Pierre,  Gabriel’in resimlerini paylaşarak bunlar hakkında bilgi verdi. Gabriel’in resmini yaptığı yerler arasında Kayseri, İzmit, Hasankeyf, Amasya var. Pierre Gabriel’in camilere ilgi duyduğunu söyledi. Bursa’nın şehri planın yapmaya çalıştığını iletti.

Prof. Dr. İlber Ortaylı yaptığı konuşmada, “Benim için burada huzurunuzda bulunmak benim için bir onur. Elazığ gerçekten çok ilginç bir şehir. Çok önemli, natürel bir şehir.

Anadolu ile ilgili muazzam açıklamalar var. Örneğin Fransız edebiyatını örnek alırsak, bazı yanlış şeyler yazılmış. Türkiye ile ilgili seyahat anlamında yazılmış olanlar var. Albert Gabriel’in ki harika onun çalışmaları ile karşılaştırılamaz.

Türkiye ve Fransa’yı sevenler için Albert Gabriel önemli bir seyyahtı. Atmosferi yakalayabilmiş. Türkiye’nin atmosferini ülkenin atmosferini yakalayabilmiş. Seyyah konusunda Albert Gabriel, Goethe gibi. Goethe’deki aynı gücü, havayı Gabriel’de görebilirseniz. Türkiye’deki gelenekselliği muhafazakârlığı anlamış. Bu son derece önemli.

“Fransız Büyükelçisi Bonaparte, ‘Türkiye için çok seçkin bir ülke, yatırımlarımızı Türkiye’de devam ettirmeliyiz.’ demiş”

İlginç bir Fransız vardı. Fransız Büyükelçisi Bonaparte. Herkesin, jön Türklerin dostu olmuş. Suriye için haydutlar için bir ülke demiş. Türkiye için de çok seçkin bir ülke demiş. Yatırımlarımızı Türkiye’de devam ettirmeliyiz demiş. Kütüphanemizde Türk edebiyatın çok önemli el yazmaları var. Bunu Fransız büyükelçiye borçluyuz.

Gabriel; ressam, mimar, edebiyat adamı aynı zamandan tarihi binalara sağlam yaklaşımı var. Sıkı bir koleksiyoncu.

“Harput ile ilgili olarak Evliya Çelebiyi okumak lazım. Gabriel’i okumak lazım”

Harput’a ilk gittiğim zaman 1965 yılında gitmiştim. Harput 4 tane tepe üzerine kurulmuş bir kent. Harputla ilgili olarak Evliya Çelebiyi okumak lazım. Gabriel’i okumak lazım.

Ortaylı, Konya’daki kervansaraylardan da bahsederek, “Türkiye’de sanat tarihi çok geç başladı. Belge üzerinde çalıştılar” dedi.

“ Harput 16. Yüzyılda çok önemli uluslararası bir kavşaktı”

Ortaylı konuşmasına şöyle devam etti: “Harput 16. Yüzyılda çok önemli uluslararası bir kavşaktı. Harput’ta 19. Yüzyılda başka bir gelişme oluyor. 19. Yüzyılındaki en önemli okul Amerikan koleji. Modern ermeni okulu Harput’ta açılmış. Modern bir ermeni toplumu oluşturmaya başlamış. Bu okullar tabi zaman içerisinde önemini yitirmişler. Cumhuriyet döneminden sonra. Uluslararası kavşak olmaktan çıkmış. Ama önemli yapıtlar bulunuyor. Önemli olanların altı çizildi zaten. Manastırlar ve kiliseler.

 

 

“Harput yeni bir dünya kapıları açabilir”

Diyarbakır 19. Yüzyılın sonunda her topluluktan insanlar bulunuyordu. Uluslararası bir yerdi. Müslümanlar şafiler, sunniler, Museviler, Katolikler, Protestanlar herkes bulunuyordu. Bütün toplulukların oluşturduğu bir yer. Harput da bunlardan biri Diyarbakır gibi.

Harput’ta restorasyonu başarabilirsek bu tip bulgulara ulaşabiliriz. Harput yeni bir dünya kapıları açabilir.

Ortaylı İstanbul için ise, “İstanbul gerçek imparatorluk kentiydi. Dünyanın son roma imparatorluğuydu. Roma imparatorluğunun mirasçısıydı” ifadelerini kullandı.

“Hiç biri bize bir Gabriel veremedi. Birçok şeyi yıktılar. Harput için aynı şeyi göz önünde bulundurmak lazım”

“Gabriel, için tek bir söz söyleyebilirim” diyen Ortaylı, “Keşke aramızda olsaydı. Çünkü İstanbul’un restorasyonu çok kötü başladı. Keşke Gabriel aramızda olsaydı. Akademisyen, mimar, profesör o kadar insan vardı. Hiç biri bize bir Gabriel veremedi. Birçok şeyi yıktılar. Kimse buna engel olmadı. Gabriel orada olmalıydı. Gabriel keşke bizden biri olsaydı. Harput için aynı şeyi göz önünde bulundurmak lazım.

“Karşılıklı anlayışa ihtiyaç duyulan çağdan geçiyoruz”

Altay Cengizer ise, “Karşılıklı anlayışa ihtiyaç duyulan çağdan geçiyoruz. Bugün hem Harput’umuzu hatırlamak ve onun önündeki perspektifleri açmak ve Gabriel gibi entelektüelin anılmasını gerçekleştirdik” diye konuştu.

“Diplomatik olarak bizim katkılarımız önemlidir”

Büyükelçi İsmail Hakkı Musa da, “Burada edindiğimiz bilgilerin dışında yapacağımız birçok iş var. Gabriel’in çalışmalarını geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda bize güvenebilirsiniz. Tarihsel bir takım açıklığın kazanılması gerekiyor. Biz tarihin içinde yüzyıllar boyunca yolculuğa çıkmışız. Bu çalışmalar birbirini tamamlayıcı olmalıdır. Diplomatik olarak bizim katkılarımız önemlidir. Paris’te Fransa’daki başka toplantılarda kendisin konuşmalarını duymaktan mutluluk duyacağız” ifadelerini kullandı.

İlber Ortaylı, Harput ve Diyarbakır’ın Önemli Şehirler Olmasını Karşılaştırmalar Yaparak Şöyle Anlattı:

“Diyarbakır kocaman vilayetin merkezidir. Diyarbakır bölgede Halep, Şam, Bağdat’tan sonra gelir. Musul kadar önemlidir. Çok kozmopolittir. Diyarbakır’da din çeşitliliği var. Harput böyle değil. Harput’ta Müslümanlar çoğunlukta. Ama dediğim gibi Harput yol üzerindedir. Burada Ermeniler çok önemliydi. Tarım çok gelişmişti. Hayvancılıkta geçilmişti. Tarım çok yaygındı. Harput’un birçok doğu Anadolu kentine özgü özelliklerini söyleyebiliriz. Ama bütün bunlara karşın Harput kavşaktı. Farklı bir atmosferi vardı. Farklı bir yaşam biçimi vardı.

Benim 60’larda gittiğimde dikkatimi çeken terzilerin oluşuydu. Bu terziler Türk giysileri dikiyorlardı. Harput’ta sadece Türkler değil Ermenilerde vardı. Dışa vurulmuş bir ermeni hayatı vardı. Çarpıcı bir yaşamın bulunduğu bir kentti. Elazığ Harput’a yakındır. Sultan Abdülaziz kenti de denir. Aynı yapıya, özelliklere sahiptir. Doğu Anadolu’nu tipik kentleridir. Basit bir belde değildir. Doğu Anadolu emperyal bir özelliğe sahiptir. Bütün bu özellikler birlikte var olmaktadır. Orta İran’ı incelemeden anlamadan Türkiye’nin bu kozmopolit özelliklerini anlamamız mümkün olmaz. Burada insanlar nasıl bir arada bulunmuş. Resimlerden anlamak mümkün değil. Geçmişin Türkiye’sini de, İran’ı da anlamalısınız.

 

 

“Türkiye’nin o zaman ki Şairi Harputluydu”

Altay Cengizer yaptığı konuşmada, “Osmanlı imparatorluğunun yeni değerler ürettiğini görmemiz lazım. Osmanlı içindeki çeşitliliği de bilmemiz lazım. Aynı zamanda anlamamız gereken geçmişin nasıl olduğu. Ve geleceği kurabilmek için daha yaşanılabilir bir gelecek kurmak için bunları bilmemiz lazım” dedi.

Harput, sadece tarihsel değil daha çok aydınların, entellektüellerin, sanatçıların da şehri. Her akşam şiir okunurdu. Türkiye’nin o zaman ki şairi Harputluydu. Harput daha da önemli yer kazandığında bunlar gündeme gelecektir.

“Gabriel, Diyarbakır’daki surların yıkılmasını önlemiştir”

Prof. Dr. Pierre Pinon da, “Gabriel, Diyarbakır’daki surların yıkılmasını önlemişti. O dönem devlet, surları yıkarak kenti denetim altında tutmak istiyordu. Gabriel engel olmuştur. Koruyucu kanunlara yönelik çalışmalarda bulunmuştu. Diyarbakır’da Gabriel’in birçok anıları var. Şeyh Said isyanındaki dönemlerde. Gabriel köprülerin, surları yıkılmasını önlemiş oluyor.

“Gelecek Sene Toplantıya Devam Ederiz”!!!

Daha sonra Altay Cengizer, Harput ile ilgili maraton sürecinin ne zaman sonuçlanacağı sorusunu ise şöyle cevapladı: “Bu imtihana girmek. Buradaki mesele öz disiplin. Belirli hedef önünüze koyarsanız gerekli disipline yönlendirir. Unesco son derece dikkatli davranıyor. Unesco önemli bir örgüt. Kültür içinde yaşarsanız. Kültürel değerleriniz yüzyıllar kalır. Unesco dünyadaki 5 markadan biri. Türkiye bundan daha fazla faydalanmalı. Türkiye’deki her şehir çok şey bulabilir. Elazığ özelliği var. Çok derinler giden bir merkez olmasıdır. Siz kendinizi anlatmadan kimse sizi bilmez. Siz kendinizi anlatmalısınız. Gelecek sene toplantıya devam ederiz. Daha derin bir tartışmaya gitmemiz sağlanacak. Belirli ölçütler kıstaslar dahilinde çalışmalar yaparız. Bu bir hükümet kararıdır. Türkiye’de hangi şehrin dünya miras listesi için de çok güçlü dosya hazırlamış olması gerekir. Sorulara iyi cevap verecek kadro olması lazım. Kültür ve turizm bakanlığı kendi üstüne düşeni yapıyor. Sonra bizi talimatlandırmaları gerekir. Bu bir propaganda toplantısı değil.”

“Elazığ medeniyetler geçididir”

Son olarak Elazığ Belediye Başkanı Yanılmaz, böyle bir toplantıda fikirlerini ifade ettiğinden dolayı teşekkür ederek, “Harput değişik dinlerin, ırkların, mezheplerin, dillerin yaşadığı medeniyetler geçidi. Birlikte yaşam kültürünü ortaya koymuş illeriz. Bugün hala öyleyiz. Harput aynı zamanda bir kültür musiki şiir makale şehri. Bundan 24 yıl önce başlayan uluslararası Hazar Şiir akşamları kesintisiz olarak devam ediyor. Bu yıl 25.’si yapılacak. Meşhur şairlerimizden Fikret Memişoğlu’nun doğumunun 100. yıl dönümünde andık. Esat Kabaklı Elazığ’ın yetiştirmiş olduğu değerli bir sanatçı. Harput’u yenileme alanı ilan ettik. Bütün bunlar UNESCO’ya girmek isterken yapılması gereken çalışmalardır. Bu çalışmaların adımı atıldı. Fırat üniversitesi ile Harput’taki kitabelerin, mezarların okunması için çalışma başlattık. Sokak sağlıklaştırılması çalışmasını da İstanbul Üniversitesi ile birlikte yapıyoruz. Yurt içinde, yurt dışında bu tür çalışmalara destek veriyoruz. Bu maratonda Elazığ belediyesi bütün sorumlulukları üstlenerek yoluna devam edecek.

Toplantıdan fotoğraf kareleri..