Karakaş, online olarak gerçekleştirilen İstanbul Tech Week 2020 etkinliği kapsamında düzenlenen "Türkiye'nin Otomotiv Yolculuğu" konulu panelde yaptığı konuşmada, mobilite kavramını ve TOGG'un mobilite vizyonunu değerlendirdi.

Mobilite denilince otomatik olarak da bir dönüşümün altının çizilmesi gerektiğine işaret eden Karakaş, artık dünyada hareketlilik veya A noktasından B noktasına gitme şeklinin hem içerik hem de yöntem olarak değiştiğini dile getirdi.

Karakaş, "Bizim vizyonumuzun çerçevesi, her şeyden önce bir otomobil şirketi olmak değil, otomobilden fazlası için yola çıktık diyoruz ve o mobilite ekosisteminin çerçevesini tanımlayıp çekirdeğini oluşturmaktır. Bunu tek başımıza da yapamayacağımızı biliyoruz. Dolayısıyla bizim yolculuğumuz bu çerçevede gelişiyor." diye konuştu.

"İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ PARTNERLERİMİZİ DE TASARLAMAYA DEVAM EDİYORUZ"

Mobilite ekosistemi içerisinde start-up'larla ilgili bakış açısının tamamıyla değişmesi gerektiğini dile getiren Karakaş, "Bizim beraber çalıştığımız start-up'larımız da bizim için bir OEM kadar önemli, onlar kadar yaratıcı, onlar kadar fikir üreten, değer üreten bir yapıdalar. Dolayısıyla olaya bu şekilde başladığımızda onlarla çalışma biçimi de biraz daha farklı oluyor. Aynı göğüs hizasında bir partner olarak start-uplarla iş yapmaya başladığınız zaman olayın boyutu biraz daha farklı oluyor." dedi.

Karakaş, 27 Aralık 2019'da üretilecek olan otomobili lanse ederken sembolik olarak 3 farklı alandan 3 farklı start-up'ı tanıtarak başladıklarını anımsattı.

Türkiye'deki start-up'ların hepsiyle çalışmalarının mümkün olmadığını ancak bu konuya büyük önem verdiklerini belirten Karakaş, şunları kaydetti:

"Biz 200'e yakın bizimle ilgili start-up'ı inceledik. 150'den fazlasıyla görüştük ve bunların içerisinden ilk etapta 50 kadarını bizimle ilgili olarak karşılıklı değer yaratabileceğimiz partner olarak belirledik ve onların önemli bir kısmıyla da görüşmelerimize başladık. Yani biz daha otomobilimizin o mekanik aksamlarını tasarladığımız gibi aynı şekilde mobilite ekosistemi etrafında oluşacak olan yeni iş modelleri için ihtiyaç duyduğumuz partnerlerimizi de tasarlamaya devam ediyoruz."

"ÜLKEMİZİN DEĞİL, AVRUPA'NIN EN TEMİZ TESİSİNİ KURUYORUZ"

Öte yandan TOGG CEO'su Karakaş, panelin ardından bazı katılımcıların sorularını da yazılı olarak yanıtladı. Sürdürebilir malzeme konusunda bir hedefleri olup olmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Karakaş, "Var, ülkemizin değil, Avrupa'nın en temiz tesisini kuruyoruz, batarya partnerimiz tekrar kullanım ve geri dönüşüm konusunda şu ana kadar tek çözüm sunabilen oyuncu. Ayrıca zeytin çekirdeğinin kullanımından başlayarak birçok konuda (start-up'lar dahil) çalışıyoruz." şeklinde yanıt verdi.

Karakaş, elektrikli araçlardaki bataryaların ömrünü tamamladıktan sonra ikincil ömrü konusunda planları olup olmadığı yönündeki soruya ilişkin ise şunları kaydetti:

"Planlıyoruz, bataryalar 8 sene otomobilde kullandıktan sonra ikinci hayatlarında enerji depolama amaçlı olarak kullanılacak. Ayrıca batarya ortağımız batarya geri dönüşüm konusunda dünyada lider konumda ve bizim de bu teknoloji ve iş modeline erişimimiz olacak."

"DEĞİŞMEYENLERİN BU SEKTÖRDE ARTIK KALMASI ÇOK MÜMKÜN DEĞİL"

Farplas Üst Yöneticisi (CEO) Ömer Burhanoğlu ise paneldeki konuşmasında, dünyadaki büyük dijitalleşme trendinin otomotivin üzerinde yeni ve çok önemli değişimler getirdiğini dile getirdi.

Bu değişimlerin daha öncekilerin çok üzerinde olduğunu vurgulayan Burhanoğlu, "Bunu bizim şu andaki kabiliyetimizin karşılaması mümkün değil. O yüzden çok ciddi bir değişim gerekiyor yan sanayi içerisinde. Değişmeyenlerin bu sektörde artık kalması çok mümkün değil. Çünkü olay artık zaten otomotivin dışına çıkmış durumda. Ve sizin muhakkak birileriyle iş birliği yapıp farklı alanlarda yer almanız gerekiyor ki bu bağlantılı dünya içerisinde devam edebilesiniz." diye konuştu.

Bu dönüşümde start-up'ların önemine dikkati çeken Burhanoğlu, start-up'ların büyük şirketlere kıyasla daha çevik ve daha güçlü manevra kabiliyetine sahip olduğunu söyledi.