Depremler ülkemizin kaderi..

2020 yılında yaşanan depremler ise, depremlerin kaçınılmaz olduğunu daha açık ve net ortaya koyuyor..

Depremler konuşulurken, hep dillendirilen bir cümle daha vardır ve bu cümle hep vurgulanır.. “Deprem öldürmez, çürük bina öldürür”..

Elazığ’da ve İzmir’de yaşanılan depremlerde de çürük binaların, nelere mal olduğu ortaya konuldu..

24 Ocak depreminde Sürsürü Mahallesi ve Mustafapaşa Mahallesi'nde 4 bina çöktü.

İzmir depreminde ise 17 binada çökme meydana geldi. Ve o binalarla ilgili bir çok iddialar gündeme geldi, tartışılmaya başlandı.

Elazığ’da yaşanan depremin büyüklüğü 6.8’di.. Depremin şiddetiyle 4 bina çöktü ama binlerce binada hasar meydana geldi.

Hasarlı olan binaların yıkımı 10 aydır devam ediyor. Yıkılan binaların ortaya koyduğu görüntüler ise, Elazığ’ın da bir mucize yaşadığı…

Yıkılan konutlar birkaç kepçe darbesi ile toz bulutuna karışırken, depremde şehrin büyük bir felaketin eşiğinden döndüğünü ortaya koyuyor.
Hasarlı binaların yıkımında ortaya çıkan tablo, deprem süresinin biraz daha uzaması veya şiddetinin biraz daha yüksek olması şehirde daha vahim sonuçların ortaya çıkabileceğini gösteriyor.

İşte o yıkımlardan biri de Abdullahpaşa Mahallesi’nden..

Depremde can kaybının yaşanmadığı fakat yapı stokunun büyük bir bölümünün ağır hasarlı olduğu Abdullapaşa Mahallesi’nde Batı Sitesi 9 A ve B bloklarının bulunduğu binanın yıkımı birkaç dakika içerisinde gerçekleştiriliyor.

Bina vurulan birkaç darbe ile yerle bir olurken, binadan arta kalan demirler ve kullanılan malzemenin kalitesizliği de gözler önüne seriliyor.

Şimdi akıllarda tek soru, bu binalar deprem sırasında yıkılsaydı, bunun vebali kimin üzerinde olacaktı.

 VİDEO: