Milliyetçi Hareket Partisi Elazığ Belediye Başkan Adayı Bilal Çıoban çalışmalarına devam etti.

ÇOBAN: ÜRETİM OLMADAN BAĞIMSIZLIK OLMAZ

MHP Elazığ Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Bilal Çoban, “Neresindeyiz? Ne oluyor? Bu değişiklik bize ne getirecek? Şehrimize ne kazandıracak? Ne kazanırız?  Bununla ilgili çok dikkatli bakarak bu süreci yönettiğim için 1 Nisan’dan sonra belediyelere çok farklı bir misyon geldğini gördüm. Ama ben buna nereden bakıyorum? Mutfağa yukarıdaki pencereden bakıyorum, anlamaya çalışıyorum. Sistem nedir? neler oluyor? Neler dönüyor. Ve kendimize bir belediye başkanlığı stratejisi çizdik. Dedik ki evet yeni bir strateji geliyor, yeni bir tarz geliyor, artık kaldırım belediyeciliği bitti, istihdam belediyeciliği başlayacak 1 Nisan’dan itibaren. Bu bizim tespitimiz, gözlemimiz ve bu konuda en son geldiğimiz noktadır. Dolayısıyla bütün sistemi unun üzerine kurduk. Dedik ki; çünkü hizayı nereden alıyoruz? Tam bağımsız bir Türkiye mücadelesi veriliyor. İşte şöyle olacak, böyle olacak. İyi de soğan üretmiyorsun. Nasıl tam bağımsız olacaksın? Milli bir tohumun yok, üretim olmadan bağımsızlık olmaz” ifadelerini kullandı.

ÇOBAN: BUGÜN BİZ BUNU OKUYAMAZSAK BEŞ SENE SONRA ELAZIĞ’A YAZIK OLACAK

Vatandaşlara seslenen Prof. Dr. Bilal Çoban, “Yeni bir model geliyor, bu yeni modelde, yeni belediyecilik anlayışında belediyeler sadece iki tane yapamaz diye bunu killendirdim bunu sürekli tekrar yönetimiyle sizindi kafanıza girmesini arzu ediyorum. Diyorum ki; artık bu yeni modelde belediyeler iki tane şey yapamayacaklar. Bir adam asamayacaklar, iki para basamayacaklar. Belediyeler adama asamaz, para basama ama her şeyi yapabilecekler. Bazı belediyeler bazı yöneticiler bunların adam asamaz, para basamaz ama ben şunu da yapmam, bunu da yapmam diyebilir. Bazı alanları boş geçebilir, bazı alanları pas geçebilir. Ama bizim pas geçemeyeceğimiz alanlardan en önemlisi şehirde işsizlik olduğu sürece ben kalkıp da size kaldırım belediyeciliği üzerinden siyaset geliştirirsem siz de kaybedeceksiniz, bende kaybedeceğim, şehrimizde kaybedecek. Çünkü eğer bugün biz bunu okuyamazsak beş sene sonra Elazığ’a yazık olacak” dedi.

ÇOBAN: YAŞAYAN BİR ŞEHİRİZ

MHP Elazığ Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Bilal Çoban, “Biz bu 20 bin kişi istihdam, yeni belediyecilik anlayışı, yeniden yönetim modelleri, belediyeciliğin bazı esnekliklerinin değiştirilmesi ile ilgili kısımları geçerken baktık ki zaman bize yetmeyecek. 8 saat açık bir belediye bizim yapmamız gereken, bize sorumlulukları yükleyecek olan 1 Nisan’dan sonraki o dayatma 8 saat yetmeyecek. Dedim ki iza belediyeyi 24 saat açık tutacağız. Çünkü vatandaş 24 saat yaşıyor, şehir 24 saat yaşıyor, şehrin talepleri var, yaşayan bir şehiriz. Ama sekizde açıp beşte dükkanı kapatıyorsun, diyorsun ki ben yokum. Ölüsü var, dirisi var, suyu var, patlağı var, çatlağı var. Yani halka en yakın kuruluşlar belediyeler ama 8 saat çalışıyor, gerisinde 16 saat yok. Dedim ki bu böyle olmaz. Hem bizim iş yükümüz artacak, hem sorumluluklarımız artacak, hem de 8 saatle biz bunu yapamayız. 24 saat açık kalacak. Vay efendim sen misin bunu söyleyen. ‘Yapamazsınız, edemezsiniz, nesiniz, ne yapmaya çalışıyorsunuz?’ tabi kaldırım belediyeciliği tarafından bakınca gerçekten de öyle gözüküyor. Ama yeni model orası. Yeni model 1 Nisan. Cumhurbaşkanı kalktı, geçen hafta dedi ki belediyeler bundan sonra 24 saat açık olacak. Ben bir mesaj attım dedim ki biz 8 Şubat’ta biz bunu söylemiştik” diye konuştu.

ÇOBAN: ARTIK YENİ MODEL BUDUR

Prof. Dr. Çoban, “Antep’te, Kayseri’de, Denizli’de… yeni doğan bir çocuk %10 hisse ile doğuyor. Yani tam ticaretin içinden doğruyor. Gidiyor, oraları süpürüyor, çocuk belli bir yaşa gelince şirketin başına geçiyor, yönetiyor, gidiyor. Çünkü ticaret kültürleri var. Bizde ticaret kültürü yok. Çocuklardan bir tanesi su satsa 40 tane tokat yer. ‘hayırdır lan sen, babası der ceketimi satarım okuturum’ falan bu devlet şeyinden geliyor. Kimi görmüşlerse baba demiş Elazığlılar. Demirel baba, Eroğan baba, Bülent baba, Devlet baba ne ise. Bir baba kültürü va.r Bi baba oğul ilişkisi var. Dolayısıyla bu baba oğul ilişkisi artık daha reel bir ilişkiye dönüşmek zorunda. Şimdi üretme zamanı. Şimdi üretin diyorsun, haydi yan yana gelin gelmiyor. Üretin üretmiyor. Ya ortak olun, olmuyor. Niye? Çünkü şey yok. Biz tam olarak belediye olarak bu rolü üstleneceğiz. Devlet ile millet arasındaki dengeyi biz sağlayacağız. Artık yeni model budur. Biz araya gireceğiz, devletin imkanlarını, millete, milletin isteklerini yukarıya ve her iki tarafı doğru bir şekilde konumlandıracak bir belediyecilik anlayışı geliyor. Siz bir bahçıvan seçmeyecek siniz kısaca. Gelsin çiçek böcek eksin, hayır bir belediye başkanı seçeceksiniz ve biz hazırız” diye ifade etti.

ÇOBAN: 1 NİSAN’DAN SONRASINI HEP DÜŞÜNMÜŞÜM

Vatandaşlarından 10 yıllık süre istediğini kaydeden Başkan Adayı Prof. Dr. Çoban, “Bir tane Milletvekiline bu şehir budur dedi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili, millet hangi kesime gidiyorsam diyorlar Vallaha herif çalışıyor. Oy vermiş midir bu önemli değil. Ama hak vermiştir. Tanımamıştır, zamanında bilmem ne olmamıştır galan. Eğer çabası düzgün olur, hakikatten o Milletvekilimiz bir adım daha atarsa millet yine hakkını verir. Şimdi bizimde böyle olsun istiyoruz. bu şehirde artık hak edenlerin, böyle bir adım atanların, bu şehirle ilgili sevdası, kavgası olanların, bizim bu şehirler kavgamız var. Oturup teslim almamışız ki dokuz senedir kavga ediyoruz. Dokuz senedir bu şehirde bende zaman zaman kendime diyorum ki Bilal Çoban zaferi senin kadar hak eden olmadı bu şehirde. Bende böyle diyorum. Çünkü yanlış yapmamaya çalışıyorum, hatalı olmuştur, doğrudur, bilmeden yapmışızdır, kırmışızdır ama çırnaklarımızdan kan geliyor. Tırmala tırmala ve bu bir gün değil, yüz gün değil, bin gün değil, iki bin gün değil, üç bin gün değil böyle düşünürseniz hep böyle 3 gün sonra seçim olacakmış gibi böyle sürekli bir 9 sene düşünüldüğünde Vallaha hiç biriniz hiçbir dakikamızı yaşayamazsınız. Öyle kolay mı? Son kuruşuna kadar götürüp benzine harcamak, e belediye başkanı olmak istiyorsun. Dokuz yılda çok daha farklı alternatiflerde sunuluyor sana. Öyle bir noktaya geliyorsun ki hangimize bana sunulanların yüzde iri teklif edilseydi yok diyemezdiniz. Hep yok demişim, hep karşınıza geldiğimde dimdik durmak, böyle aslanlar gibi 1 Nisan’dan sonrasını hep düşünmüşüm” ifadelerine yer verdi.