Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Gazeteci Sinan Burhan’ın moderatörlüğünü yaptığı programda, Kanal Fırat ve Kanal E Televizyonları Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık, Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yavuz Bakır ve Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Ay sorularını cevaplandıran Başbakan Yardımcısı Şimşek, önemli değerlendirmelerde bulundu.
“YAŞANANLARA RAĞMEN İHRACAT YÜZDE 10 ARTTI”
Almanya ile yaşananlara rağmen ihracatın yüzde 10 oranında arttığını vurgulayan Başbakan Yardımcısı Şimşek, “Ekonomik büyüme devam eder. Türkiye’de bu girişimci ruh, siyasi istikrar olduktan sonra Türkiye büyür. Bu seneki büyüme de birkaç faktör etkili. Dış talep biraz toparlandı. AB uzun süreli bir krize girmişti. AB toparlandı. Biz ondan nemalanıyoruz. Almanya da ihracat yüzde 10’un üzerinde artıyor. AB bir hukuk düzeni olduğu için biz onlarla siyasi anlamda tartışmalar dahi olsa ticaret bir şekilde devam ediyor. Bu önemli” dedi.

“BÜYÜME YÜZDE 5’İN ALTINA DÜŞMEZ”
Türkiye’nin 2018 yılında büyüme hedefinin yüzde 5’in altına düşmeyeceğini söyleyen Mehmet Şimşek, “Maalesef kredi derecelendirme kuruluşları en ufak bir sorun yaşandığında not düşürmede aceleci davranıyorlar ama iyileşme başladığı zaman yavaş bir yaklaşımla davranıyorlar. Diyorlardı ki Türkiye’ye bir daha yatırım olmaz. Türkiye’ye çok büyük bir yatırım var. Önümüzde bir yıl var. Seçim konularını hiç konuşmadan. 2018’in sonuna kadar Türkiye’nin başımıza gelen sorunlardan dolayı enerjimizi kullanamama sorunu gidereceğiz. Önümüzdeki süreç içerisinde oturacağız. Harıl harıl mutfak çalışması yapıyoruz. 2018 yılında büyüme hedefimiz yüzde 5’in altında olmaz” dedi.
“ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞECEK”
Yıl sonu enflasyon tahminiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Enflasyon bildiğiniz gibi Ak Parti hükümetlerine kadar yüksek enflasyon haneleriyle karşı karşıya kaldık. Büyük bir çabayla enfeksiyonu tek haneye indirdik. Son bir yıldır, özellikle darbe girişiminde sonra yaşadığımız kur şoku enflasyonu geçici olarak çift haneye çıkmış durumda. Biz yıl sonunda gerek gördüğümüz istikrar gerek gıda komisyonunun almış olduğu kararlar doğrultusunda enflasyonun tek haneye düşeceğini düşünüyoruz. Bu mümkün. Çok önemli iki faktör söz konusu. Bu faktörlerden biri kurdur. Kurun geçmişteki değer kaybı zamanla kendisini gösteriyor. Bu etki kendisini gösterdi. Şimdi gıda fiyatlarının daha istikrarlı hale getirilmesi gerekiyor. Biz gıda komitesinde çok etkin çalıştık. Önce kısa vadeli gümrük vergilerinde düzenlemeye gittik. Ama son dönemde çok önemli kararlar aldık. Bu orta uzun dönemde gıda arzını artıracak doğrudan adımlar” dedi.

“TARLADAN TÜKETİCİYE FİREYİ AZALTACAĞIZ”
Gıda komisyonunun çalışmalarına değinen ve devrim gibi kararlar alınacağını belirten Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Gıda fiyatlarında düşüş çıkışlar yaş sebze ve meyveden oluşuyor. Bunu inceledik. Burada arz zincirine bütün boyutlarıyla baktık. Sorunlar nedir diye baktık. Fiili oranı çok yüksek. Tarlarda 100 kilo domatesi topladığınız zaman tüketiciye ulaşana kadar yüzde 50’ye oranla fire olabiliyor. Bu çok ciddi rakam. Burada Ekim’den itibaren çok önemli standartlar getiriyoruz. Birtakım teşvikler getireceğiz. Tarladan topladıktan sonra bunun paketlenmesi. Derme çatma kasalarla toplanması yerine daha uzun soluklu kaliteli neyle taşınacak onu getireceğiz. İkinci olarak soğuk hava zinciri. Bu çok önemli. Soğuk hava zinciri çok önemli değilse. Doğru şartlarda saklanamıyorsa gidiyor. Ayrıca biz üçüncü adım olarak haller yani pazarları köklü bir şekilde gözden geçireceğiz. Doğru ortamın sağlanması yani fire oranı azaltacak şartların oluşması. Tüm dünya örneklerine bakıyoruz. Dolayısıyla tarladan tüketiciye fireyi azaltacağız. Firenin azalması demek yüz kiloyu 100 TL ye aldınız yarısını fire verdiyseniz bu fiyat iki katına çıkar. Aracıların da aradan kalkmasını istiyoruz. Üreticinin ürününü tüketiciye ulaşmasında aracıların kaldırılmasını istiyoruz. Rekabetin artmasını sağlayacağız. Tüketiciye şeffaflık sağlayacağız. Birçok hususta adım atacağız. Kararlarını verdik. Ekim ayında standartı yayınlayacağız. Bir süre vereceğiz ve daha sonra gerekli desteği vereceğiz. Bu tüketicinin, üreticinin ülkemizin lehine. Dünya uyguluyorsa Türkiye de uygular” ifadelerini kullandı.
“KAMUNUN DIŞ BORCU YOK, ÖZEL SEKTÖRÜN VAR”
Türkiye’nin dış borcuyla ilgili sorulan soruya cevap veren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, kamunun dış borcunun olmadığını sadece özel sektörün borcu olduğunu belirterek bu borcunda 400 Milyar doların biraz üzerinde olduğunu ifade etti. Şimşek, “Kamunun yani devletin net olarak rezervlerini çıkarırsanız. Net olarak kamunun dış borcu yok. Ama ülke olarak özel sektör ağırlıklı borcumuz var. Özel sektör borcuna garanti vermiyoruz. Çok net. Bu kamu özel ortaklığı yoluyla yaptığımız köprü hastane projelerinde mali uzun boyutlu projesini de yayınlayacağız. Uzun vadede Türkiye’yi ne tür yükler bekliyor yayınlayacağız. Özetle özel sektörün 2002’den bu yana borcunda çok ciddi bir artış oldu. Ama özel sektörün kaynaklarında da artış var. Kanunla borç yönetemeyiz. Dış borç, 400 milyar doların biraz üzerindeydi. Bunun 4’de 3’üne yakını özel sektör” dedi.
“HAYRETLE İZLİYORUZ”
AB’nin Türkiye’ye bakışı ve iç siyasetlerinde Türkiye’nin konuşulmasıyla da ilgili değerlendirmelerde bulunan Mehmet Şimşek, “AB’deki Türkiye konusun iç siyasete alet edilmesi gerçekten üzücü. Türkiye AB’de yeni bir aktör değil. Türkiye yüz yıllardır AB’nin bir parçası. Osmanlının şahlanış dönemlerinden itibaren hep batıya yönelim var. Türkiye sadece AB konseyi üyesi olarak değil, Gümrük birliği üyesi olarak değil NATO üyesi olarak değil, bütün boyutlarıyla yarım asırdır AB’deki kurumsal yapının bir parçasıdır. AB bizim 5 – 6 milyon vatandaşımız var. Biz AB’nin en büyük 5. Ticaret organıyız. Bunu göz ardı etmemeliyiz. İç siyasi tartışmanın parçası olarak bizi kullanmaları biz de hayretle izliyoruz. Bu seçim atmosferi bitince aklı selim bir duruma oturur” dedi.

“TÜRKİYE İSTESELER DE İSTEMESELER DE AB’NİN BİR PARÇASI”
Şer odaklarının Türkiye’de olanları AB’ye farklı sunduklarını belirten Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “AB içerisinde Türkiye aleyhine bir sürü şer cephesi var. Bölücü Terör örgütü Türkiye aleyhine propaganda yapıyordu. Şimdi buna FETÖ eklendi. Türkiye yaşamsal durumlara karşı tedbir alıyor. Fakat bu tedbirler şer cepheleri tarafından AB’ye farklı sunuyor. Bizim buna izin vermememiz lazım. Türkiye’nin AB hikayesi AB yolculuğu yeni değil. Yüz yıllara dayanıyor. Türkiye isteseler de istemeseler de AB’nin bir parçası önemli bir aktör. Avrupa’yla bu anlamda bir hukukumuz var. İkincisi bizim AB ile çok ciddi bir ekonomik anlamda entegrasyonumuz var. Son dönemde yaşadıklarımıza rağmen bizim toplam ihracatımızın yüzde 60’ı AB’ye gidiyor. Gelen turistlerinde yüzde 60’ı AB’den geliyor. Türkiye’ye gelen sermeyenin yüzde 74’ü AB’den geliyor. Bu anlamda çok güçlü bir entegrasyon var” ifadelerini kullandı.
“BÜYÜK ÜLKELER ARASINDA EN İYİ 3. ÜLKE OLACAĞIZ”
Türkiye’de yaşananlara rağmen çok hızlı bir şekilde tedbirler aldıklarını söyleyen Mehmet Şimşek, “Türkiye geçen sene hain bir darbe girişimine sahne oldu. Büyük bir güven şokuna sahne oldu. Çok hızlı gereken tedbirleri aldık. Türkiye ekonomisi bu şoktan toparlandı. Bizden daha düşük bir şokla karşı karşıya kalanlar çok daha derin ekonomik durgunluğa girdiler. Geçen sene daha yüzde 2,9 büyük. Bu sene yüzde 5’in üzerinde büyüme görünüyor. Büyük ülkeler arasında en iyi 3. Performans göstereceğimiz görülüyor. Türkiye çok büyük şoklar yaşadı. Buna rağmen Türkiye ekonomisi büyük güç gösterdi” dedi.
“AB’NİN GELECEĞİ TÜRKİYE’SİZ DÜŞÜNÜLEMEZ”
Almanya’nın Türkiye’nin AB Gümrük Birliğinden çıkarılması için çalışmalarına tepki gösteren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Almanya istedi diye Türkiye, Gümrük Birliğinden çıkartılamaz. AB’de bu kararlar oy birliğiyle alınıyor. AB’li ortaklarımıza bunu önereceğiz diyor. AB’de birçok ülke sağ duyulu davranacak Türkiye’nin AB için ne kadar aslında değerli bir varlık olduğu biz yük değiliz. Yük olmayacak olmadı. AB’nin geleceği Türkiye’siz düşünülemez. Her konuda. Bu herkese zarar verir. Kazan kazan senaryosu değil. Bu herkesin kaybettiği bir senaryo olur. Ben bu kadar irrasyonel akıl dışı bir politikaya AB’nin evet diyeceğine inanmıyorum. İnşallah da öyle olacak” dedi.
“SIKINTILARIN FARKINDAYIZ”
Suriyelilerin şehirler üzerindeki etkisine vurgu yapan ve yerel yönetimlere gerekli desteğin verileceğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Şimşek, “Özellikle doğu ve güneydoğudaki sınır illerinde Suriyeli misafirlerimizin şehirler üzerindeki etkisi ciddi boyutta. Biz bunun farkındayız. En azından etkiyi indirmek için çaba içerisindeyiz. Belediyelerimize alt yapı konusunda önem verdik. Kredi imkanlarını devreye soktuk. AFAD üzerinden cüzide olsa destek verdik. İkinci husus eğitim sağlık, su kanalizasyon olsun önceliği bu durumu dikkate alarak ağırlığı veriyoruz. Üçüncü en önemli konu mahalli idarelerle ilgili reforma çalışmasında şunu dikkate alacağız. Bu şehirler bunu taşıyor ama merkezi idareden destek almıyorlar. Bunu dikkate alacak bir formül üzerinde çalıştık. Adaleti arıtacak bir adım atmayı düşünüyoruz. Dolayısıyla sıkıntıların farkındayız. Kilis Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay bu illerimiz dünyaya insanlık dersi veriyorlar. Yük ağır biz elimizden geleni yapacağız. Gaziantep en çok yükü taşıyan ilimiz. İhracat pazarlarında bir sürü problem yaşandı. Gaziantep kem küm etmedi. Muazzam bir ihracat seferberliği başlattı. En çok ihracat yapan 5. İl oldu. Büyümede AB ile arayı hızla kapatıyoruz. Türkiye en hızlı büyüyen ülkelerin başında geliyor. Türkiye’de bir dinamizm var” dedi.

“TURİZM DE EN BÜYÜK DARBE DEAŞ TARAFINDAN VURULDU”
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Petrol fiyatlarının çökmesiyle yakın ülkelerimiz sıkıntı yaşamıştı. Yakın coğrafyada şimdi bir toparlanma var. Irak DEAŞ belasını def etti. DEAŞ belası büyük felaket. Turizm de en büyük darbe DEAŞ tarafından vuruldu. Turizm bizim için çok önemli. Bu toparlandı. Yakın coğrafyadaki toparlanma bunun için çok önemli. Dış ayağı güçlü. İçeride belirsizlik kaldı mı? Kalmadı. Darbe girişimini bu millet önledi. Şimdi hakikaten terörle mücadele Türkiye mesafe kat etti mi etti. Türkiye kendisini aşağı çeken mücadelelerde başardı. Eskiden referandum belirsizliği vardı. Seçimler öne alınır mı belirsizliği vardı. Bunlar kalktı. Belirsizlik azaldı. Azalması demek içeride yatırımları teşvik eder. Bizde yatırımlara en büyük teşvikleri vermeye çalışıyoruz. Bir seferberlik var. Büyüme iç talep dış talep tarafından destekleniyor. Yatırımlar zaten kalıcı refahın anahtarıdır” dedi.
“BANKALAR KORKUDAN KREDİ VERMEK İSTEMİYORDU”
KOBİ’lere büyük destek verildiğini hatırlatan Başbakan Yardımcısı Şimşek, “geçen sene bu vakitlerde hatırlarsanız Türkiye hakkında bir sürü senaryo dolaşıyordu. Türkiye bu şoktan belini doğrultamaz. Türkiye bir durgunluğa gire bilir gibi. Biz dedik ki Türkiye’nin temelleri sağlam. Biz bu felaketi atlattık… Ben o zamanlar oturduk baktık ki bankalar KOBİ’lere, korkudan dolayı kredi vermek istemiyorlar. KOBİ’leri sermaye aç bırakıyor. Öte yandan büyükler de biz önümüzü göremiyoruz deyip yatırım yapmıyorlar ve kredi talebinde bulunuyorlar. O zaman biz dedik ki KOBİ’lere biz hazine olarak kefil olacağız. Biz kredi garanti fonuna 25 Milyar liralık kaynak tahsis ediyoruz. Kredi verdiğiniz zaman kaybınız 3,5 rahat olun yüzde 7’ye kadar biz karşılayacağız. Ama riski de kısmen siz alın kısmen biz alın dedik ve KOBİ’lere kredi verin dedik. Bu büyük bir başarı hikayesi. Biz ihracatçıya yüzde 100 KOBİ’lere yüzde 90 KOBİ dışındakilere yüzde 85 kefil oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“TAŞERONA KADRO"
Taşeron çalışanlarla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, taşeron çalışanların yıllık sözleşmelerinden, aile yardımına ve yıllık izinlerine kadar birçok konunun önünü açtıklarını söyledi. Şimşek kadro meselesiyle de ilgili olarak “çalışmalar sürüyor” dedi.






