TY Elazığspor – Boluspor maçı sonrasında istifa eden TY Elazığspor Teknik Direktörü Hüseyin Kalpar Kanal Fırat Televizyonunda canlı olarak yayınlanan Kanal Fırat ve Kanal E Spor koordinatörü Coşkun Kamaç’ın hazırlayıp sunduğu “Maraton” programına telefon ile bağlanarak önemli açıklamalarda bulundu.

Teknik Direktör Kalpar, Çarşamba günü Elazığ’a gelip, yönetim kurulu ile görüşerek, Elazığspor’dan ayrılacağını ve veda edeceğini belirtti. Hüseyin Kalpar futbolcular ile helalleşerek Elazığ’dan ayrılacağını ifade etti. Kalpar görüşmelerden sonra bir basın toplantısı da düzenleyeceğini ifade ederek ayrılışı ile ilgili de kamuoyuna bilgi vereceğini belirtti.

İşte Kalpar’ın “Maraton” programındaki açıklamaları şöyle;

“AYRILMA KONUSUNDA YÜZDE 100 KARARLIYIZ”

Hüseyin Kalpar, “Ben özellikle maçtan sonra Veysi Bey ile görüştüm. Bugün de Veysi Bey ile görüştüm, Veysi Bey’de Başkan ile görüştü. Gerekli şeyleri Veysi Bey ile konuştuk, Çarşamba günü de gelip veya Perşembe sabah olur, noter nezdinde de olur tahmin ediyorum. O şekilde görevimden müsaade isteyeceğim. Onlarla da daha önceden görüştüğümüz için her şey uygun. Önemli olan Elazığspor’un başarılı olması. Biz bu zamana kadar hizmet ettik iyisiyle, kötüsüyle vicdanen çok rahat olduğumu, sıkıntılı günler yaşadık sizler de biliyorsunuz. Bu sıkıntılı günlerde buraya kadar gelebildik. Tekrar şunu da söylemek isterim. Tam manasıyla şans bitmiş değil. Şans 4 maçın sonucuna göre değerlendirebilir. Altınordu’nun 49 puanı var, diğerlerinin 50 puanı var. Yani Altınordu yakalanabilir, 2 maç kaybettiği zaman Altınordu, 2 maçta Elazığ kazandığı zaman 1 puan öne geçer şans yine olur. Tabi ki eğer birinci düşünce Play-Off ise bu şanslarının olduğunu söylemek isterim Elazığspor’un. İnşallah bunu gerçekleştirirler. Benim temennim o olur. Ama ayrılma konusunda yüzde 100 kararlıyız yani. Bana düşen görevler ne ise onu yapmaya her zaman her şekilde hazır oldum. Zaten hazır olduğumu da söyledim onlara” ifadelerini kullandı.

“HAK EDİP DE OYNAMAYAN HİÇ OYUNCU KALMADI”

Oynamayan oyuncular hakkında açıklamada bulunan Teknik Direktör Kalpar, “Bunlar oynadığı zaman öbürleri yedek kalacak. Bir defa oynarken oyuncu kendisi oynar, kendisi oynamadığı zaman hoca mı oynatmıyor şeklinde düşünülüyor. Bu zamana kadar hak edip de oynamayan hiç oyuncu kalmadı. Şimdi tek tek size 11 kişilik bir kadro yapın desek ayrı ayrı kadro yaparsınız. Biz günlerce ve o hafta içerisinde kimden ne kadar verim alırız diye düşünüyoruz. Size soruyorum ben Murat oynar mı? oynar stoper de. Normal şartlar da oynar mı? Oradaki arkadaşlara da soruyorum. Sezgin hep oynadı mı? Mehmet’te oynadı. Bunların bunun üçünden ikisi oynayacak mı? İkisi oynuyor doğru mu? Kim oynamaz ise trip mi yapması lazım. Bu tribi kime yapıyor? Haydi, bana yapıyor, kulübe yapıyor, arkadaşlarına yapıyor ya. Yazık değil mi? trip yaptığı zaman arkadaşlarına hakaret etmiş olmuyor mu? Kim yaparsa. Artı orta sahada Muhammed İldiz oynadı geçen hafta da oynadı, iyi de oynadı. Sonradan oyuna soktuk iyi oynayan bir Muhammed İldiz idi. Bundan önce de hep onlar oynuyordu zaten. Elmar oynar mı dediğimizde herkes Elmar oynar der. Muhammed İldiz’i oynattık. Tatos’u soruyoruz oynar mı? Herkes 1 numaralı oynaması lazım der. Demek istediğim birilerinin oynaması değil, açıkçası yaşamak önemli. Ekip ruhunu yaşamak önemli. Yani şu anda söylediğiniz isimler kilit yapıyor ise bu önce kendilerine zarar verirken, kulübe de camiaya da zarardır. Çok çirkin bir şey, çok ayıp bir şey, uygun olmayan bir şey. Hele hele böyle maçlar tam manasıyla sarılması gereken maçlar. Tam manasıyla camiayı düşünmesi gereken maçlar. Arkadaşına saygı göstermesi, o takımı sevmesi gereken maçlar. Şimdi sen böyle bir duruma gelmişsin ben oynamıyorum diye trip yapıyorsun buda kime zarar verir? Tabi ki Elazığspor’a zara verir. Tabi ki o arkadaşlarına sen hak etmiyorsun, ben hak ediyorum demeye geliyor bu. Herkes oynamak ister, niye 25 kişilik kadro oluşuyor? 11 kişi oynatacaksın. Yani demek istediğim Messi’de yedek kalıyor. Demek istediğim şu ekip ruhunu yakalayabileceksin, takım ruhunu her zaman ön planda tutacaksın ve birilerinin oynaması çok önemli değil. Takımın kazanması önemli” şeklinde konuştu.

“ŞEKİL İTİBARİ İLE DE BÖYLE BİR KİLİTLE KARŞI KARŞIYA KALDIM”

Kalpar, “Kocaman bir şehri temsil ediyor. Ve o şehre bu tür hareketlerin yakışmadığını söylüyorum. Hiçbir profesyonel futbolcuya da bu gibi olayların uygun olmadığını söylüyorum. Bunun size çok büyük zarar verdiğini söylüyorum. Kesinlikle bunu kabullenemiyorum ben. Ben bu tarz bir hoca olmadım, bu tür oyuncularla da hiçbir zaman şeyim bağdaşmadı. Şekil itibari ile de böyle bir kilitle karşı karşıya kaldım. Buda beni çok yordu, çok rahatsız oldum ve ısınmaya çıktığında takımım Veysi’yi yanıma aldım, kulübe de otururken, ısınırken onların hal ve hareketini gösterdim onlara. Hatta Eray diye bizim elemanımız var kardeşimiz, ona da gösterdim. Şunlara bak dedim. Siz de belki tribün den görmüşsünüzdür. Elazığspor’a katkı böyle mi sağlamak lazım. Elazığspor’a verim böylemi verilmesi lazım şeklinde düşünüyorum ben. Profesyonellik bu mu? İşine saygınlık bu mu? arkadaşına saygı veya arkadaşını sevmek bu mu şeklinde algılıyorum. Bu beni çok rahatsız etti, bu beni çok yordu. Ayrıca yönetim bazında başkanıma ve yönetim kuruluma özellikle teşekkür ediyorum. Çok inandığım, güvendiğim bir başkan ve yönetim kurulu olarak değerlendiriyorum. Parasal olarak sıkıntı da yaşasak nasıl olsa alırız düşünce içinde düşüncem eğer. O konu ayrı bir konudur. Tabi ki ekonomik yönden de sıkıntılı zamanlar yaşadık, yaşıyoruz da ama son maç bu şekilde olmamalıydı diye düşünerek ben çok fazla rahatsızlık duydum. Bunu da sizlerle paylaşmak istedim” diye konuştu.

“FUTBOLCUYA DAYALI DÜZENİ HAYATIMDA HİÇBİR ZAMAN KABULLENMEDİM”

Teknik Direktör Hüseyin Kalpar, “Tom oynamak istemediğini, sakat olduğunu, ayağının ağrıdığını söyledi. Fizyoterapisti yanımıza aldık, tercüman Galip’i yanımıza aldık. Onunla konuştuk Tom ile ilgili. Şimdi kimi değiştireceğiz de kimi alacağız? Yani diyeceğiz ki git şunu al. Bunu demek çok kolay. Değişecek oyuncu vardı. Hemen zaten başında Serkan’da sakatlandı, Adem’i aldık zaten. Sonra da iki kişi değiştirdik. Yani kimi değiştireceksin? Kaç kişi değiştireceksin? Her trip yapanı değiştirmek mi gerekir? Her trip yapanı oynatmak mı gerekir? Tam manasıyla oynatmamak gerekir. Hele benim gibi adam hayatta kabul etmez bunu. Olmazsa olmaz bu işte. Futbolcuya dayalı düzeni hayatımda hiçbir zaman kabullenmedim, bundan sonra da hiçbir şekilde kabullenmeyeceğim. Trip yapan hiçbir oyuncuyla da anlaşma şansım yok benim. Önce benim kulübüm her şeyin üstündedir. Kulübüm var, kulübün futbolcuları var, kulübümüz olmaz ise hiçbirimiz olmayız. Net söylüyorum bunu. Biz oranın şçisiyiz, oranın çalışanıyız. Onun için oraya en doğru şekilde, en iyi şekilde hizmet etmek gerekir. Bunun üzerinde çok fazla durdum, bunu konuştum, hakikatten bir teknik adam olarak bu beni çok yaraladı. Böyle bir maçta çok arzulu, çok istekli olan bir takım olmamız gerekirken gardımızı düşüren bu anlayışlar bizi rahatsız etti. Özellikle beni çok rahatsız etti” dedi.

“DAHA ÖNCE AYRILSAYDIM ŞEHRE YANLIŞ YAPMIŞ OLURDUM”

“Galip gelseydik de ayrılmayı düşünürdüm” diyen Kalpar, “Kesinlikle düşünüyordum. Çünkü benim daha önceden de yapmış olduğum bir hamle var. Yönetimle de paylaştım, biliyorlar. Onun için çünkü b maçta daha önce yok ben bu işi bırakıyorum demiş olsam kulübüme, takımıma, şehre çok yanlış yapmış olurdum. Şimdi netice kötü oldu, daha şık oldu en azından” diye aktardı.

“RİSKE GİRMEK İSTEMİYORUM DEDİ”

Tom’un sakatlığı hakkında bilgi veren Kalpar, “Oradaki idmanlarda son küçük çıkışlar yaptı, o çıkışlarda depar atmadı, koruma adı altında. Koruyorum şeklinde sonra maç gecesi oldu, maç gecesinde bize haber geldi; Tom’un ayağı iyi değil onun için oynama şansı zayıf, oynama şansı yok. Bende bunu öğrenme adına fizyoterapisti ve tercümanı çağırdım, Tom’u da çağırdım durumu söyledim, riske girmek istemiyorum dedi. Ayağım çok ağrıyor dedi bu kadar net” ifadelerini kullandı.

“BELKİ BEN BÖYLE BİR ŞEY YAPARSAM BİRAZ DAHA HAREKETLİLİK OLABİLİR ŞEKLİNDE DÜŞÜNCEMİ PAYLAŞTIM”

Maç öncesinde federasyona başvurusu hakkında açıklama yapan Teknik Adam Kalpar, “Başvurdum, sadece bunu Başkan ve Yönetim Kurulu ile de paylaştım. Belki ben böyle bir şey yaparsam biraz daha hareketlilik olabilir şeklinde düşüncemi paylaştım. Fakat çok da bir şey görmedim. İster istemez 5-6 aydan belli bir hoca olarak düşünüyorum hiçbir yerde hiçbir şekilde de ağlayarak bunu söylemedim ve bahane de etmedim ve gündeme de getirmedim. Dolayısıyla da bundan sonra da ayrılacağız, 2 aylık alacağımız var onu da ben zaten kabullenmiyorum, çalışmadığım hak etmediğimi de istemiyorum şeklinde de yönetim kuruluna da bildirdim. Doğrusu da bu zaten. Benim kişiliğime de o yakışıyor, sadece hak etmiş olduğumuz kadarını UÇK(uyuşma çözüm kararı) ile alacağız büyük ihtimalle. Yani çözüm kuruluna başvurulacak yani şu anda hak ettik ama alamayacağız, oradan alacağız zamanı geldiği zaman. 50 bin lira geldikten belli bir zaman sonra aldım, kamp döneminde de 160 bin lira aldım, 100 bin lira da 5 Mayıs’a çek aldım. Bunların hepsi açık net. Çünkü Başkan’da Yönetim Kurulu’da bu konuda açık ve net olduğunu bildiğim için bu kadar açık ve net konuşuyorum. Saklanacak, gizlenecek bir şey yok çünkü. Konuştuk bitti, sözlü olarak şu anda bitti resmi olarak da geldiğim de yapacağız amacım da bulunduğum yere zararlı olmama, daha faydalı olmak. Çünkü benim kişiliğime ve meslektarlığıma doğruluk ve dürüstlük yakılıyor, bunun dışında hiçbir şey beni memnun etmez. Her şey de açık ve şeffaf benim işim de gizlenecek ve saklanacak hiçbir şey yok. Bende de hak edip de oynamayan hiçbir oyuncu kalmamıştır. Ben kaç hafta, kaç kişiyle nereye kadar hata yapacağım? Adam hak edip oynamayacak. Oynuyorsa futbolcu kendisi oynuyor, ben oynatmıyorum hiçbir oyuncuyu. Tercih meselesi olur, zaman zaman o tercihini kullanır. Oda bizim doğal hakkımız. Ona da herkes saygı duymalı, çünkü oraya mukavemetinde hiç kimsenin yazılı değil ben   da oynayacağım diye. Sadece bulunduğum yere iyi hizmet edeceğim diye anlaşmasını yapıyor onunla” diye konuştu.

“ÇÖZÜLMESİNİN GEREKLİ OLDUĞUNU SÖYLEDİM”

Erman Bulucu hakkında konuşan Kalpar, “Bu tür oyuncuların, mahkemeye veren oyuncuları çok sağlıklı olmayacağını, çözülmesinin gerekli olduğunu söyledim. Ben kendimle de ilgili her şeyi paylaştım onlarla” şeklinde konuştu.

Kalpar, “Bu saatten sonra doğru olmaz, kendime de yakıştırmıyorum. Elazığspor’a faydalı olma adına da doğrusu budur şeklinde düşüncemi paylaştım. Bu kadar net bunun dışında da hiçbir şey söylemedim. Konuştuğum şeyi şeffaflık adına da, doğruluk adına da bunları konuştuğum için konuşabiliyorum. Hiç kırgın değilim, çok keyif aldım, çok mutlu oldum, ayrıca Başkanıma, Yönetim Kurulundaki arkadaşlarıma çok minnettarım çok teşekkür ederim. Elazığ halkına, Elazığ taraftarına, Elazığ’a çok büyük saygılar duyuyorum ve onlara çok teşekkür ediyorum. Boluspor maçında 70. Dakikadan sonra böyle bir tezahürat yapmasını da çok doğru ve uygun görmüyorum. Bu Elazığspor’un leyhine değil aleyhine. Biz bunlara alışığız teknik adamlar değişik zamanlarda değişik yerlerde buna benzer şeyler yaşıyoruz ama bu gibi şeylerin hiçbir zaman Elazığspor’a fayda vermediğini, fayda getirmediğini söylemek isterim” diye kaydetti.

“BASIN TOPLANTISI YAPIP GİDEBİLİRİM”

Çarşamba günü Elazığ’a geleceğini belirten, “Belki küçük bir basın toplantısı yapıp gidebilirim, herkes ile eşit şekilde görüşebilme adına, başka da bir düşüncem olmaz zaten ama şunu söylüyorum ben Elazığ halkından, Sayın Başkanımdan, yönetim kuruluna çok çok büyük teşekkür ederim. İyi ki onları tanıdım ve mutluyum” dedi.