Demokrasi ve Atılım Partisi Elazığ İl Teşkilatı birinci olağan kongresi Genel Başkan Ali Babacan’ın katılımıyla gerçekleştirdi.

Gerçekleştirilen kongreye; Genel Başkan Ali Babacan’ın yanı sıra Genel Başkan Yardımcısı Elazığlı hemşehrimiz İbrahim Çanakçı, CHP Elazığ İl Başkanı Zeki Kaplan, İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Mevlüt Or, Deva Partisi yöneticileri ve vatandaşlar katıldı.

Divan Başkanlığını Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Çanakçı’nın yaptığı kongrede Murat Dağhan başkanlığa seçildi.

Deva Partisi Genel Başkan yardımcısı Elazığlı İbrahim Halil Çanakçı, Elazığ ve Elazığlılar’ın önemine değindi.

DAĞHAN: ÜLKEMİZİ HER ALANDA İNŞA TAAHHÜTLÜNDE BULUNMUŞTUR

Deva Partisi İl Başkanı Murat Dağhan, partilerinin umut hareketi olarak Türk siyasi arenasına çıktığını belirterek, “Bir umut hareketi olarak Türk siyasi arenasına çıkan partimiz; tarihi bir sorumlulukla ülkemizi her alanda inşa taahhütlünde bulunmuştur. Bu öyle bir inşa sürecidir ki en temel insan haklarından olan düşünce özgürlüğüne vurulan zincirlerin kırılmasıdır. Geleceğimizin ve beraberliğimizin teminatı olan ancak özü unutulmuş, sadece dillerde yer alan demokrasimizin yeniden canlandırılmasıdır. Devletin temeli insanlarımızın en büyük güvencesi olan ve yokluğunu en çok hissettiren adaletin en çok özgürleştirilmesidir. Bu öyle bir inşadır ki gönüllere korku veren, ötekileştirme üzerine kurulmuş, nefretten beslenen siyasi anlayışın artık milletimizin üzerinden elini çekmesidir” ifadelerini kullandı.

BABACAN: VATANDAŞLARIMIZ HALEN KALICI KONUTLARLA İLGİLİ BİR BELİRSİZLİK YAŞIYOR

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise, “Bugün binlerce yıllık antik şehir Harput’ta olmaktan, sekiz köşeli şapkalarıyla erdem timsali Elazığlı dostlarımın arasında olmaktan, Balakgazi’nin, Arapbaba’nın, Beyzade Efendi’nin, Şehidimiz Fethi Sekin’in şehrinde olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hepinizin bildiği gibi kısa bir zaman önce 30 Ekim Cuma günü İzmir’de bir deprem felaketi yaşadık. Elazığlı dostlarımızın daha iyi bildiği gibi deprem bu ülkenin gerçeği. Çok değil bu senenin başında Elazığ’da da ağır bir deprem felaketi yaşadık. Bugün sabah deprem felaketinde evlerini kaybeden, evlerinden olan vatandaşlarımızı, arkadaşlarımızla beraber ziyaret ettik. Acı felaketin üzerinden 10 ay geçti ama vatandaşlarımız halen kalıcı konutlarla ilgili bir belirsizlik yaşıyor şu anda. Birkaç gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Depremlere Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu” kuruldu. Çok taze bir deprem tecrübesi olan Elazığ’dan maalesef bu komisyonda bir temsil yok. Bunu biz şu andaki meclisteki komisyonun önemli bir eksiği olarak görüyoruz. Bizzat deprem felaketini yaşayan ve taze bir tecrübeye sahip olan Elazığ milletvekillerinin de mutlaka o komisyonda olması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

BABACAN: BU DOĞRU BİR DURUŞ DEĞİL

Genel Başkan Babacan, “Deprem elbette bir doğal afet. Fakat ölüm ve yıkım kaçınılmaz değil. İktidarın küçük ortağı her zamanki gibi kötü bir durumla karşılaştığında sorumluluğu unutuyor ve sanki işin içerisinde değilmiş gibi açıklamalar yapıyor. İzmir depreminden sonra ne dediler; ‘keşke vatandaşlar riskli binalarda oturmasaydı.’ Ölümlerin, yıkımların faturasını adeta vatandaşlarımıza kestiler. Küçük ortak yine kara ortak ama zarara değil. Ama biz onlara hatırlatıyoruz, hatırlatmaya da devam edeceğiz. Bugün yaşanan her şeyde, her türlü problemde, yoksullukta, yıkımda, yanlış yönetimde siz büyük ortak kadar sorumlusunuz. Bundan kaçamazsınız. Biz bunu sürekli hatırlatacağız size. Hem iktidara ortak olup nimetlerinden faydalanıp, problemler çıktığı zaman kenarda durmak ve sanki dışındaymış gibi pozisyon almak; bu doğru bir duruş değil. Ve biz her kaçak güreştiğinizde size bunu hatırlatacağız” şeklinde konuştu.

BABACAN: VATANDAŞIMIZ ADETA KATİL BİNALARDA OTURMAYA MAHKUM EDİLEMEZ

Ali Babacan, “Deprem bu ülkenin gerçeğidir. Ve bunu bilerek devletin, merkezi hükümetin, yerel yönetimlerin karar alması lazım, adımlar atılması lazım. Bugün atılan her adımla yapılan her işlemde depremin ve diğer olası afetlerin planlaması mutlaka akılda tutulmalıdır. İmar barışlarıyla, denetimsiz binalarla vatandaşımız adeta katil binalarda oturmaya mahkum edilemez. Tamda bu yüzden devlet var. Burada deprem sonrasındaki önlemleri değil, tüm sistemleri deprem merkezli ve ön alıcı bir şekilde oluşturmamız gerekiyor. Çünkü ülkemiz büyük fay hatlarının üzerinde. İnsanlarımızın canı da malı da üretimi de sanayi tesislerimiz de hepsi risk altında. Bunu yönetmek ülkeyi idare edenlerin görevi” dedi.

BABACAN: ELAZIĞ’DA HEP BERABER ARKADAŞLARIMIZLA GÖRDÜK

Genel Başkan Ali Babacan, “Bugün sabah gördüğümüz tablo, öyle de çok iç açıcı bir tablo değil. Plansızlığın, programsızlığın ve deprem yaşayan illerimiz arasındaki tutarsız yaklaşımların, politikaların bir örneğini daha burada, Elazığ’da hep beraber arkadaşlarımızla gördük, tespit ettik. Son 10 yılda, 15 yılda olan depremlere bakın. Hangi ilde, hangi durumlardaki vatandaşlarımıza nasıl destek çıkılmış onu bir inceleyin. İnanın bir standart yok. Anlık, günlük kararlar. Daha geçen Giresun’da bir sel felaketi oldu. Esnafımıza 50 bin liralık kayıtsız destek sözü verildi hemen. Peki ben sordum arkadaşlara; Elazığ’da böyle bir şey oldu mu diye? Yok. Niye çünkü, kural bazlı, ilke bazlı bir yönetim felsefesi yok. Hukukla, kurallarla, ilkelerle kendilerini bağlamak istemeyen bir yönetim zihniyeti var şu anda Türkiye’de. Neredeyse artık anayasa, yasalar bir vesayet olarak görülüyor. Keyfilik almış başını gidiyor. Peki, soruyorum Elazığ’da hangi parti iş başındaydı deprem olduğunda? Böyle bir zihniyet olur mu? Deprem gibi insanların hayatlarını kaybettiği, acıların yaşandığı bir felaketin üzerine particilik yapılır mı?” diye ifade etti.

BABACAN: AĞIR HASARLI DENİLEN BİNA BİR SÜRE SONRA DEĞİŞTİRİLİYOR

Elazığ’daki ağır ve orta hasarlı binalara değinen Genel Başkan Babacan, “Elazığ’da aynı binayla ilgili arka arkaya raporlar tutuluyor. Bakıyorsunuz ağır hasarlı denilen bina bir süre sonra değiştiriliyor, orta hasarlı sınıfa dönüştürülüyor. Orta hasarlı bina sınıf değiştiriyor ağır hasarlı diye kayda geçiyor. Aynı binaya farklı farklı heyetler geliyor, farklı farklı tutanak tutuyor. Bu nasıl oluyor? Bunu sadece teknik gerekçelerle izah etmek mümkün değil. Hepsinde siyasi müdahale var. Deprem kadar insanların tam canıyla ilgili olan bu kadar meselede hayatın söz konusu olduğu meselede siyasi talimatla iş yürümez. Binanın depreme ne kadar dayanıklı olup olmadığını mutlaka bağımsız, tarafsız, teknik çalışmalarla belirlenmesi lazım. Ne belediyenin, ne de merkezi hükümetin karışamadığı, etki edemediği yapılarla bunun yapılması lazım. Aksi halde daha çok gözyaşı dökeriz bu ülkede. Fay hatlarının üzerinde depremde yıkılacak binalar inşa ediliyor. Marifet vatandaşları konteynır kente muhtaç etmemekte. Marifet burada. Marifet vatandaşların canını korumakta. Marifet doğal afetleri hayatı durduran krizden olmayacak şekilde yönetebilmekte” dedi.

BABACAN: YETERLİ MİKTARDA İŞLEME TESİSİNİ ELAZIĞ’A KAZANDIRMAK İÇİN GEREKLİ DESTEK SİSTEMLERİNİ OLUŞTURACAĞIZ

Genel Başkan Ali Babacan, “Elazığlı dostlarım biliyorum yaşanan sıkıntılar moralinizi bozuyor. Sahipsizlik hissi Elazığ’da var. Ama umutsuzluğa, karamsarlığa, kötümserliğe kapılmayın diyorum. Çünkü artık Elazığ’ın da devası var. Ve bizde Deva Partisi olarak şehrimizin imar planı,  yapılaşma, trafik, ulaşım, yol, kaldırım, otopark, yeşil alan, park bahçe ve benzeri sorunları çözerek rahat ve yaşanabilir bir şehri hep beraber sizlerle omuz omuza gerçekleştireceğiz. Yapımına 1987 yılında başlanan ve halen tamamlanamayan Uluova ve Kuzova sulama hattını ivedilikle bitirip Kuzova, Uluova ve Bermaz Ovaları’nda tarımı harekete geçirecek ihtisas tarım organize sanayi bölgelerini kuracağız. Destek programlarıyla Elazığ’ı tarım, hayvancılık ve balıkçılık alanlarında önemli bir merkez haline getireceğiz. Bu kapsamda ipek üretimini, ceviz, badem ve bağcılığı destekleyeceğiz. Yöresel ürünlerde ilçe isimleriyle özdeşleşecek şekilde markalaşma adımlarını teşvik edeceğiz. Baskil İlçe’mizin kayısı, badem, dur üretiminde öne çıkması için her türlü üretim ve yatırım desteğini sağlayacağız. Başta Palu, Arıcak ve Alacakaya ilçeleri olmak üzere tüm dağ köylerimizde küçük ve büyükbaş hayvan besiciliğini sonuna kadar destekleyeceğiz. Elazığ sularında önemli miktarda balık yetiştiriciliği yapılıyor. Balıkçılık sektöründe sürdürülebilir gelişmenin sağlanması ve katma değerin bu şehir için kalmasını sağlamak için yavru yem ve yeterli miktarda işleme tesisini Elazığ’a kazandırmak için gerekli destek sistemlerini oluşturacağız. Tekstil gibi emek yoğun sanayi tesislerinin yanı sıra yüksek katma değerli sanayi tesislerinin de kurulmasını Elazığ’da destekleyeceğiz. Mermerin işlenerek yüksek katma değerli ürünlerin fabrikasyon imalatını ve aynı zamanda madencilik faaliyetlerini de düzenleyeceğiz” dedi.

BABACAN: İHRACATA DA HİTAP EDECEK STRATEJİK SANAYİ TESİSLERİNİN ELAZIĞ’DA KURULMASINI DESTEKLEYECEĞİZ

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bu alanda özellikle verimlilik artışını sağlayacak ve maliyetlerini düşürecek yatırım yapılmasını, kalifiye, uzman personel yetiştirilmesini, sertifikalandırılmalarının yaygınlaştırılmasını, sanayi kuruluşlarıyla yüksek meslek okulları ve üniversiteler arasındaki işbirliğini geliştirmesine ve pazarlama faaliyetlerinde destekleyeceğiz. Organize Sanayi Bölgesini geliştirecek, ihracata da hitap edecek stratejik sanayi tesislerinin Elazığ’da kurulmasını destekleyeceğiz. Tahsil edecek uygun alanlarda tüm alt yapısı tamamlanmış ihtiyaca ve amaca yönelik ihtisas sanayi sitelerinin kurulmasını sağlayarak Elazığ Sanayi Sitesi’ndeki çalışanlarımızın içine düştüğü kısır döngüyü de hep beraber kıracağız. Elazığ’ın bölgesel yatırım teşviklerinden hakkaniyetli bir biçimde yararlanabilmesi için ilimizin milli gelir hesabının doğru ve gerçekçi bir şekilde yapılmasını sağlayacağız. İletişim ve bilişim alanında istihdam imkanı oluşturma konusunda da Fırat Üniversitesi’nin potansiyelinden en üst düzeyinden yararlanacağız. Telekom, TÜRKSAT, Fırat EDAŞ, Aksa Gaz ve benzeri şirketlere lokal ve bölgesel hizmet verecek çağrı merkezlerinin de burada bu kentimizde kurulmasını sağlayacağız. Yükseköğretim ve sağlık alanlarında marka şehir olması için Elazığ’ın yol göstereceğiz. Bu minvalde Hazarbaba Kayak Tesisleri’nin gölcük etrafındaki yazlık konaklama imkanlarının Harput ve Göran Kaplıcalarının potansiyelinde en üst düzeyde gerçekleşmesini, bu potansiyelden faydalanmasını sağlayacağız. Dört bir tarafı tarih ve Hazarıyla, Keban Baraj Gölü’nün deniz mavisi sularıyla kaplı Elazığ’ın turizm alanında sahip olduğu potansiyeli hayata geçirecek adımlar da atacağız” ifadelerini kullandı.