Marmara Bölgesinde nisan ayının son günlerinde açıp mayıs ortalarına kadar canlılığını koruyan Erguvan çiçeğinin Osmanlı Mutfağında şifalı şerbetler arasında yer alıyordu.
Osmanlı mutfağı şeflerinden Recep İncecik, diğer şerbetlerde kullanılan haşlama (kaynatma) usulünün bu çiçek için geçerli olmadığına dikkat çekerek, “Biz Erguvan’ı kendi halinde soğuk damıtma dediğimiz usul ile kendi haline bırakarak sulandırdık. Çok az miktarda şeker ile natürel halde servis ettik. Çiçeklerin tam olarak açtığı dönemde topluyorum. Araçlardan uzak yerlerdeki çiçekleri tercih ediyorum. Soğuk damıtma yöntemi ile çiçekleri şekere yatırarak kendi suyunu salmasını sağlıyorum. Taze olarak 2-3 gün içerisinde serin yerde bekleterek tüketilmesini tavsiye ediyorum. Erguvan’ın rayihası ve lezzeti kadar saray mutfağında şifa maksatlı kullanılması da dikkat çekiyor. Kabakulak hastalığından, kanın temizlenmesi, bazı kanser türü rahatsızlıkların giderilmesi içinde kullanılması dikkat çekiyor. İstanbul’dan dervişlerin, Bursa’ya gidip zikirleri ile Erguvan Bayramı kutlaması da Osmanlı kayıtlarında yer alıyor. Peygamber Efendimiz ‘in torunu olan Yıldırım Beyazıt Han’ın damadı Emir Buhari hazretlerinin dergahında Mayıs ayının ilk günlerinde baharında karşılanmasının alameti olarak, zikirler yapılır. Erguvan şerbetleri ikram edilirmiş. Bugünlerde Yıldırım Belediyesi Erguvan Bayramını kutluyor. Ancak bunun şerbeti ile birlikte gerçekleşmesi daha anlamlı olurdu” dedi.