Fed, hafta içindeki toplantısında politika faizini art arda dördüncü kez 75 baz puan artırarak 14 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 3,75-4,00 aralığına çıkardı.

Bankadan yapılan açıklamada, enflasyonu düşürme kararlılığı vurgulanırken, faiz artışlarının hızının belirlenmesinde kümülatif sıkılaşma, para politikasının ekonomik faaliyeti ve enflasyonu etkilemesindeki gecikmeler ile ekonomik ve finansal gelişmelerin de dikkate alınacağı aktarıldı.

Fed Başkanı Jerome Powell ise faiz kararının açıklanmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, faiz artırımlarına ara vermeyi düşünmek için çok erken olduğunu belirterek, faiz oranında nihai seviyenin beklenenden daha yüksek olabileceğini ifade etti.

Nihai seviyenin beklenenden daha düşük olabileceği ve piyasalarda son zamanlarda dillendirilen "kısa süreli duraklama" beklentisinin büyük oranda ortadan kalkmasıyla risk iştahının azaldığı görüldü.

Banka gelecek toplantılarda veri bazlı karar alacağını açıklarken, hafta içinde iş gücü piyasalarının güçlü kaldığına işaret eden verilerin ardından gözler gelecek hafta açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi'ne (TÜFE) çevrildi.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda güçlü istihdam verilerinin ardından aralık toplantısı için 50 ve 75 baz puanlık faiz artırım beklentilerinde belirgin bir ayrışma yaşanmasa da, durum, Fed yetkililerinin tarım dışı istihdam verisi sonrası yaptıkları açıklamalarla 50 baz puan faiz artışı lehine değişti. Buna göre, para piyasalarında Fed'in aralıkta yüzde 65 ihtimalle 50, yüzde 35 ihtimalle 75 baz puan faiz artıracağı öngörülüyor.

Chicago Fed Başkanı Charles Evans, Fed'in 75 baz puanlık faiz artışlarına son vermenin faydalı olabileceğini aktarırken, Boston Fed Başkanı Susan Collins de 50 baz puanlık artışların da oldukça büyük faiz artışı kabul edildiğini hatırlattı.

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, faiz oranlarının daha uzun süre artmaya devam edebileceğini ve beklenenden daha yüksek nihai seviyeye yükselebileceğini belirtirken, sıkılaşma hızının ise yavaşlayabileceğine işaret etti.

Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari de, ekim ayı istihdam verilerinin, Fed'in enflasyonu kontrol altına almak için neden faiz oranlarını artırmaya devam etmesi gerektiğini gösterdiğini aktardı.

Hafta içinde ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi 3 aylık hazine bonosunun getirisinin yaklaşık 20 baz puan kadar altına gelse de, Fed'in şahin duruşu ve güçlü iş gücü piyasası verileriyle tekrar 3 aylık hazine bonosu getirisinin üzerine çıktı.

Söz konusu gelişmelerle geçen hafta 113,1'e kadar yükselen dolar endeksi haftanın son işlem gününde kazançlarının büyük kısmını geri vererek haftayı yüzde 0,1 artışla 110,8'den tamamlarken, emtia fiyatları önemli yükseliş kaydetti.

Brent petrolün varil fiyatı hem dolar endeksindeki gerileme, hem de Çin'in "sıfır Kovid-19" politikasını gevşetebileceğine yönelik haber akışıyla yüzde 4,3 değer kazanarak 98,1 dolara çıkarken, bakırın libresi de yüzde 5,2 artışla haftayı 3,63 dolardan tamamladı.

Altının ons fiyatı yüzde 2,2 değer kazanarak 1.681 dolara, gümüşün onsu ise yüzde 8,3 yükselişle 20,9 dolara çıktı.

New York borsası negatif ayrıştı

ABD'de pay piyasaları bu hafta satış ağırlıklı bir seyir izleyerek küresel pay piyasalarından negatif ayrışırken, gelecek hafta gözler perşembe açıklanacak TÜFE başta olmak üzere veri gündemi Fed yetkililerinin açıklamalarına çevrildi.

Ülkede bu hafta açıklanan verilere göre, tarım dışı istihdam ekimde 261 bin kişiyle beklenenden fazla artarken, işsizlik oranı yüzde 3,5'ten 3,7'ye yükseldi.

ABD'de JOLTS açık iş sayısı, eylülde 10 milyon 717 bine çıkarak piyasa beklentilerinin aksine artış gösterirken, özel sektör istihdamı, ekimde 239 bin artarak piyasa beklentilerinin üzerinde yükseliş kaydetti.

Ülkede 30 yıl vadeli mortgage (konut kredisi) için ortalama faiz oranı yüzde 7,06'ya gerileyerek 10 haftalık yükselişin ardından ilk kez düştü.

ABD'de Tedarik Yönetim Enstitüsü (ISM) imalat dışı endeksi de ekimde aylık bazda 2,3 puan azalışla 54,4'e gerileyerek Mayıs 2020'den bu yana en düşük seviyeye inse de, hizmet sektörünün büyümesini sürdürdüğüne işaret etti.

Ekonomik aktivitenin hala güçlü olduğuna ilişkin sinyaller Fed'in şahin kalmaya devam edeceğine yönelik beklentileri destekledi. Pay piyasaları bu gelişmelerle haftanın ilk dört gününde gerilerken, cuma günü kayıplarını sınırlı da olsa telafi etti.

New York borsasında S&P 500 endeksi haftalık yüzde 3,35, Nasdaq endeksi yüzde 5,65 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,40 değer kaybetti.

7 Kasım ile başlayan haftanın veri takviminde, çarşamba toptan stoklar, perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve cuma Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.

İngiltere Merkez Bankası'ndan resesyon uyarısı

Avrupa borsaları geçen hafta alış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler cuma günü İngiltere'de büyüme ve Almanya'daki enflasyon verileri başta olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.

Hafta içinde İngiltere Merkez Bankası (BoE) politika faizini 75 baz puan artırarak yüzde 3’e yükseltti.

BoE'nin açıklamasında, ülkenin gelecek iki yıl boyunca resesyonda kalabileceği vurgulanırken, nihai faiz oranın da piyasadaki fiyatlamaların altında olmasının beklendiği aktarıldı.

Avrupa Merkez Başkanı (ECB) Başkanı Christine Lagarde hafta içinde yaptığı açıklamalarda şahin tonuyla dikkati çekti.

Lagarde, ECB'nin, art arda üçüncü faiz artırımının ardından Avro Bölgesi'nde resesyon olasılığının yükselmiş olsa bile enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını artırmaya devam edeceklerini belirtti.

Enflasyon bu kadar yüksek seviyelerde ne kadar uzun süre kalırsa ekonomiye yayılma riskinin de o kadar büyük olacağını belirten Lagarde, "Bizim (ECB) görevimiz, fiyat istikrarıdır ve elimizdeki tüm araçları kullanarak bunu sağlamalıyız. Enflasyonu yüzde 2 hedefimize geri getirmek için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız." ifadesini kullandı

Lagarde, faiz artırımda hala önemli bir yol kat etmeleri gerektiğine değinerek, bilanço küçültmek de dahil ekstra adımları da atabileceklerini belirtti.

Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Avro Bölgesi'nde, yıllık enflasyon ekimde enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 10,7'ye ulaşarak kayıtlardaki en yüksek seviyeye çıktı. Bölge ekonomisinin, yılın üçüncü çeyreğinde ilişkin büyümesi ise yüzde 0,2 ile beklentilerin altında kaldı. Avro Bölgesi'nde Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) 2022'nin üçüncü çeyreğinde 2021'nin aynı dönemine göre ise yüzde 2,1 yükseldi.

Almanya'da işsizlik yüzde 5,5'te sabit kalırken, Avro Bölgesi'nde imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 46,4'e gerileyerek, yavaşlamanın daha da derinleştiğine işaret etti.

Bu hafta İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 4,07, Almanya'da DAX endeksi yüzde 1,63, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 2,29 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 3,34 yükseldi.

Gelecek hafta pazartesi Almanya'da sanayi üretimi ve Lagarde'ın açıklamaları, salı Avro Bölgesi'nde perakende satışlar, ve cuma İngiltere'de sanayi üretimi verileri takip edilecek.

Asya'da oynaklık durulmuyor

Asya borsalarında bu hafta alış bir seyir izlenirken, Çin'in "sıfır Kovid-19" politikasında gevşemeye gideceğine yönelik haber akışı bölge borsalarını yukarı taşıdı.

Hafta başında 2009'dan bu yana en düşük kapanışını gerçekleştiren Hang Seng endeksi, bu seviyede etkisini artıran alımların devam etmesiyle önceki hafta kapanışına göre yüzde 8'den fazla yükseldi.

Söz konusu yükselişte teknoloji firmalarının öne çıktığı görülürken, Hang Seng Teknoloji endeksi cuma günü önceki kapanışın yüzde 9 üzerinde kapandı.

Bölgede açıklanan verilere göre Çin'de imalat sanayi PMI 49,2'ye çıksa da, üretimde yavaşlamanın devam ettiğine işaret etti. Japonya'da sanayi üretimi aylık bazda yüzde 1,9 azalırken, yıllık bazda yüzde 9,8 artsa da beklentilerin altında kaldı. Ülkede perakende satışlar ise aylık yüzde 1,1, yıllık yüzde 4,5 arttı.

Bölge ülkelerinden Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Malezya'nın imalat sanayi PMI verileri de ekimde 50'nin altında kalarak üretimin yavaşladığına işaret etmişti.

Öte yandan, Avustralya Merkez Bankası, beklentiler doğrultusunda politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 2,85'e çıkardı. Bankadan yapılan açıklamada enflasyonun gelecek sene bu zamanlarda yüzde 8 civarında tepe yapmasının beklendiği kaydedilirken, büyüme beklentileri de gelecek yıl için yüzde 3'ten yüzde 1,5'e indirildi.

Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,35, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 5,31, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 8,73 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 3,52 yükseldi.

7 Kasım ile başlayan haftanın veri takviminde pazartesi Çin'de dış ticaret dengesi, çarşamba Japonya'da dış ticaret dengesi ve Çin'de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile TÜFE ve cuma Japonya'da TÜFE takip edilecek.

Yurt içinde borsa rekor kırmaya devam etti

Yurt içinde bu hafta Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi yüzde 8,71 artışla 4.216,98 puana yükselerek haftalık kapanış rekoru kırarken, gördüğü en yüksek seviyeyi de 4.233,58 puana taşıdı.

Gelecek hafta gözler cuma günkü sanayi üretimi ve ödemeler dengesi verilerine çevrilirken, TÜFE ekimde aylık yüzde 3,54, yıllık yüzde 85,51 arttı.

Dolar/TL haftayı bir önceki haftalık kapanışın hemen altında 18,5695'ten tamamladı.

Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 4.250 ve 4.300 seviyelerinin direnç, 4.180 ve 4.150 puanın destek olarak takip edileceğini söyledi.

Gelecek hafta yurt içinde pazartesi hazine nakit dengesi ve perşembe işsizlik oranı takip edilecek.