Maket evler yapıyor hem çöpe gidecek kutuları değerlendiriyor hem de boş vakitlerini değerlendiriyor.

“BİR APARTMAN BENİM BİR AYIMI ALIR”

Hevesinin olduğunu dile getiren Serdar Güngör, “Hevesim var. Benim vakit geçirdiğim uğraşım, kahvem, gezmem yoktur. Bir Elazığspor hastalığım vardır. Vaktimi bunlarla geçiriyorum. 8 katlı bir apartman benim 1 ayımı alır. El emeğidir bunlar. Ankara’da İstanbul’da bunu makina ile yaparlar. Lazer kesimle. Projeyi bilgisayara okuturlar. Lazer kesim aletleriyle pencereleri keserler, balkonları kesip birbirine yapıştırırlar. Ama bende öyle değil. O makinayı almaya benim gücüm de yetmez. Elle bunları oya oya kese kese bu hale getirir yapıştırırım. Bir apartman benim bir ayımı alır işte” ifadelerini kullandı.

ÇÖPE ATILAN DOSYALARI DEĞERLENDİRDİ

Malzemelerin özel kartonlardan oluştuğunu ve İstanbul’dan getirttiğini söyleyen Güngör, “Liseyi sanat okulunu bitirdikten sonraları, hevesimde mimarlık, inşaat mühendisliği vardı. Hatta bir 3 aylık Avrupa maceram oldu, Almanya’ya gittim. Şartlar el vermeyince geri döndüm, geldim. 1 yıl sonra milli eğitimde memur olarak göreve başladım, 1979 yılında. İlk o zamanlar dairelerde karton dosyalar vardı, o dosyalar çok hoşuma giderdi. Alırdım o dosyaları eve götürürdüm, çöpe atılanları. Evde keserdim, biçerdim bir şeyler yapmaya çalışırdım. Elazığ’da malzeme bulmak zor, halen daha yok” dedi.

“SEVEREK YAPIYORUM AMA KARIŞIĞINI BULAMIYORUM”

Maket yapmanın ruhunu açtığını vurgulayan Serdar Güngör, “Evde otururum, çocuklarımın yanında çayımı, kahvemi içer yaparım. Güzel bir uğraş, insanın ruhunu açıyor. Kayserinden sonra bizim doğuda bundan anlayan yok. Elazığ’da İnşaat yapan arkadaşları kırmak istemiyorum ama benim bir liraya yaptığım işi İstanbul’da 5 liraya yaptırırlar. Ama ben zaten hediye ettiğim adamlara bunu kabul ettiremiyorum. Bu yüzden üzgünüm, bazı meslekler vardır insan severek yapar. Bende severek yapıyorum ama karışığını bulamıyorum. Üzülmüyorum ama sadece kendi zevkim için uğraşıyorum” diye konuştu.

VİDEO: