AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, önceki gün "Hak ve özgürlükler mücadelesinin öncü siyasi hareketi biziz. Mücadele ettik, bedel ödedik, geri adım atmadık. Çarşamba günü Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızın yapacağı grup konuşması bu tarihi mücadelenin yeni bir aşaması olacaktır. Çarşamba günü herkesi ekran başına bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları, hak ve özgürlükler mücadelemizin tarihine atılmış çok güçlü bir imza olacaktır." şeklinde bir paylaşım yapmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün, TBMM'de partisinin grup toplantısında tüm gözlerin çevrildiği söz konusu konuşmaysı yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarının satır başları şu şekilde;

"MİLLETİMİZLE KUCAKLAŞACAĞIZ"

Erdoğan, "Aziz milletim değerli milletvekili arkadaşlarım hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Ülkemizde kapısı çalınmamış hane bırakmadık. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biz sahayı ne kadar sıkı tutarsak milletimizin yalanları ve çarpıtmalarıyla yanlış yönlendirmek isteyenlerin gayretleri o derece akamete uğrayacaktır. Ekim ayıyla birlikte 2023'e doğru şehir buluşmaları başlığı altında milletimizle yeni bir buluşma programı başlattık. Genel merkezimizle, milletvekillerimizle, bakanlarımızla bir yandan Ankara'daki çalışmalarımızı yürütecek, bir yandan da ilçe ilçe tüm şehirlerimize giderek milletimizle kucaklaşacağız." dedi.

"BİRİLERİ İKİ YÜZLÜ TAVIRLAR SERGİLEYEBİLİR"

Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: "Türkiye'nin bugününü hazırlayan parti sıfatıyla, erkeği kadınıyla, genci yaşlısıyla her kesimden insanımıza göstermeye kararlıyız. Bizim için kimin ne yaptığının, kimin kiminle olduğunun önemi yoktur; biz kendi işimize bakacağız. Birileri ülkenin ve milletin geleceğini, menfaatlerini düşünmeden iki yüzlü tavırlar sergileyebilir ama bizim milletimize ne aldatanlardan ne aldananlardan olmama sözümüz var. Bunun için her sözümüzü hesabını kitabını yaparak ifade etme mecburiyetimiz bulunuyor.

"KENDİLERİNE AİT OLMAYAN İŞLERİ SAHİPLENEREK GEZEBİLİYORLAR"

Muhalefetin seçim öncesi söyledikleri ile seçim sonrası yaptıkları arasındaki uçurumu belediyelerde gördük. Buna rağmen kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek gezebiliyorlar. Aynı sinsi taktiği önümüzdeki seçimlerde de yapmak istiyorlar. Gençlerimizin de dünyayı tanıyan birikimleri, geniş ufuklarıyla bu bayat oyunu kolayca çözebileceklerini biliyorum. Milletimizin önüne yeni bir vizyonla, projelerle çıkabilen böyle bir niyete gayrete sahip tek partiyiz, tek ittifakız. İnşallah seçim süreci ilerledikçe projelerimizi daha ayrıntılı bir şekilde milletimizle paylaşacağız.

"ÇALIŞMALARI TAMAMLAYARAK MİLLETİMİZİN HUZURUNA ÇIKMAYI PLANLIYORUZ"

Bugün milletimiz ekranları başında bizi heyecanla dinliyor. Milletimizle bazı gerçekleri paylaşacağım. Seçimlere kadar önümüzde yaklaşık 8 aylık vakit var. Meclis'in seçim takviminin başlamasıyla çalışmalarına ara vereceğini düşündüğümüzde geriye 5-6 aylık yasama süresi kalıyor. Verdiğimiz sözlerin yasama boyutundaki çalışmalarını tamamlayarak milletimizin huzuruna çıkmayı planlıyoruz. Ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'yle birlikte sıkı bir mesaiyle gündemimizdeki tüm düzenlemeleri yasalaştıracağımıza inanıyorum.

"TOPLANIP TOPLANIP DAĞILIYORLAR"

Biz de bu salondaki son grup toplantımızı yaptığımız 15 Haziran'dan bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında katıldığımız pek çok programla ülkemize ve milletimize hizmet etmeyi sürdürdük. Bir yandan eser ve hizmet siyasetimizin ürünü projelerin açılış heyecanını milletimizle yaşadık, diğer yandan Türkiye'nin uluslararası alandaki gücünü perçinleyecek adımlarda bulunduk. Milletimize söz verdiğimiz şekilde büyük ve güçlü Türkiye'yi tuğla tuğla örüyor, ilmik ilmik dokuyor, emek emek yükseltiyoruz. Günümüzün her anını, yılın her gününü büyük bir aşkla çalışarak geçiriyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde de Türkiye yüzyılını milletimizle birlikte inşa edeceğiz. Bu seçimlerin mottosu Türkiye yüzyılı. Yeni yasama yılı açılış konuşmamızda geçmişten bugüne yaptığımız kapsamlı değerlendirmenin ardından Türkiye yüzyılı başlığı altında ilk işareti de Meclis'te paylaştım. Birilerine bakıyorsunuz toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Bırakın memlekete faydalarının dokunmasını, kendi meselelerini bile çözemiyorlar. Biz ise tüm enerjimizi evlatlarımıza daha güçlü bir Türkiye bırakmaya harcıyoruz. Şehir hastanelerinden yollara, toplu konut projelerinden sosyal destek programlarından her alanlara insanımızın hayatına dokunacak yeni projeleri devreye alıyoruz. Geçenlerde Ankara Etlik Şehir Hastanesi'nin de açılışını yaptık. O da Bilkent Şehir Hastanesi'yle aynı büyüklükte, 4 bin 6 yatak kapasitesine sahip.

"EY BAY KEMAL, SENİN GİDECEK YERİN VAR MI?"

Malum zat bir zamanlar SSK'nın Genel Müdürlüğünü yaptı. Bunları milletimize anlatın. Ne yaptı bu adam? Onun döneminde hastane odaları pislikten geçilmiyordu. Hastalarımız kan revan içinde kalıyordu. Hepsi bir tarafa, rehine alma dönemi vardı. Hastalar ölüyor ve rehine alınıyorlardı. Nerede? SSK'nın hastanelerinde. Ey Bay Kemal, senin gidecek yerin var mı? Bütün umudunu ekonomideki sıkıntılara bağlayanların heveslerini kursaklarında bırakacak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Vatandaşlarımızı mutlaka ikna etmenizi istiyorum. Türkiye bir süredir çok ciddi sınamalardan geçmektedir. Bu sınamaların milletimizin hayatına yansıyan olumsuzlukları vardır. Ülkemizin önündeki zorlukların ve insanımızın yaşadığı sorunların çözümü mümkündür. Peki, Türkiye'de bu çözümü sağlayacak tek yürütme temsilcisi biz, tek siyasi parti AK Parti, tek ittifak Cumhur İttifakı mıdır? Evet, öyledir. Milletimize işte bu gerçeği gösterdiğimizde sandık yolu kendiliğinden açılacaktır."

Türkiye ekonomi programımız gündeme ilk geldiğinde birileri istihza ile karşılamış, kendi akıllarınca bıyık altından gülmüşlerdi. Biz bunların hiçbirine bakmadık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütecek adımları birer birer attık. Ülkemize yönelik ekonomik saldırılar için kullanılan araçları kurduğumuz mekanizmalarla birer birer devre dışı bıraktık. Bu musibeti daha büyük bir değişim vesilesi haline getirdik. Salgın oldu üretime ara vermedik. Savaş çıktı, ihracatta gaza basmaktan vazgeçmedik. İnsanımızın işini, aşını birinci sıraya koyduğumuz yaklaşımla ekonomi programımızı uygulamaya devam ediyoruz. Bu yılın sonunda ülkemizin ilk yerli otomobili TOGG'un banttan çıkış törenine katılıyoruz. Önümüzdeki yılbaşında ülkemizde güzel bir havanın esmesini sağlayacağız. Durmak yok, yola devam."

Birilerinin buram buram sinsilik kokan oyunlar peşinde olduğunu görüyoruz. Önceki akşam geç saatlerde CHP Genel Başkanı, bizim ömrümüzü verdiğimiz mücadele neticesinde adım adım çözdüğümüz başörtüsü meselesiyle ilgili günah çıkartıyor, güya yeni bir teklif getiriyor. Gerçi dün açıkladıkları kanun teklifiyle önceki akşam atıp tuttukları arasında dağlar kadar fark var. Ama yine de biz söz üzerinden gidelim. Doğrusu bu zatın niye böyle bir teklifle ortaya çıktığını anlamakta zorlandık. Çünkü biz bir dönem zulüm düzeyine çıkan bu konuyu her alanda ülke gündeminden çıkardık. Ülkemizde şu anda kamuda veya özel sektörde çalışan hiçbir hanım kardeşlerimizle ilgili böyle bir mesele yok.

Yav Kemal, doğru ol be! Birkaç tane başörtülü hanıma rozet takmakla bu işi çözdüğünü mü zannediyorsunuz? Dürüst ol dürüst. Adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak milletin karşısına çıkma. Artık yaşanmayan bir sorunla ilgili gece yarısı çıkıp kanuni teklif etmesindeki riyakarlığı görüyoruz da başka ne hesap var onu da değerlendirmemiz lazım.

Türkiye bir dönem Meclis'e başörtüsüyle girdiği için kürsüden senin yandaşın, her şeyin, fikir baban, düşünce baban tarafından -şimdi ebedi alemde- kürsüden haddi bildirilmeye davet edilen milletvekilleri görmüştür. Siz de bunları alkışlamıştınız. Meclis'ten dışarı atmak için hep birlikte ayağa kalkıp alkışlamıştınız. Bugün milletvekillerimizle veya diğer konumlardaki seçilmişlerle ilgili böyle bir sıkıntı var mı? Hayır. AK Parti, Cumhur İttifakı, Meclis ve hükümet olarak bu doğrultudaki attığımız her adımın kazananı Türkiye olmuştur, milletimiz olmuştur, fert fert her bir insanımız olmuştur.

Bir kez daha altını çizmek istiyorum bugün Türkiye'nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele verdiğimiz mücadele ve yaptığımız mücadeleler sayesinde hamdolsun artık kalmamıştır. Geçmişte bu ülkede başörtüsü diye utanç verici mesele kaldıysa bunun tek müsebbibi CHP zihniyetidir, CHP faşizmidir. İşin esasına genelde kılık kıyafet ve özelde de başörtüsü meselesi ne yasa ne Anayasa konusu olmaması gereken tabiî bir haktır. Bu ülkede başörtüsü örtenler Rabbimin emri olduğu için örtüyor. Bu sizi niye rahatsız ediyor? CHP faşizmi geçmişte bürokratik vesayetle ve darbecilerle el ele vererek önümüze böyle bir sorun çıkarmıştır. Zorlama yorumlarla ülkemiz bu tartışmaların içine sokulmuş, insanlarımız mağdur edilmiştir. Mekanizmayı perde arkasından işleten hep CHP zihniyetidir. Menderes'i de darağacına göndermekte tereddüt etmemişlerdir.